Can ve mal güvenliğinin sağlanması için depreme dayanıklı yapı üretmekten başka bir yol yok. Depremde yapılarımızın yüzde 25’i, kullanılamaz hale geldi. Yüzde 6’sı yerle bir oldu, yüzde 7’si ağır hasar, yüzde 12’si de orta derecede hasar gördü. Bir milyondan fazla insanımız evsiz kaldı. 17 milyar dolardan fazla ekonomik kayıp ortaya çıktı. Marmara Bölgesi başta olmak üzere 16 milyon insanımız bu depremin sonuçlarını yakından hissetti.
Depremde önlem öncelikle toplumsal – kamusal koruma önlemleridir ve toplum için kamu tarafından alınabilir. Kamunun kentsel dönüşüm, kentsel yenileme gibi çareleri acilen sisteme sokması gereklidir ancak bunun icinde çok büyük ekonomik güç gerekiyor.
Basında büyük yer bulan eleştiri konusu olan diğer hususların tamamı ikincil önlemlerdir. Yeşil alanlar (toplanma yerleri) haberleşmenin sürmesi, arama- kurtarma, acil yardım gibi konular deprem sonrasi oluşabilecek yıkımda can kaybını azaltmaya yönelik ve hayatın sürdürülmesine yönelik önlemlerdir ve yine kamunun yapacağı planlı çalışmalardır.
Deprem konusunda bireylerin alacağı önlemler çok kısıtlıdır ancak eğitim ve hazırlık herkes için şarttır.
Önlemler konusunda tespit edilen eksikliklerden sorumlu, bu işle ilgili görevli kurumları siyasetten bağımsız olarak masaya yatırılmalıdır.
Deprem sıradan bir doğa olayı iken onu afete dönüştüren şey akıl ve bilimden uzak yaklaşımlar ve niteliksiz – kontrolsüz yapılaşmadır. Burada yerel yönetimler ve merkezi idareye büyük görev düşmektedir.
Ülkemizin deprem tehlikesini biliyoruz. Depremi güvenle atlatmanın tek yolu, mühendislik tarihinin birikimlerinden faydalanmaktır. Ülkemizin yetiştirdiği çok sayıda değerli bilim insanının yazacağı insan odaklı sehircilik kurallarıni içeren reçete; rant kaygılarını bir kenara bırakarak, siyasi kaygıların tamamını rafa kaldırarak, ortak iradeyle uygulanmalıdır. Meslek odaları ve üniversiteler sürecin dışına değil, tam merkezine alınmalıdır.
Bu durumu sadece İstanbul özelinde değerlendirmek de son derece yanlıştır. Çok yakın geçmişte önce Acıpayam’da daha sonra Bozkut’ta depreme ne kadar hazırlıksız olduğumuzu gördük. Hasar tespit icin tüm kamuda görev yapan mühendislerinin yetiştirilmesi şarttır. Deprem sigortası konusunda büyük eksiklik vardir. Kalıcı konutların hızla tamamlanması beklenmektedir.
Deprem konusunda yapılacak hala çok iş var. Valilik ve Belediyelerin deprem çalışma komisyonlarını deprem olmadan önce kurmaları gereklidir. Bu komisyonlarda ilgili odalar ve üniversite yer almalıdır.
Bilime, bilgiye, mühendisliğe, akla ve insana önem veren uygulamalar sorunun değil çözümün yoludur. 17 Ağustos yıkımının 22’inci yıl dönümünde ilgilileri bir kez daha uyarmak istiyorum.
Umarım hazırlıklar kısa sürede tamamlanır.
YORUMLAR