Egeyön Haber Haber Koordinatörü Gazeteci Ahmet Deda Denizli İhracatçılar Birliği Başkanı Hüseyin Memişoğlu ile Denizli ihracatı üzerine özel bir röportaj gerçekleştirdi. Denizli ihracat firmalarının pandemide nasıl çalıştığını ve 2020 ile 2021’de hangi rakamlara ulaştığını, imalat sektörü ve fiyat rekabetinin kar dengesini nasıl etkilediğini Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) Başkanı Hüseyin Memişoğlu Egeyön Haber’e anlattı.
İşte DENİB Başkanı Hüseyin Memişoğlu ile gerçekleştirdiğimiz öel röportajın birinci bölümü:
- Pandemi sürecinde kaç firma ihracat için canla başla çalışıyor?
Geçtiğimiz sene 27 sektör, 2915 kalem ve 183’e ihracat yaptık. Ürün yelpazemize bakacak olursak, Denizli’de en büyük pay tekstil sektörünün. İkinci olarak Elektrik Elektronik diye tabir ettiğimiz ama kablo ihracatımız. Demir ve demir dışı metallerse üçüncü sıradaydı. Daha sonra mermer geliyor, gıda, makine diye devam ediyor.
- Peki imalat sektörü iyi mi Denizli’de?
Denizli bir imalat şehri. Denizli’de bu iş kobiler sayesinde devam ediyor. Tabi bu bence Denizli için hem avantaj hem de bir dezavantaj. Diyeceksiniz ki bu nasıl bir şey? Şöyle Denizli’deki imalat firmalarına baktığımız zaman, firmalarımıza baktığımıza zaman ölçeği düşük. Bin kişinin üzerinde elemanı olan 10 tane firma yok. 10 tane değil. 10 tanenin altında. Şu açıdan baktığınızda şehrin yatırım alması ve yatırıma sahip olması açısından bence bu bir eksiklik. Ama bu şunu gösteriyor, Denizli’de sanayinin tabana yayıldığını gösteriyor. Mesela geçtiğimiz sene Denizli’den 1290 tane firma ihracat yaptı. Bu ilk 5 ayda 1210 tane firma ihracat yaptı. Denizli İhracatçılar Birliği’nin üye sayısı 4 bin. Bunun arasında tabi faaliyete son veren firmalar da var zaman içerisinde ama burada yaklaşık 1200 firma 31 Mayıs itibari ile rakamlar bunlar. Denizli’de ihracatın tabana yayıldığını görüyoruz. Denizli’de bir çok firma kendi içeride makina parkurunun 2 katı 3 katı 4 katı imalat yapar ve ihracat eder. Bunu da nasıl yapar? Kendisinden daha küçük taşeron firma ile yapar. İhracatçı firmalarımızın kendi makina parkurunda 15 makinası var ama yıl bazında 30-40 makinalık iş yapar. Bu da Denizli ihracatının tabana yayılması ile ilgili bir konudur.
Buna parantez içerisinde bir ilave yapabiliriz. Denizli sanayisi özellikle tekstil iş kolunda bir kümelenme modeli şeklindedir. Yani Denizli’de pamuk vardır, pamuktan iplik yapılır, iplikten dokuma olur, dokumadan boya olur, boyamadan sonra konfeksiyon olur ve paketlenir mal olur. Bunların hepsini yapan bir firma yoktur. Bu da Denizli’yi birbirine bağlayan, bir nevi yardımlaşmayı da yanında getiren bir sanayileşme modelidir.
- Bu koordinasyonu sağlamak zor değil mi?
Tabi az önce söylediğimiz gibi bu paylaşım ile mümkün olur. Ve bu paylaşmanın içinde herkes kendince bir kar elde ediyorsa, sistemin dişlisi olmayı kabul ediyorsa bu sistemin dişlileri çalışır ve makinayı hareket geçirir.
- Fiyatla rekabet ederken kar elde edebiliyor musunuz?
Tabi tekstil bu şehirde yerine oturmuş bir sektör. 80’lerin ikinci yarısında genel anlamda sanayi şehri olmasını ve ihracat şirketi olmasını tekstil sektörü ile sağlamıştır. Firmalar geçen bu zaman içerisinde yapacakları işleri belli bir raya oturttular. Çünkü dediğim gibi süreç içerisinde herkesin yapabilecekleri ve yapamayacakları belli oldu. Evet rekabet var ama bir kaos ortamında değil. Örneğin Denizli’nin 146 ülkeye kablo ihracatı var. Ama bu işin arkası trajikomik. Denizli kablocularımız ihracatın yüzde 50’sini İngiltere’ye yapıyor. Yüzde 8’ini İrlanda’ya yapıyor. Ne demek yüzde 58’ini adaya yapıyor. Yüzde 8’ini de İsrail’i de yapıyor. Kalan kısmını da 148 ülkeye yapıyor. Kablo ihracatçılarımızla bunu konuştuğumuz söylemekte beis yok. Bu kablo ihracatını yapan da 8-10 tane. Herkes kablo ithalatçılarına kablo satabilmek için kimle rekabet ediyorsunuz? Fiyat ve ödeme ile rekabet edebiliyor bu da karın sürekli budanması ve düşmesi demek. Biz DENİB olarak burada ne yapıyoruz? Bu kalan 148 ülke içerisinde bir kaç ülke belirlenmesini öneriyoruz. Özellikle Afrika ülkeleri. Tabi b ülkelerle iş yapabilmek için bazı özellikler lazım. Ya büyük şirketler olacaksınız ya da Türkiye’de işi bozulmuş işini kaybetmiş yeni bir maceraya atılmak isteyen bir şirket olabilirsiniz.