Bir asra dayanan yaşına rağmen halen basın yayın organlarını takip edip kültürel eserler okuyan Hatice Orhan, “Günümüzde pek çok sorunun diploma veren eğitim modelleri ile çözüleceği zannediliyor. Ülkedeki her ferdin birçok diploması var ama vefayı rafa kaldıran eğitim modeli ile bu ülkenin geleceğinden endişeliyim” dedi.
Aydın’ın Köşk ilçesine bağlı Ilıdağ Mahallesi’nde Cumhuriyet’in kurulduğu yıllarda dünyaya gelen Hatice Orhan, karne ile ekmek, çay, şeker gazyağı alıp yaşayan nadir kişilerden biri olarak hayatını Köşk ilçesinde sürdürüyor. Dönemin önemli siyasetçilerinden Aligilin Halil İbrahim’in eşi olan ve Merhum Alparslan Türkeş, Ethem Menderes başta olmak üzere dönemin siyasetçilerini yakından tanıyıp eşi ile birlikte hasbıhal eden nadir kişilerden biri olan Hatice Orhan, bu milletin en kıymetli varlığının değerleri olduğunu ancak günümüzde ciddi bir kültürel yozlaşma yaşandığını söyledi. Çocukluk yılları hariç 90 yıldır üzerine yatakta iken hiç güneş doğmadığını belirten Hatice Orhan, Türkiye’nin Avrupalılaşmak isterken en değerli varlığı olan kültürünü unuttuğunu söyledi. Şu anda Anadolu’nun pek çok şehrinde yaşayan insanların ne Avrupalı ne de saf bir Yörük olabildiğini belirten Hatice Orhan, “Karne ile ekmek, çay, şeker aldık. Biz 13 kardeştik. Aç açık büyüdük ama bugün her türlü dünya nimetinin içinde yüzen çocuklardan daha mutluyduk. İnsanlar yaşlı ve hastasını ya para ile bakıyor ya da parası ile baktırıyor. Ne yaşlılar geleceklerinden ümitli ne de gençler geleceklerine sahip çıkıyor. Maalesef eğitim sistemini geliştirmek isterken bizi bizden alıp götürdüler. Allah’a şükür ben evimde bakılıyorum ama, huzurevinde yaşayan hiçbir yaşlının huzuru olmadığının bilinmesi gerek” diyerek gençlere bilim ve fen ile ilgili eğitim verilirken öz değerlerinden uzaklaştırılmaması gerektiğini söyledi.
“İnsanlar yoksuldu ama birbirine tutkundu”
Şu anda hayatını kardeşi 88 yaşındaki Mülkiye Orhan ile torunu Latif Orhan’ın evinde sürdüren Hatice Orhan, Türkiye’nin bugün ki manevi durumunun aslında yokluk ve kıtlık yıllarındaki durumundan daha kötü durumda olduğunu kaydetti. Eskiden, insanların gelenek ve göreneklerine bağlı inancı doğrultusunda yaşadığını belirten Hatice Nine, “Artık ne komşuluk hukuku kaldı, ne de sofra adabı. Bugün yaklaşık 100 yaşına ayak bastım ama geriye dönüp baktığımda bu süre göz açıp kapayıncaya kadar geçti. Bu nedenle gençler zamanın ve gençliklerinin kıymetini iyi bilsinler. Vefayı unutmasınlar. Maddi zenginliğin zenginlik olmadığını yaşları ilerlediğinde daha iyi görecekler. Bizi birbirimize bağlayan muhtaçlığın büyük bir nimet olduğunu bugün daha iyi fark ediyorum” diye konuştu.