Sistemin çalışmasında yöntem kısaca özetlenirse; kooperatif üyeleri kooperatife sütlerini veriyor ve alacakları, kendilerindeki manyetik kartlara işleniyor, o kartla yine kooperatife ait olan marketten her türlü alışveriş yapılabiliyor, yem alinabiliyor veya sürüm hasat gibi hizmet alınıyor. Kooperatif süt alan şirketle anlaşma yapıyor ve çiftçi için en uygun fiyatla sütü satıyor ama iş burada bitmiyor, ayrıca firmadan belli ölçüde gelir elde ediliyor. Bu kazanılan paralarla tarım aletleri parkı kurulmuş her türlü tarım aleti burada mevcut, hatta biçerdöver bile var.
Kooperatif mal alımlarını her zaman peşin yapıyor hiç bir zaman kredi banka işlerine girmiyor. Kooperatif üyeleri istediği zaman bu aletleri saatlik ücretleri mukabilinde kooperatiften kiralayabiliyor. Ücretini elektronik kartı ile cari hesabından düşüyor.
Kooperatif binasi alt katında market ve diğer katlarında 9 tonluk süt deposu ve en üst katında çok amaçlı bir salonu var. Bina da kooperatifin gelirleriyle yapilmış.
2004 yılında kooperatife yüklü bir borç ile devralmak zorunda kalan başkan Mevlüt Aksoy önce borçları ödemiş ve sonra böyle muhteşem bir modelle Alaattin’de harikalar yaratılmış.
Kooperatifin başkanının idealist ve niyeti halis olan köyde yaşamış ve yaşamaya devam eden bir çiftçi olmasi ayri bir gurur kaynağı.
Kırsal kalkınmanın bir modeli olarak ziraat fakulteleri ve iktisat fakultelerimizce incelenmeli bir model olarak ülkemize sunulmalıdır.
Denizli’den bir köyümüz başardıysa tüm köylerimiz başarabilir.
Atamızın “Çiftçi milletin efendisidir ” sözüyle inceleme yazısını bitirelim.
Doç. Dr. Devrim Alkaya
Inş.Yük.Müh & Ekonomist & Tarımcı
Pamukkale Üniversitesi
Mühendislik Fakültesi
YORUMLAR