Türkiye’nin ihracatta lokomotif sektörlerinden demir ve demirdışı metaller sektörü (çelik dahil) 2021 yılının Ocak-Mart döneminde ihracatını 2020 yılının aynı dönemine göre yüzde 20’lik artışla 5 milyar 176 milyon dolardan, 6 milyar 386 milyon dolara çıkardı.
Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki 12 ihracatçı birliği arasında ihracat lideri olan Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği’nin 2021 yılı ilk çeyreğindeki performansı ise; yüzde 14’lük artışla 379 milyon dolardan 435 milyon dolara yükseldi.
Sektörün Mart ayı ihracat karnesi ise daha başarılı. Sektör Mart ayında ihracatını yüzde 53 geliştirerek 1 milyar 652 milyon dolardan 2 milyar 526 milyon dolara taşıdı. Mart ayında Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği, 164,7 milyon dolar ihracatla EİB içinde zirvedeki yerini korurken, 2020 yılı Mart ayına göre ihracatını yüzde 38 büyüttü.
Ortalama ihraç fiyatı dolar bazında yüzde 20 arttı
Türkiye genelinde sektörün ihracatı miktar bazında irdelendiğinde 2020 yılının ilk çeyreğinde 5 milyon 628 bin ton olan ihracat, 2021 yılının Ocak – Mart döneminde yüzde 3 artışla 5 milyon 805 bin dolar oldu. Ortalama ihraç fiyatı ise 920 USD/Ton’dan, 1.100 USD/Ton’a yükseldi. Demir ve demirdışı metaller sektörünün ihracatı birim fiyat bazında yüzde 20 artış kaydetti.
Pandemi sonrasında hammadde fiyatlarındaki artışın ihraç fiyatlarını da yukarı taşıdığını dile getiren Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, konteyner fiyatları ve navlun fiyatlarındaki artışında maliyetlere yansımaya başladığını ifade etti.
Mart’ta İtalya, Almanya ve İspanya ihracatta ilk üçte yer aldı
Pandemiyle birlikte küresel piyasalarda dengenin bozulduğunu ve henüz sağlanamadığının altını çizen Ertan, “Küresel dengelerdeki değişimler ve tedarik zincirlerinde bozulmalara karşın demir çelik sektörümüz 2021 yılının ilk çeyreğini çok başarılı bir şekilde geçirdi. 2021 yılı için belirlediğimiz 1,4 milyar dolar ihracat hedefine emin adımlarla ilerliyoruz. İlk çeyrekte 435 milyon dolarlık ihracat yaptık. Sektörümüzün Türkiye genelinde Mart ayı ihracatında ilk sırada 190,5 milyon dolarla İtalya yer alırken, Almanya’ya 175,5 milyon dolar, İspanya’ya 150,5 milyon dolar ihracat yaptık. Romanya’ya 121,8 milyon dolarlık ABD’ye ise 105 milyon dolarlık demir ve demirdışı metaller ürünü ihraç ettik. Irak, İsrail, Peru, İngiltere, Hollanda, Singapur, Hong Kong, Filipinler, Çin pazarlarına yönelik satışlarımız oldukça iyi gidiyor. 170’ten fazla ülkeye Ege bölgemiz demir ve demirdışı metaller ihracatçısı firmalarımızdan ürün gönderiliyor. Bu sayı Türkiye genelinde ise 220’yi aşıyor” diye konuştu.
2021 yılının Ocak-Mart döneminde 6 milyar 386 milyon dolarlık demir ve demirdışı metaller ihracatında aslan payını 4 milyar 170 milyon dolarla demir-çelik ürünleri alırken, alüminyum ihracatı 947,5 milyon dolar oldu. Türkiye, bakır ihracatından 487 milyon dolar döviz elde ederken, diğer metallerin ihracatı 782,6 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.
Depreme karşı dayanıklı binalara yönelmemiz şart
Yalçın Ertan, Türkiye’nin büyük bir bölümünün deprem kuşağında yer aldığını, İzmir’in de özellikle en fazla tehlike arz eden bölgelerden biri konumunda olduğunu söyledi.
“30 Ekim’de yaşanan 6,9’luk depremde de maalesef birçok vatandaşımızı kaybettik, onları rahmetle anıyoruz. Deprem değil bina öldürür sözünün üzülerek doğruluğu ile tekrar yüzleşmek durumunda kaldık. Deprem hep birlikte mücadele etmemiz ve bilimsel veriler ile değerlendirmemiz gereken doğal bir afet. Artık deprem olduktan sonra çare üretmek yerine yapılarımızı depreme dayanıklı halde inşa edilmesi için biz üstümüze düşen çalışmaları yapmaya hazırız.”
Güvenlik için binalarda kırılgan olmayan esnek yapısı, dayanımı ve hafifliği ile depreme karşı son derece güvenli bir model olan çelik yapı modelinin yaygınlaştırılması gerektiğini vurgulayan Ertan sözlerini şöyle noktaladı:
“Çelik yapı sisteminin maalesef ki Türkiye’de bilinirliği oldukça düşük. Avrupa ve Amerika’da çelik sistem kullanımı yüzde 40’lardayken, bu rakam Türkiye’de yüzde 1 civarında seyrediyor. Korozyon ve çürüme riski bulunmayan yapı özelliğiyle yaygın kullanımdaki betonarme modeline göre uzun kullanım ömrüyle önemli avantaj sağlıyor. Yapı güvenliğinin yanı sıra tasarım açısından da geniş ve ferah mekanlar yaratılabilmesi ve estetik mimarinin uygulanmasına imkan sağlaması sebebiyle çelik yapı sistemini daha fazla paydaşa anlatmak için önümüzdeki dönemde çalışmalar yürütmeyi planlıyoruz.”
Yeşil dönüşümün etkisi artıyor
Yalçın Ertan yeşil üretimin önemine de değindiği konuşmasında “Bildiğiniz gibi Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında karbon ayak izinin 2030 yılında yüzde 50’ye ve 2050’de sıfıra indirilmesi hedefleri bulunuyor. En fazla karbon salınımı yapan sektörler arasında bulunan demir çelik sektörümüzün de bu doğrultuda rekabet avantajını kaybetmemesi için zaman kaybetmeden yeşil üretim ile karbon ayak izinin azaltılması konusunda bilinçlenmesi ve girişimlerde bulunması önem arz ediyor. Birliğimiz 2021 yılı ihracat hedefi olan 1,4 milyar dolara ulaşmak amacıyla sektörün karbon ayak izinin azaltılması konusunda bir çalışma grubu oluşturarak yeşil enerjiye dönüşüm, kömür yerine hidrojen kullanımı, döngüsel ekonomi konularında girişimlerde bulunacağız. Ayrıca endüstri 4.0 konusunda Almanya ile 3 yıldır yürüttüğümüz ortak çalışmaları devam ettireceğiz.” dedi.