Ana Sayfa Arama Galeri Video
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Denizli’nin deprem gerçeği

Birinci derece deprem bölgesi Denizli’nin deprem gerçeği Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Barış Semiz tarafından anlatıldı. Semiz, “300-350 yıllık deprem tekrarlama süresinin içerisindeyiz. Denizli tehlike bölgelerinden biridir.” diyerek uyarılarda bulundu. Semiz’in dikkat çektiği noktalardan biri ise Denizli’deki laboratuvar eksikliği oldu.

Birinci derece deprem bölgesi

Türkiye bir kez daha depremin acı faturasını ödedi. 10 ili etkileyen deprem binlerce can kaybına neden oldu. Hatay’da ise 6,4 ve 5.8’lik yeni depremler bölgedeki korkuyu devam ettirdi. Deprem ülkesi olduğumuzu bir kez daha hatırlamamızın ardından birinci derece deprem bölgesi olan Denizli’nin risklerini Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Barış Semiz’e sorduk.

İşte o röportaj;

Denizli’nin birincil deprem riskleri nelerdir?

“6.8 BÜYÜKLÜĞÜNDEKİ DEPREM DENİZLİ’DE BÜYÜK HASARLARA YOL AÇABİLİR”

Batı Anadolu diye belirttiğimiz çöküntüdeki fayların uzunluğunun daha kısa olması nedeniyle, fay türünün farklı olması yani eğim atımlı normal fayların olması nedeniyle öngmrülere ve litarütere göre çalışmalar yapıyoruz. Bu verilere göre Denizli bölgesinde 6.8 büyüklüğünde deprem olması öngörüyoruz. Yapı stoklarının da bölgenin üretebileceği maksimum depreme göre yapılması gerektiği için bunu yaptık mı diye sormak lazım. 6.8 büyüklüğündeki deprem Denizli’de büyük hasarlara yol açabilir. Denizli bir grabendir. Graben kenarları faylarla çevrelenmiş büyük çöküntü alanlarıdır. Denizli, Büyük Menderes ile Gediz grabeninin kesişiminde yer alan bölgedir. Laodikya, Sarayköy ve Pamukkale fayları ve devamında fay silsilesi mevcuttur. Bu fayların üreticeği depremlerin etkilerini yaşayacağız.

Denizli’deki sıvılaşma riski nedir?

“ZEMİN SIVILAŞMASINI GÖRME İMKANIMIZ ÇOK YÜKSEK”

Sıvalaşma 5.6 büyüklüğünün üzerindeki demremlerde etkili olan zemin davranışıdır. Bu durum zeminin su gibi hareket etmesidir. Kötü zemin olarak tabir ettiğimiz alüvyonel, yer altı su seviyesinin yüksek olduğu zeminlerin deprem dalgaları sırasında etkiye dayanamayarak su gibi davranmasıdır. Laodikya depreminde insanlar dağlık alanlara taşınmışlar ama genelde yerleşim yerlerimizi üretim yapabildiğimiz ovalık alanlara kurmuş durumdayız. Denizli’de dağa doğru yerleşimimiz var ama kentin büyümesinden dolayı ovada da yerleşimlerimiz var. Faylar arasında kalan Denizli şehir merkezi, ova kesimlerimizde ve belli başlı ilçe merkezlerimizde zemin sıvılaşmasını görme imkanımız çok yüksek. Acıpayam’da bir örneğini gördük. Merkezüssü Yeniköy’de depremin etkisi çok fazla değildi. Merkezden biraz uzaklaştığınız köylerde yıkıcılığın daha fazla olduğunu gördük. Yeniköy’deki sağlam zemin varken, ovanın içine gittiğimizde yeraltı su seviyesi yüksek köylerde deprem dalgalarının etkisi arttı.

Denizli’de risk potansiyelinin yüksek olduğu ilçeler neresi?

“300-350 YILLIK DEPREM TEKRARLAMA SÜRESİNİN İÇERİSİNDEYİZ”

2021 yılının Nisan ayında Jeoloji Mühendisleri Odası olarak merkezlerinden diri fay geçen 24 farklı il raporu hazırlamıştık. O dönemde ilgili kurumlara bu raporu gönderdik. O zaman çok dikkate alınmayan bu rapor depremin olmasının ardından yeniden gündeme geldi. Deprem Acıpayam, Sarayköy, Honaz, Çardak ve Çivril ilçe merkezlerini direkt etkileyebilecek. 300-350 yıllık deprem tekrarlama süresinin içerisindeyiz. Denizli tehlike bölgelerinden biridir.

Bizim dikkat etmememiz gereken şeyler nedir?

“DENİZLİ’NİN TÜM YÜKÜNÜ 3 LABORATUVAR ÇEKİYOR”

Denetim sistemimizin ülkemizde gerçek anlamda yapılıyor olması gerekiyor. Zemin etüt raporları, laboratuvar deneyleri, yapı denetim firmaları ile bütün ve sistemli şekilde denetim gerekiyor. Zeminden diyerek jeoloji mühendisleri, inşaattan deyip inşaat mühendislerini, müteahhitleri, yapı denetim firmaları, devleti tek tek suçlamak yanlıştır. Bir problem varsa kollektif bir suç vardır. Kısacası denetimin düzgün yapılması gerekiyor. 2016 yılına kadar odalar olarak biz bu denetimin içindeydik. Bu yetki bizden alındı ve denetleme yapamaz hale geldik. İlçe belediyelerimizde jeoloji mühendisleri çalışmıyor. Zemin etütlerinin nasıl yapıldığını bilmiyoruz. Binayı ne kadar düzgün yaparsanız yapın zemin kötüyse bir işe yaramaz. Bir problem de şehirlerde zemin etüt, yapı laboratuvarlarının kurulmasında kota olmasıdır. Şuanda 250 yakın firma sırada bekliyor. İllerin kotası olduğu için laboratuvarlar açılamıyor. Denizli’de 3 laboratuvar var. Tüm iş yükünü bunlar çekiyor. Bu kotanın acilen kaldırılması gerekiyor.