Ana Sayfa Arama Galeri Video
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Denizli’de eğitimciler iş bıraktı.. Maaşlarına yüzde 100 zam istiyorlar

Eğitim İş Sendikası’nın Türkiye genelinde iş bırakma çağrısı üzerine Eğitim İş Denizli Şubesi Çınar Meydanı’nda eylem gerçekleştirdi. Eylemde basın açıklaması okuyan Şube Başkanı Namık Kemal Aydoğan, “Yoksulluk sınırı 13 bin 598 liraya, açlık sınırı 4 bin 652 liraya yükselmiştir. İnsanca yaşamak için maaşlarımıza yüzde 100 zam istiyoruz” dedi. Eğitimciler açıklamanın ardından çektikleri halayla direnişlerini simgelediler.

Eğitim İş Sendikası’nın Türkiye

Eğitim İş Sendikası’nın 29 Aralık Çarşamba(bugün) tüm Türkiye’de eğitimcilerin iş bırakması çağrısında bulunmasının ardından Eğitim İş Denizli üyeleri Çınar Meydanı’nda eylem gerçekleşirdi.  Eğitim İş Denizli Şube Başkanı Namık Kemal Aydoğan okuduğu basın açıklamasında mevcut ekonomik şartlarda geçinmenin imkansız olduğunu belirterek eğitimcilerin yüzde 100 zam istediğini dile getirdi.

Başkan Aydoğan’ın  okuduğu basın açıklaması şu şekilde;

AKP iktidarı ekonomik krizin yükünü tamamen emekçilerin sırtına yıkan, gelir adaletsizliğini derinleştiren ve yoksullaşmayı artıran politikalar yürütmeye devam etmektedir.

Ağustos 2021’de yandaş sendikayla imzalanan sözde toplu sözleşme ile kamu emekçilerinin ve emeklilerin geleceğine el konulmuş, adeta sefalete mahkum edilmiştir. Türk Lirası hızla değer kaybederken kurdaki dalgalanmalar biz emekçilerin belini iyice bükmüştür.

İnsan onuruna yaraşır bir yaşam daha da imkansız hale gelmişken, AKP iktidarı sadece yandaşların özgür ve refah içinde olduğu bir ülke yaratmıştır.

Zengini daha zengin, emekçileri ise daha yoksul hale getiren bu eziyetten, eğitim emekçileri de payını en ağır biçimde almıştır. Sözde toplu sözleşme görüşmelerinde kamu çalışanlarına reva görülen 2 yıllık zamlar yıl bitmeden erimiş, enflasyon ve artan vergi dilimi ile kamu emekçisinin alım gücü yerle bir edilmiştir. Eğitim emekçileri, daha ayın başında ayın sonunu kara kara düşünür hale gelmiştir.

Üstelik bu tablo daha da ağırlaşıyor. TÜİK ezbere bildiğimiz yalanları söyleyedursun, Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in Aralık ayı araştırmasına göre; dört kişilik bir ailenin insan onuruna yaraşır bir şekilde yaşayabilmesi için yapması gereken zorunlu harcamaları gösteren yoksulluk sınırı 13 bin 598 liraya, açlık sınırı ise 4 bin 652 liraya yükselmiştir. 1 yılda tüketilmesi zorunlu olan tüm gıda maddelerine yüzde 100’ü aşan oranlarda zam gelmiştir. Gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama ise 2 bin 6 lira artmıştır.

Peki bu şartlar altında özveriyle çalışan biz eğitim emekçilerinin payına ne düşüyor:

  • Tiyatrodan ibaret olan toplu sözleşme görüşmelerinden gelen trajikomik ücret zamları ve peşi sıra gelen sefalet.
  • Liyakatsizce atanmış yöneticilerin hadsizlikleri; azar, keyfi disiplin cezaları, mobbing, sürgünler…
  • Kadrolu, sözleşmeli, ücretli adı altında kategorize edilerek, ayrıştırılarak sömürülme.
  • İş güvencemizi ortadan kaldıracak, öğretmenler odasını bir kez daha bölecek olduğu halde bize müjde gibi sunulmaya çalışan Öğretmenlik Meslek Kanunu.
  • Gericileştirilmiş, piyasacılaştırılmış bir eğitim sistemi…

Bu böyle gitmez, gidemez! Bugün bizim halimizi görmezden gelenlere, isyanımıza kulağını kapatanlara karşı üretimden gelen gücümüzü kullanacağız! Bir günlük iş bırakma eylemimizle sesimizi herkese duyuracağız. Bugün derse girmeyeceğiz ve meslek büyüğümüz Fakir Baykurt’un dediği gibi ders vereceğiz! Bugün dünyada Başöğretmen ünvanı taşıyan bir liderin kurduğu tek ülke olan Cumhuriyetimizde, öğretmenlere ve öğretmenliğe pranga vurulamayacağını göstereceğiz.”

Eğitimciler isteklerini ise şöyle sıraladı;

*İnsanca yaşamak için tüm eğitim emekçilerinin maaşlarına yüzde 100 zam istiyoruz.

*Sistematik ve hadsiz saldırılar altındaki meslek onurumuza tekrar kavuşmak istiyoruz.

*Tüm eğitim emekçileri için kadrolu, güvenceli ve adaletli çalışma şartları istiyoruz.

*Nitelikli eğitimin sürdürülmesinde en önemli paydaşlar arasında olan idari, yardımcı ve teknik personellerin taleplerinin yerine getirilmesine, öğretim yılına hazırlık ödeneğinin ayrım gözetmeksizin eğitim çalışanlarının tümüne ödenmesini istiyoruz.

*Eğitim çalışanlarının görev tanımlarının yapılmasını, angarya çalışmaya son verilmesini istiyoruz.

*Üniversitelerimizde bilimsel, idari ve mali  özerklik istiyoruz.

*Üniversitelerimizde akademik ve idari kadrolar arasındaki kesin çizgilerin azaltılmasını, görevde yükselme koşullarının liyakat sistemine göre yapılmasını istiyoruz.