Aktif gazeteciliğimin son 10 yılını Yeni Asır’ın Bölge Haberleri Müdürü olarak tamamladım. Pek çok insan haberinin manşet yaptırdım.
Hem çalışma arkadaşlarımı bu konuda teşvik ettim hem de meslektaşlarıma “her şey insan için” iddiasını kanıtlamak istedim.
Çünkü mesleğini sürdürürken sürekli “gazetecilik bitti” diye serzenişte bulunanlara ve gazete yöneticilerine belki ilham verir.
Halen birikimlerimi İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Medya ve İletişim bölümünde “gazetecilik” ve “sözel iletişim” dersleri vererek değerlendiriyorum.
Hayatta büyük başarı elde edememiş, orta yaşı geçmiş insanların “bütün harikalar geçmişte kaldı” teranesine asla katılmam.
Günümüz harikalar dünyası!
Gazetecilik zekası taşıyan her haberci olağanüstü güzel haberler yapabilir.
Benim alanda çalıştığım son 10 yılda birlikte harika haberler yaptığımız çalışma arkadaşlarımın adını anmadan geçemem.
Denizli’de Ufuk Soyhan, Aydın’da İhsan Karataş, Muğla’da Osman Akça ve Adem Ülker, Uşak’ta Serkan Karayol, Manisa’da Ali Filizkan, Balıkesir’de Devrim Derin ve Mahmut Acaröz, Aliağa’da Erdal Çarboğa ve Tire’de Nadir Uysal…
Daha pek çok ilçe muhabirleriyle de harika haberler çıkardık.
Sonuç olarak o haberler bir şekilde insan hayatına dokundu.
Kimi çaresizliğin yaşamdan bezdirecek hale getirdiği insanlara yeni bir umut verdi.
Kimi hatırlanmanın insani sıcaklığıyla yaşama sarıldı.
Kimi açılan fırsat kapılarından feraha çıktı…
Bence bu arkadaşlarımın her biri zamanın kahramanıydı.
BALIKESİR’DE GÜNÜN KAHRAMANI
Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin hizmetlerini duyurduğu basın bültenlerini takip ederim.
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz ile birlikte 2014’te Karesi Belediyesi’nde basın danışmanlığına adım atan gazetecilik deneyimine sahip Mehmet Örs ve Sevil Bıçakçı’nın basın bültenlerini anlaşılır halde servis etmesinin ilgi duymamda payı büyüktür.
Son olarak “kahraman itfaiyeci hayat kurtardı” başlığını görünce “haberi” okumak istedim. Basın bülteni yerine özellikle “haber” diyorum.
Çünkü haber formatına ve yazım kurallarına uygun…
Hala bir gazete yönetiyor olsaydım, “kahraman itfaiyeci” haberini manşet yapardım.
Belki 10 yıl önceydi, Denizli’de herkes bir iş hanındaki yangını verirken, muhabir arkadaşımız Ufuk Soyhan, gazetecilik refleksiyle kimsenin bakmadığı yere bakarak yine o “kahraman itfaiyeci” ayrıntısını çalışmıştı. Tabii ki manşet oldu.
Balıkesir’deki itfaiyeci ne yazık ki aynı ilgiyi görmemişti.
Hele böyle günlerde, hem toplumsal moral değerlerini yüceltir hem de unutulmuş gazeteciliğin ağırbaşlı bir hatırlatması olurdu.
Gazetecinin, bir kahramanın hayatına, yaptıklarına, olayın ayrıntılarına bakması gerekmez mi?
Basın birimindeki arkadaşlara ve İtfaiye Daire Başkanı Halil Yılmaz’a sormadım, “haberle ilgili ayrıntı isteyen oldu mu?” diye
Çünkü manşete taşırken, haberi daha ayrıntılı verebilmek için bu güzel malzemeye sos niteliğinde ayrıntılar eklemek gazetecinin işidir.
İtfaiye eri Mehmet Poyraz’ın sağlık durumu, özel hayatından sakıncası olmayan bilgiler, ne zamandan beri itfaiye eridir, duyguları, olay anında neler hissetti, nasıl karar verdi? gibi soruların yanıtı alınabilirdi.
Kahramanlık kısaca, “savaşta yiğitlik ya da tehlikeli bir durumda yararlılık gösteren kimse” diye tanımlanır.
İtfaiye erinin durumu, kahraman tanımına uyuyor.
Çünkü müdahale edilen yangında dumandan etkilenen ileri yaştaki bir insan, hala hayatta…
Haberin değeri, gazeteci tarafından artırılır veya yok edilir.
Haber bakış açısıyla zenginleşir.
İnsanı haber yapmayacaksan, gazeteci olmaya gerek yok ki!
Olay, olgu ve yargılar siz yazmasanız da hayatın olağan akışı içinde ilerliyor.
Haberin insani ayrıntılarını, haberin insan için olduğunu unutursanız, meslek de sizi unutur.
İnsanı manşet yapmaya değer gören gazetecileri yürekten kutluyorum.
YORUMLAR