CHP Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, “Özgür basın ve ifade özgürlüğü, çoğulcu, çağdaş ve katılımcı demokrasinin ana unsurlarındandır. Bu özgürlüklerin olmadığı bir toplum bağımsız olamaz ve gelişemez. Bu nedenle bunlar sadece gazetecilerin değil tüm toplumun sorunudur” dedi.
CHP Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne ilişkin yaptığı açıklamada “Gazetecileri sansür ve oto sansür kıskacına alan AKP iktidarı, basını tek tipleştirerek halkın haber alma hakkını gasp ediyor. Tüm baskılara rağmen halkın haber alma hakkını savunan gazetecileri ise tehdit etmekte, hedef göstermekte hiçbir sakınca görmüyorlar” diye konuştu.
DEMOKRASİ LİGİNDE HER YIL BİRAZ DAHA GERİLİYORUZ
Türkiye’nin demokrasi liginde her yıl biraz daha gerilediğini belirten Arpacı, “Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün hazırladığı 2023 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye, geçen yıla göre 16 sıra gerileyerek 180 ülke içerisinde 165’inci sırada yer aldı. RSF’ye göre Türkiye, ‘sorunlu’ kategoriden ‘vahim’ kategorisine geçti. Ülkemiz basın özgürlüğü açısından bu karneyi hak etmiyor” dedi.
GAZETECİLİK ATEŞTEN GÖMLEK GİYMEK HALİNE GELDİ
Gazetecilere yönelik baskının olağan hale getirildiği, gazeteciliğin özellikle son yıllarda ateşten gömlek giymek haline geldiğini belirten Arpacı sözlerini şöyle sürdürdü: “Maalesef ülkemizde ifade ve basın özgürlüğü kısıtlanmaktadır. Gazeteciler, görevlerini özgürce yapabilme imkânından mahrum bırakılmıştır. 2022 yılının en tartışmalı yasalarından biri olan ve ‘dezenformasyon yasası’ olarak bilinen yasanın kabulünün üstünden bir yılı aşkın süre geçti. Bugün gelinen noktada neredeyse her gün bir gazeteci bu yasa nedeniyle soruşturma geçiriyor, gözaltına alınıyor ve tutuklanıyor. Öte yandan birçok gazeteci işten çıkarılmakta ya da istifa etmek zorunda bırakılmaktadır. Basın kuruluşları ise yaptıkları haberler nedeniyle yüksek para cezaları ile karşı karşıya kalmaktadır. RTÜK ve Basın İlan Kurumu iktidarın sopası haline gelmiştir.
YEREL BASININ BİRLEŞMESİ ÇOK SESLİLİĞİ YOK ETTİ
Basın İlan Kurumu’nun ‘yerel medyanın nitelik ve etkinliğini arttırma’ iddiasıyla başlattığı yerel gazetelerin birleşmesi çalışmaları sonucunda Türkiye’deki yerel basının birleşmesi hedeflenmiş ve birçok ilde farklı görüşlerdeki gazete, baskılar sonucunda birleşmek zorunda kalmıştır. Bu durum yerel basının çok sesliliğini ortadan kaldırmış, yerel basının yerel sorunları ülke gündemine taşıma misyonunu yok etmiş, sadece ilan alan birer mecraya dönüştürmüştür.
DESTEK BEKLERKEN TASARRUF GENELGESİNE TAKILDILAR
Yerel basın üzerindeki kamu gücü de önemli bir sorun olarak kendini göstermektedir. Kimi il ve ilçelerde yerel basın mensupları vali, kaymakam ya da belediye başkanları tarafından programlara alınmamaktadır ve daha da vahimi bu baskı uygulaması sıradanlaşmıştır. Öte yandan 30 Haziran 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile yayınlanan ‘tasarruf genelgesi’ ile kamu kurum ve kuruluşlarına gazete alınmaması, zorunlu ilânlar dışında ilân yayımlatılmaması yönünde talimat verilmiştir. Gerçeğe, doğru bilgiye daha fazla ihtiyaç duyulan günlerde alınan bu karar tüm toplumun zararınadır. Bu karar, pandemi, ekonomik kriz ve dijitalleşme ile zaten büyük zorluklar yaşayan yazılı medyaya bir darbe daha vurmuştur. Yerel gazeteler devletten destek beklerken bu genelge ile nefes alamaz hâle gelmiştir.
YEREL BASININ DESTEKLENMESİ GEREKMEKTEDİR
Dünya genelinde yerel basın teşvik edilirken, Türkiye’de yerel basının maddi kaynakları kamuya yönlendirilmekte ve bu da yerel basının zor durumda kalmasına neden olmaktadır. Yerel basın, toplumun haber alma özgürlüğünü sağlayan ve yerel haberleri kapsayan önemli bir kurumdur. Dolayısıyla, yerel basının maddi kaynaklarının güçlendirilmesi ve desteklenmesi gerekmektedir. Bu nedenlerle yerel basının yaşadığı sorunların tespiti ve çözümleri için gerekli önlemlerin alınması amacıyla Meclis bünyesinde bir araştırma komisyonu kurulması gerekmektedir.
10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ KUTLU OLSUN
Şeffaf ve güvenilir bilgiye erişimin demokrasilerde hayati öneme sahiptir. Özgür basın ve ifade özgürlüğü, çoğulcu, çağdaş ve katılımcı demokrasinin ana unsurlarındandır. Bu özgürlüklerin olmadığı bir toplum bağımsız olamaz ve gelişemez. Bu nedenle bunlar sadece gazetecilerin değil tüm toplumun sorunudur. Yaşadıkları tüm baskılara rağmen kalemini satmayan, doğru ve tarafsız haber verme özgürlüğünden vazgeçmeyen tüm gazetecilerimizin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutluyorum.”