Bugün Denizli’ nin kalbine gittim.
Kentin kalbi neresi acaba diye merak ediyorsunuzdur.
Benim için Denizli’nin kalbi sanat üretilen, sanat konusulan, halka her türden sanat öğretilen yerdir.
Sanat yoksa mutluluk yok, duygu yok, sevgi yok. Kentten sanatı çıkarın, kaldırım, asfalt, binalardan başka ne kalır? Kent içinde yiyecek olmadan son ayarda çalışan buzdolabına döner.
Sanat ve sanatçı için yaşamsal şartlar var. Önce değer görecek. Sanatçı mutlu olacak, kıymet verilecek. Sanatçı da halkını sevecek ki kucaklaşma olsun. Ülke de mutluluk, estetik, merhamet, hoşgörü, kültür, bilim ancak sanata verilen değerden doğar.
Kültür kodlarımız, bizi millet olarak ayakta tutan ana unsur binlerce yıldır içimize işlemiş dilimizdir, kültürümüzdür deriz ya işte o kültürü ayakta tutan, dili iletişime, sanata dönüştüren, halka ulaştıran sanat ve sanatçılardir. İşte bu açıdan bugün gezdiğim, fotoğraflarını gördüğünüz bu bina kentin kalbidir.
Konservatuvarlar merhametli çocuklar yetiştirmek için, sanatı, estetiği seven insanlarla dolu bir kent ve hatta ülke oluşturmak için bir kentteki en önemli yapıdır.
Şiir okuyan, saz çalan, ney üfleyen, davul çalan çocuktan kötü insan çıkmaz.
Denizli’ de eski un fabrikasının restore edilip konservatuvara dönüştürülmesi, teşrifi, ekipmanların sağlanması, sanat üretilen ve öğretilen bir yer haline getirilmesi büyük bir başarıdır. Bu konuda emeği geçen tüm yöneticilere, çalışanlara, kent halkına teşekkürler. Tümü takdiri hakediyor.
Dünyayı kasıp kavuran şu salgın bir bitse de tekrar özlediğimiz temsillere, konserlere, etkinliklere kavuşsak. Binlerce yıllık geçmişin birikimini ve kültürünü taşıyan Denizli kentimiz kendini sanatta da önemli ölçüde hissettiriyor.
Kentimizde sanat açısından daha güzeli olur mu derseniz bence olur. Köy köy gezelim. Değerlerimizi ortaya cikaralım. Unutulmadan kayda alalım, notaya dökelim. Eskinin kıymetini bilip yeni gençlere öğretelim. Hayri Dev için gelen Fransız müzik adamı Jerome’ yi çok takdir ediyorum ama artık iş başa düşmüştür. Kendi değerlerimizi kendimiz çıkaralım.
Yeter ki kent bilime, sanata, sanatçısına sahip çıksın. Bağrından yetişen değerleri bilsin.
Neden kentin kalbi dediğimi umarım anlatabilmişimdir.
Büyük Atatürk ‘ün sözü ile yazıyı bitireyim.
“Sanatsız kalmış bir milletin hayat damarlarından biri kopmuştur.”
Sanatsız kalmayalım. Kalbimiz hep mutlulukla atsın.