Eğitim Gücü Sendikası Denizli İl Başkan Yardımcısı Gülay ÇETKİN öğretmenlerimizle ilgili
basın açıklaması düzenledi.
ÇETKİN; “Mobbing Günlükleri yazı dizimize devam ediyoruz. İki haftadır okuldaki yönetim
krizlerine dair konuştuk. Biraz mola verelim. Tabiri caizse depomuzu dolduralım. Malum
yolumuz uzun.
Depomuz doladursun biz şöyle bir elimizi yüzümüzü yıkayalım derken başımızı
kaldırdığımızda aynada gördüğümüzle adeta şok olduk.
Dehşet bir korku vardı, akıl almaz bir kabulleniş, uçsuz bucaksız bir ümitsizlik, en acısı da
çaresizlik vardı.
Olması gereken yoktu orda: Değişim çabası.
Korkuyorsun öğretmenim. Yanlışlara “Dur” demekten, hakkını aramaktan korkuyorsun.
Görmezden geliyorsun ya da kulislerde kalıyor konuşmaların, öteye geçmiyor.
Kabullenmişsin her şeyi. Haksızlıkları, mobbingleri, angaryaları, ihmalleri. Kendine yapılanı
da, arkadaşına yapılanı da sineye çekebiliyorsun.
Ümitsizsin de! “Sistem bu, başka türlü olmuyor.” deyip kabuğuna çekilmişsin.
Gerek var mı öğretmenim? Neden korkuyorsun? Ders programını, nöbetini seni zorlayan
şekilde planlanmasından mı?
Mobbinge, angaryaya maruz kalacağından mı?
En ufak bir şeyde hakkında soruşturma açılacağından mı?
Neden korkuyorsun? Ya da korkmana gerek var mı?
Gelecek inşa eden öğretmen “bu işler böyle gidiyor” dediklerini değiştiremeyecek mi?
Sen memur olduğun için korkarken, korktukların da memur değil mi?
Öğretmenler olarak öyle hale geldik ki bir arkadaşımıza okulda şiddet uygulansa, sendikası
okulun önünde basın açıklaması yapsa mesai arkadaşları katılmaktan çekiniyor.
Oysa öğretmenlerimiz geleceğin mimarıdır. Gelecek öğretmenlerimizin elinde şekillenir.
Düşünsenize bir ülkede herkesin yolu okuldan geçiyor, herkesin bir öğretmeni var. Bakın
burası önemli bir noktadır. Gelecek sensin öğretmenim, sen geleceksin.
Sen korkarsan gelecek korkar.
Sen susarsan gelecek susar.
Sen kimsen gelecek odur.
Sen nasılsan gelecek öyle olur.
“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın yaklaşımı, “dersimi anlatır giderim” düşüncesiyle belki
sana bir şey olmadan emekli olursun. Ama senin korkarak, susarak hazırladığın gelecekte
senin evladın, senin torunun, canparelerin yaşayacak.
Bu kadar yapma öğretmenim. Ülkemizin mimarı da ümidi de sensin. Dik dur!
Sana dokunmayan yanlış da yanlıştır. Arkadaşına yapılan haksızlık sessiz kalırsan sana
yapılacak haksızlığın yolu olur.
Sendikalar birleşmiyor sitemlerini hep duyuyoruz. Öğretmenler sadece okul içinde ya da daha
net ifade edeyim zümreleri içinde birleşebiliyor mu? Sen birleşebiliyor musun öğretmenim?
Arkadaşıma yapılan bana yapılmıştır diyebiliyor musun? Okuldaki bir hukuksuzluk, yanlış,
arkadaşına yapılan mobbing sadece konuşmalarına malzeme oldukça sen birleşmiş olabiliyor
musun?
“Öğretmen yalvarmaz, öğretmen boyun eğmez, öğretmen el açmaz, öğretmen ders verir.”
Ders ver öğretmenim. Yanlışlara ders ver, mobbinge, haksızlıklara ders ver, geleceğe ders ver,
susanlara, korkanlara ders ver. Ders ver ki öğretmen kimmiş görsünler. Sen ders ver
öğretmenim. Ders ver.
Lütfen öğretmenim. Sen Öğretmensin. Gelecek senin gür sedan ile şenlensin.
Öğretmenlerimizin adaletle yönetildiği ve öğretmenlerimizin de bu adaleti talep edebildiği
güzel günlerde buluşmak dileğiyle.” Dedi.