Köy evleri yaşantımızın ve kültürümüzün güzel bir parçası idi. Bu evler bir çok fonksiyonu barındırır ve hayatımızı kolaylaştırırdı. Genellikle alt katı ahır olup taşlardan Köy evleri yaşantımızın ve kültürümüzün güzel bir parçasıdır. Bu evler bir çok fonksiyonu barındırır ve hayatımızı kolaylaştırır. Genellikle alt katı ahır olup taşlardan yapılır. Tahta bir merdivenle üst kata hayat denilen yere çıkılır. Yaz aylarında aile burada toplanıp hem işleri görür hem de yemeklerini yerler. Hayatta ve iç odada birer ocak bulunur Yemekler burada pişirilir. Hayatın devamında soğukluk abdestlik ve hela bulunur. Odalar ise hem kışın yatma yeri ve yine yaşama yeri olarak kullanılır.
Hiç bir şeyin kıymetini bilmediğimiz gibi köy evlerimizin de kıymetini bilmedik. Kendi anne ve baba tarafımda eski evlerimizde ben çocukken maalesef yıkıldı. Annemin köyünde iki katlı şimdilerde haney evler denen o zamanlar bizim köy evi dediğimiz geniş hayatlı, soğukluklu evimiz ben 6-7 yaşında çocukken yıkıldı. Baba tarafından dedemin satın aldığı istiklal mahallesindeki evimizde yine aynı sonla karşılaştı. Dede ve nenelerim sonradan yapılan yeni nesil betonarme evlerde eski günlerin özlemiyle bu dünyadan göç ettiler.
Çocukluğumun ilk dönemlerinin geçtiği bu evler halen hatırımda. Benim gibi düşünen var mıdır bilmiyorum ama ben rüyalarımı hala o evlerde görüyorum. Psikologlar diyor ya bir insanın vatanı çocukluğudur diye. Güzel bir çocukluk yaşamak büyük bir nimetmiş. Bugünün çocuklarına bakınca bunu daha iyi anlıyorum. O evler öyle derin izler bırakmış olmalı ki yaş 50′ ye geldi hala o evlerle anılarım taptaze duruyor.
Acıpayam Yumrutaş’ ta ki köy evimiz iki katlıydı. Geniş bir avlusu vardı kocaman göreği olan tahta bir kapıdan bu avluya girilirdi. Şimdilerde avlu yerine bahçe deniyor kelimeler bile anlam kaymasına uğradı. Avluda bulunan ekmek evi, mutfak Çok fonksiyoneldi. Taş temelli, ahşap karkas, kerpiç duvarlı iki katlı köy evimizin benzerlerini komşu köylerden Yeşilyuva köyünde de gördüm. Muhtemelen aynı usta veya çıraklarının elinden çıkmış olmalı. Zemin kat ahır, saman deposu olarak kullanılırdı. Eğimi, basamak genişliği, rıht yüksekliği çok iyi ayarlanmış tahta merdivenle ikinci kata çıkılır solda aşağı ev, sağda yukarı eve ulaşılırdı. Eskiden oda denmez ev denirdi. O iki odada dede nene anne baba 8 çocuk büyümüş bunu şimdiki gençlerin anlaması pek mümkün görünmüyor çünkü o evlerin fonksiyonelliğini bilmiyorlar. Her iki evde de (odada) şimdilerde şömine denen ocak vardı. Geniş tahta, islemeli, oymalı dolaplar, şerbetlikler kalın duvarların içine gizlenmişti. Evleri (odaları) anlattıktan sonra soğukluğu anlatmadan geçmek olmaz. Soğukluk dediğim balkon değil. Baharda ve yazın yaşamın sürdüğü bölüm. Kalın direk ve ahşap kirişlerde biz çocuklara salıncak kurulan bölüm. Açık mutfak, ocak var. Kot yükseltilmesi ile elde edilmiş dışardan görünmeyen ambarlar var. Yazları açık teras, balkon gibi tüm zamanlar burada geçiyor. Ve ev toprak damlı, yağış öncesi ev ahalisinden biri çatıya çıkıyor ve lov taşı ile killi toprağı sıkıştırıyor. Bunlar şimdiki gençlerin anlayamayacağı şeyler. Ambar, lov taşı, bebek salıncağı, ocak, ekmek evi, görek, şerbetlik, yüklük gibi yapıya ait terimlerin tümü unutuldu. Alt katta yer alan ahır doğal ısıtma desem şimdiki gençlerin vereceği cevap sanırım koku olurdu. Oysa o zamanlar bu denli ağır koku yoktu. Slaj, yemler derken ağır koku sorunu da ortaya çıktı.
Mimarlarımız bizlere özgü bu evlerin modern versiyonlarını projelendirip yapamazlar mı diye düşünmeden edemiyor insan. Kent içinde restorasyonlar var ama önerim yeni evlerde eski güzelliklerin sürmesi. Bir kaç güzel uygulama yapıldı. Bir örneğini Beyağaç Haney evler projesinde gördüm. Haney evler eskiyi hatırlatan çok güzel bir örnek olmuş. Görmediyseniz mutlaka görün ve eski günleri tekrar yaşayın derim. Bugün eski köy evimizi anlattım. Bir başka yazıda Denizli istiklal mahallesinin evlerini anlatırım.
Denizli tarihiyle, evleriyle, kültürü ile muhteşem bir tarihe sahiptir. Kentimizin, kültürümüzün değerinin bilinmesi dileğiyle.
YORUMLAR