Almanya’nın Frankfurt kentinde metro istasyonunda tren raylarına düşerek bayılan Alman’ı kurtarırken tren çarpması sonucu hayatını kaybeden Türk genci Mustafa Alptuğ Sözen, baba ocağı Aydın’ın Nazilli ilçesinde dualarla son yolculuğuna uğurlandı. Alman yetkililerin tüm ısrarlara rağmen 4 saat bilgi vermemesi üzerine, ailesinin saatlerce oğullarını tren garında beklediği ortaya çıktı.
Almanya’nın Frankfurt kentinde önceki gün metro istasyonunda tren raylarına düşen ve baygın bir şekilde yatan 44 yaşındaki Alman’ı kurtarırken tren çarpması sonucu hayatını kaybeden Türk genci Mustafa Alptuğ Sözen’in (17) cenazesi dün Hanau Müslümanlar Cemiyetinde kılınan cenaze namazının ardından havayoluyla İzmir’e, oradan da karayoluyla baba ocağı Aydın’ın Nazilli ilçesine getirildi. Sabaha karşı ilçeye getirilerek Nazilli Devlet Hastanesi morguna kaldırılan Sözen’in cenazesi hastaneden alınarak helallik alınması için Altıntaş Mahallesindeki baba ocağına getirildi.
Daha sonra cenazesi Kocacami’ye götürülen Mustafa Alptuğ Sözen için tören düzenlendi. Nazilli Belediye Başkanı Haluk Alıcık ve büyük bir kalabalığın katıldığı törende kılınan cenaze namazının ardından Sözen’in cenazesi Eğriboyun Mezarlığı’nda dualarla son yolculuğuna uğurlandı.
Saatlerce Alptuğ’un gelmesi için tren garında beklemişler
Cenaze töreni sonrasında teyze Yadel Kurt, “Kalbimiz çok fena acıyor. Alman polisi kaç defa aramamıza rağmen bizi saatlerce bilgilendirmediler. Bize bir kez olsun ’Evet, o sizin oğlunuz demediler. Bunu yapmaya hakları yoktu. Çünkü yeğenimin yanında kimliği vardı ve kimlikle yüzü karşılaştırdıktan sonra bizi aramaları gerekiyordu ama bunu yapmadılar. Ben aradığımda hiçbir bilgi vermediler. Bizi 4 saat beklettiler. Okuldan hiç geç kalmazdı. Çocuğumuzun ilk anda telefonu çalıyordu, sonra o telefon kapandı. Acil çağrı merkezi ısrarlı taleplerimize rağmen ‘Burada Alptuğ Sözen diye birisi yok. Ablanızı sakinleştirin, kimseyi göndermiyorum, bekleyin’ dedi. Telefonu kapatıp, o mutlulukla ben eniştemi aradım. Enişten tren istasyonunda çocuğunu bekliyordu. Koştuk onların yanına, eniştem sevindi. Yukarı çıkıp, Alptuğ’un gelip ona sarılacağımız anı bekledik ama bunu yapamadık. Bize bunları yaşatmaya hakları yoktu” şeklinde konuştu.