15 Temmuz darbe girişiminin 4’üncü yıl dönümünde Ege Üniversitesi’nde 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü anma töreninde konuşan Yıldırım, “Bayrak inmedi, ezan dinmedi” dedi
15 Temmuz darbe girişiminin 4’üncü yıl dönümünde Ege Üniversitesi’nde 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü anma töreni düzenlendi. Törende üniversite içerisindeki 15 Temmuz Demokrasi Anıtı’nın açılışını ve 15 Temmuz Hatıra Korusu fidan dikim töreni gerçekleştirildi.
15 Temmuz Demokrasi Anıtı açılış törenine İzmir Valisi Yavuz Selim Koşger, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, Ege Ordu ve Garnizon Komutanı, İzmir Başsavcısı, İzmir Milletvekilleri, Siyasi Parti ve STK temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı.
Anıt açılışında konuşma yapan TBMM eski Meclis Başkanı, Türkiye Cumhuriyeti son Başbakanı ve AKP İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, “Maalesef dün bir insanlı keşif uçağının kazası sonucu 7 kahraman polisimiz ve operasyon sırasında 2 özel harekatçi polisimiz olmak üzere 9 şehidimiz var. Şehitlerimize rabbimden rahmet diliyorum. Acılı ailerinin üzüntülerini paylaşıyorum. Milletimizin başı sağolsun” dedi.
“15 Temmuz hem zafer hem ihanettir”
15 Temmuz, alçak darbe girişimi kalkışmasının 4’üncü sene-i devriyesini andıklarını ifade eden Yıldırım, “15 Temmuz bir yönüyle ihanet bir yönüyle de zaferdir. İhanet tarafına gelince, yıllarca bürokraside, askeriyede, emniyette, iş aleminde, medyada, yargıda, özel ve kamunun bütün alanlarında sinsi bir şekilde örgütlenmiş; devletin imkanlarıyla bir takım yerlere gelmiş akıllarını kiraya veren alçak terör örgütü mensuplarının aziz milletimize, güzel ülkemize yaptıkları en büyük ihanetin adıdır. 15 Temmuz gecesi akşam saat 10’da biz ‘Bu bir kalkışmadır’ dedik. Evet, bu bir kalkışmaydı. Bunlar asker üniforması giymiş terör grupları, hainlerdir. Vatanını milletini bayrağını seven askerlerimizi, polislerimizi karıştırmamak gerekiyor. İlerleyen saatlerde de bunu hep beraber gördük. Hem Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliği, hem hükümetimizin kararlığı ve Aziz milletimizin meseleye sahip çıkmasıyla beraber o gece alçaklara dünyayı dar ettik ve hain kalkışma milletin zaferiyle günışığında son buldu” şeklinde konuştu.
“Bayrak inmedi, ezan dinmedi”
Konuşmasında birlik ve beraberlik vurgusu yapan Yıldırım, “15 Temmuz gecesi vatansever askerimiz, polisimiz, savcımız, yargı mensuplarımız medya mensuplarımız; ama hepsinden önce milletimiz genci, yaşlısı, kadını, erkeği ama herkes ülkeye sahip çıktı. Bayrağını alan meydanlara indi. Niye indi? Çünkü çağrı Liderden geldi. Liderine güvendi, hükümetine güvendi. Yapılan işin yanlış olduğuna, milli iradeye, milletin egemenliğine karşı bir kalkışma olduğuna inandı. Bu inançla yapılan mücadelede şehitlerimiz oldu, 251 insanımızı şehit verdik. 2 bin 196 vatandaşımız yaralandı, gazi oldu. Ama bayrak inmedi, ezan dinmedi” dedi.
“Halkın gücü, tankın gücünü yendi”
Dimdik bir şekilde ülkenin geleceğine sahip çıkan bir millet olduğunu dile getiren Yıldırım, “O gece ben şunu gördüm, darbeyi bir ölçüde Cumhurbaşkanımız ve seçilmiş hükümete yapılması nedeniyle çok yakından yaşadık başından beri. Bir kez daha gördük ki; bu ülkeyi alt etmek, bu ülkeye ayar vermek, darbelerle, kalkışmalarla diz çöktürmek o kadar kolay değil. Yıllarca gençler apolitiktir, gençler ülke meselelerine ilgisizdir denen o tez o gece çöktü. Gençlerimiz o gece meydandaydı, o gece farklı düşünce yoktu, farklı siyasi görüş yoktu. O gece sadece vatan sevgisi vardı, bağımsızlık sevgisi vardı, bayrak sevgisi vardı. Herkes bir oldu, beraber oldu. O gece halkın gücü, tankın gücünü yenmiştir. Ve mutlak zafer, bayrağımız tekrar en yükseklerde dalgalanmaya devam etmiştir” ifadesini kullandı.
“Darbeyi yapanlar hak ettikleri cezayı en ağır şekilde görecekler”
Zaman zaman bu darbe dolayısıyla kurumlara insafsız saldırılarda olduğunu da aktaran Yıldırım, “Darbeyi yakından yaşamış bir kardeşiniz olarak şunu söylüyorum. Hainler içimizde olabilir, ama vatanseverlerimiz daha fazla vardır. Bunu da 15 Temmuz gecesi hep beraber gördük. Akıllarını kiraya veren, tamamen emperyal güçlerin kontrolüne girmiş zavallılar, akılları sıra milletin egemenliğine milletin seçtiği Cumhurbaşkanı’na saldırarak haketmedikleri iktidarı ele geçireceğini zannettiler. O gecenin ertesinde torumun bana dedi ki; ‘Bunlar bizim askerlerimiz değil mi? Niye insanları öldürüyorlar?’. 13 yaşında bir çocuğun bu sorusu karşısında ne kadar çaresiz kaldığımı hissettim. Ona dedim ki, ‘Kızım hiç merak etme bunu yapanlar hak ettikleri cezayı en ağır şekilde görecekler’. Bunların elbiselerine bakarak aldanmayalım. Bunlar o şanlı üniformanın altındaki alçaklardır. Fetö terör örgütüne aklını vermiş teröristlerdir” dedi.
Yıldırım, hukuk devleti içerisinde ilk andan başlayarak darbecilerin tek tek hesabını verdiğini ve şehitlerin, gazilerin hesabının sorulduğunu vurgulayarak, “Darbeler kötüdür. Demokrasi ve milli iradeye vesayet yoluyla göz dikme yeni bir şey değildir. Geçmişimizde de ne yazık ki darbe olayları vardır” şeklinde konuştu.
“Bu anıtın açılışını anlamlı buluyorum”
Ege Üniversitesi’nde bulunma amacı hakkında konuşan Yıldırım, “60 yılı aşan tarihi boyunca ülkemize birbirinden değerli bilim adamları yetiştiren Ege Üniversite’mizin 15 Temmuz’u yaşatmak ve 15 Temmuz’u gelecek kuşaklara aktarmak üzere yaptığı bu sembol bu anıtın açılışını yapacağız. Bunu anlamlı buluyorum. Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür. İnsan hafızası unutur. Unutmamak için, bir daha kötü tecrübeleri yaşamamak için, o karanlık gecenin hatırda kalması için, verilen mücadelenin hatırlanması için, şehitlerin hatıralarının canlı tutulması için böyle bir hatıra koruluğunun yapılmasını önemsiyorum. Bu güzel çalışmasından dolayı Rektör Hocamız Prof. Dr. Necdet Budak ve arkadaşlarına teşekkür ediyorum” dedi.
Dün Ankara’da olduklarını ve Ankara’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile beraber 15 Temmuz şehitlerini andıklarının bilgisini veren Yıldırım, “15 Temmuz’u her yönüyle değerlendirdik. Yurdun her tarafından 15 Temmuz anma toplantıları yapıldı ve bir kez daha 15 Temmuz’da yaşananlar, 15 Temmuz’dan alınan dersler ve bundan sonrası için yapılması gereken her türlü çalışmalar; uzmanlar, akademisyenler, siyasetçiler ve halkın her kesimi tarafından enine boyuna değerlendirildi” şeklinde açıkladı.
“Türkiye salgında en iyi sınavı verdi”
“Türkiye güçlü bir ülke” diyen Yıldırım, 2020 yılına büyük umutlarla girildiğini söyleyerek, “Çok güzel beklentilerimiz vardı ancak ne yazık ki işler öyle olmadı. Doğal afetler, depremler derken dünyayı kasıp kavuran bir salgınla yüzleşmek zorunda kaldık. Ve halen bu salgın devam ediyor bitmiş değil. Ne zaman biteceği konusunda da kesin bir tarih yok. Çünkü bu salgının, bu virüsün, bu mikrobun henüz aşısı bulunmadı. Dolayısıyla güvenme mekanizması henüz yok. En kötü şey belirsizliktir. Belirsizlikte plan yapamazsınız belirsizlikte risk yönetimini belirleyemezsiniz. Bütün bu olumsuzluklara rağmen Türkiye bu salgında en iyi sınavı vermiş ülkelerin başında olmuştur. Hiçbir ülke yok ki bu salgından yönetim-iktidar olarak güçlenerek çıksın; tek istisnası Türkiye. Sebebi çok açık. Sebebi son 18 yılda sağlık altyapısına yapılan yatırımlar, şehir hastaneleri ve yeni hastanelerdir; yetkin, ehil sağlık personelinin istihdamı ve yetiştirilmesidir” ifadelerini kullandı.
3 ay boyunca normal hayatın dışına çıkıldığını belirten Yıldırım, “Evimizde işlerimizi takip etme mecburiyetinde kaldık. Hayatın akışında büyük bir değişiklik yaşanmadı. Neden? Çünkü 18 yılda iletişim altyapısını da Türkiye’nin her tarafında güçlü bir şekilde kurduk. Dolayısıyla internetin etkin kullanımı ile hem eğitim hem sağlık hem ticaret bütün alanlarla bulunduğumuz yerden ayrılmadan işleri yapma imkanına sahip olduk. Bu da ülkemizin gücünü gösteriyor. Türkiye’nin gücünü gösteriyor” diye konuştu.
“Terör yüzde 100 kontrol altındadır”
Türkiye’nin 15 Temmuzdan çıktıktan sonra ekonomisinin çökeceği yönündeki söylemleri değerlendiren Yıldırım, “Türkiye terörle mücadele zafiyet yaşanacak, dendi. Ama hatırlayın, 15 Temmuz ihanetinin hemen arkasından Ağustos ayında biz dış operasyon yaptık. Fırat Kalkanı operasyonunu gerçekleştirdik ve başarıyla gerçekleştirdik. O ihanet teşebbüsü silahlı kuvvetlerimizin arınmasının da bir vesilesi oldu. İçindeki yuvalanan hainleri temizlemesi için önemli bir başlangıç oldu. Daha sonra Zeytindalı hareketini gerçekleştirdik. Yine benim hükümette olduğum dönemde. Yakın zaman da Barış Pınarı operasyonunu gerçekleştirdik. Türkiye’nin 40 yıldır ne önemli problemi terör. Hükümeti kurduğumuzda tek bir şey söyledik, ‘Milletimiz rahat olsun, terörü bu ülkeden düşüreceğiz’ dedik. O günden bu yana silahlı kuvvetlerimiz güzel bir koordinasyonla o mücadeleyi etkin bir biçimde yapıyor. Güvenlik tarafıyla terör yüzde 100 kontrol altındadır. Bugün ülkenin her köşesine vatandaşlarımız gidiyor. Can ve mal güvenliği büyük ölçüde sağlanmış durumda” şeklinde belirtti.
“Şimdi daha fazla kalkınma, daha fazla eğitim, daha fazla sosyal konulara zaman ayırmak vakti” diyen Yıldırım, “Ülkemizin yarını bugününden daha güzel olacaktır. Asıl mesele şudur, eğer Türkiye bölgesinde benimde söyleyeceğim söz var ben söylersem ben ne düşünürsem o olacak demeseydi? Mesele etkin ülke olmaktan kaynaklıyor. Bölgesel ve milli politikalarını kendi iradesiyle kendi milletinin gücüne dayanarak karar vermesinden kaynaklanıyor. Türkiye, sadece Türkiye’den ibaret değil. Türkiye, 3 kıtada 619 yıl adalet dağıtmış merhametle yönetmiş Osmanlı’nın külleri üzerine kurulmuş genç bir cumhuriyettir. Genç cumhuriyeti kuranlarda başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün arkadaşlarının amacı tarih boyunca hiçbir boyunduruk altına girmeyen bu milleti Anadolu topraklarında hayta geçirmektedir. Orada da büyük kayıplar verdik ama asla bağımsızlığımızdan, egemenliğimizden, özgürlüğümüzden taviz vermedik. İstiklal Harbimizin, Çanakkale mücadelemizin, 7 cephede bu topraklar için şehit olan bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum. 15 Temmuz hatıralarda canlı olarak kalacak” diyerek sözlerini sonlandırdı.
“Pandemi sürecinde devasa devletlerin kepaze olduğunu gördük”
İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger ise, “Darbeyi yapan hainlerin iki numaralı hedefi Binali Yıldırım’dı. Darbeyi yakın yaşayanlar var. Darbeyi bütün iliklerine kadar yaşadı. Bizim tarihimizde hainler olmuştur, ihanetler olmuştur, darbeler de olmuştur. Ancak burada hakikaten güçlü bir devletimiz ve yüce bir milletimiz var. Kuvvetli bir ordumuz var. Güçlü bir milletimiz olduğunu, pandemi sürecinde birçok dev aynasında gören devasa devletlerin nasıl kepaze olduklarını gördük” dedi.
Köşger, “Türkiye milletinin son 50 yılda sosyal travmaların biri onlara isabet olsa devletleri yerle yeksan milletleri dağılacakmış. Biz millet olarak bu tür travmaları daha güçlü atlattık. Yek vücut olduk. Olması gereken noktada savuşturduk. Dünya tarihine altın harflerle yazdıracak direniş gösterdik. Yaşanan son ihanet tarihimiz içindeki en önemlilerinden birisi. Milletin içinden çıkan, kendi vergilerimizle beslediğimiz, tankı topu uçakları milletin kendisine doğrultması durumunda, milletin duruma el koyması ve devleti hainlerin elinden kurtarmasını unutturulmaması lazım. Gençlere bunu anlatmak lazım. Ege Üniversitesi’nde bunu altın harflerle kazıyan herkese teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
“Milletimiz farklılıklara rağmen bayrağına bağlılığını gösterdi”
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak’da, “15 Temmuz demokrasi zaferinin 4. Yılında devletin bekası için canlarını feda eden 251 demokrasi şehidi şükranla anıyorum. Kahraman halkımızın sergiledi. Güçlü duruşu 15 Temmuz 2016 gecesi yaşadık. Hain terör örgütü FETÖ tarafından aziz milletimizin iradesi hiçe sayılarak ülkemizin geleceğinin hiçe sayıldığını gördük. O gece kederi ve gururu aynı anda yaşadık. Milletimiz tüm farklılıkları geride bırakarak bayrağına bağlılığını bir kere daha gösterdi” dedi.
Yaralanan ve şehit olan vatandaşların acısını hala yüreğinde hissettiğini söyleyen Rektör Budak, “Ülkemize yönelen her türlü tehdide karşı kahramanca mücadele eden herkese sorumluluklarımız olduğunu düşünüyorum. Gençlerimize milli beraberlik duygusunun aşılanması hepimizin sorunu. Biz şanlı bir milletin torunlarıyız. Atamızdan devraldığımız bayrağı aynı kararlılıklar taşıyacağız. Demokrasi için kendini feda eden şehitlerimiz ve gazilerimizi unutturmamalıyız. Gazilerimiz ve şehitlerimizin anısını yaşatacağımız anıtın açılışını gerçekleştiriyoruz. Attığımız bu adım sayesinde genç nesil bu ruhu ve dersi hiç unutmayacaklar. Gazi ve şehitlerimizi şükranla anıyorum” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Binali Yıldırım’a hatıra plaketi verdi. Plaket sunumunun ardından 15 Temmuz Hatıra Koruluğu fidan dikim törenine geçildi.
HABER: BEYZA COŞKUNTÜRK