Dini bayramların en önemli ritüellerinin aile, dost ziyaretleri ile ikramlar olduğunu belirten İzmir Kent Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Safiye Taş Koçyiğit, 30 gün oruçtan sonra herkesin tatlıyı hak ettiğini dile getirirken abartmadan tüketimin önemine ve toplumda sık görülen hastalıklara dikkat çekti. Neredeyse her ailede en az kişinin obezite, tip 2 diyabet, karaciğer yağlanması, kalp ve damar hastalıkları ile mücadele ettiğini, bu hastalıkların görülme sıklığının giderek arttığını ifade eden Koçyiğit, “Bir beslenme ve diyet uzmanı olarak şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlıları, tatlı yerine ise mevsim meyveleri, meyve kuruları ve kuru yemişleri öneririm. Hem lezzetli hem sağlık dolu” diye konuştu.
“Türk halkının yüzde 30,3’ü obez”
Koçyiğit şöyle konuştu:
“Uluslararası Diyabet Federasyonunun (IDF) 2014 verilerine göre Türkiye’de diyabet görülme sıklığı yüzde 14,7. Yani yaklaşık her yüz kişiden 15’i tip 2 diyabetli. Diyabet dünyada ölüm nedenleri arasında 6. sırada yer alıyor, ilk 5 sıradaki hastalığın 3’ünün de birincil sebebi. Bununla birlikte en vahim olan bilgi ise; diyabetli yetişkinlerin yaklaşık yarısı hastalığın farkında değil. 2010 yılında yapılan Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması sonucuna göre; Türk halkının yüzde 30,3’ü obez, ve obez bireylerin yüzde 70’inde karaciğer yağlanması var. Birçok kaynakta Türkiye’de her 4 kişiden 1’inde karaciğer yağlanması olduğu belirtiliyor. Ayrıca Türkiye bu obezite prevelansı ile Avrupa’da 1. sırada. Sağlık karnemiz bu durumdayken, bayram tatlısı konusunda dikkatli olmamız gerekir.”
Meyve tabakları hazırlayın
Şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlıları, tatlı yerine ise mevsim meyveleri, meyve kuruları ve kuru yemişleri öneren Koçyiğit, “Örneğin erik, kiraz, çilek, karpuz, şeftali meyveleri ile taze meyve tabakları hazırlayın. Hem renkleri ile hem de içerdikleri vitaminler ve mineraller ile canlılık katsın. Bu meyvelerin ne şekere, ne süse ihtiyacı var. Ceviz, fındık, badem gibi kavrulmamış kuru yemiş tabakları hazırlayın. Hem doygunluk versin, hem enerji. Hem kuru yemişlerin hem de kuru meyvelerin gücünden faydalanın. Kuru kayısı, kuru incir veya kuru hurmaların içerisine ceviz, fındık, badem koyup ister sade olarak isterseniz tüm yüzeylerine tarçın, kakao veya Hindistan cevizi değecek şekilde karıştırarak farklı sunumlar hazırlayabilirsiniz” dedi.
Diyetisyen Koçyiğit, şeker yerine meyve, beyaz un yerine yulaf unu, tam buğday unu kullanılarak kalorisi düşük tatlılar da yapılabileceğini söyledi. Şu tarifleri önerdi:
Sütlü yulaf pudingi: 1 su bardağı yarım yağlı süt ile 3 yemek kaşığı yulaf ununu kısık ateşte 4-5 dakika pişirin. Ateşten aldıktan sonra içerisine doğranmış 1 adet küçük boy olgunlaşmış muz, 1 çay kaşığı toz tarçın, 1 çay kaşığı toz kakaoyu ilave edip 3 küçük kaseye bölüp soğumaya bırakın.
Çikolatalı hurma keki: 6 adet orta boy hurmanın çekirdeklerini çıkartıp suda bekletin. Suda beklettiğiniz hurmalar yumuşadıktan sonra blenderdan geçirin. Ayrı bir kapta 1 adet yumurta, 1 çay bardağı yarım yağlı süt, ½ paket kabartma tozu, 2 çay bardağı tam buğday unu, yarım çay bardağı zeytinyağı, 6 kare yüzde 80 kakao bitter çikolatayı ve blenderdan geçirdiğiniz hurmaları iyice karıştırıp önceden yağladığınız 8 adet muffin kalıbına döküp 180 derecede 25-30 dakika pişirin.