Denizli’nin Sarayköy ilçesinde eczacılık yapan Yılmaz Çetinkaya, kuzenleri İsmail Çelikak ve Tuğberk Seçkin ile birlikte birikimlerini değerlendirmek için kentte daha önce denenmeyen bir yöntem seçti. Çetinkaya ve kuzenleri, ilçede bulunan atıl durumdaki 10 bin metrekare kapalı alana sahip domates serasını satın alıp, serada yetiştirilebilecek ürünler hakkında araştırma yaptı. Bölgede farklı ürünler hakkında araştırma yapan gençler, serada muz yetiştirmeye karar verdi. Geçtiğimiz Eylül ayında seraya bin 800 muz fidan diken ve seranın iklimini ekvatoral iklime göre ayarlayan Çetinkaya ve kuzenlerinin diktiği fidanlar yaklaşık 3 metre boyuna ulaştı. Ziraat mühendislerinin kontrolünde yetişen muzlardan Ekim ayında ilk hasadın yapılması bekleniyor. Jeotermal enerjiyle ısınan seranın sisteminin oturmaması nedeniyle bu kış kömürle ısıtılsa da gelecek yıl jeotermal enerjinin serada kullanılması hedefleniyor.
“Muzlar çiçeklenme dönemine girdi, hasadımız yakın”
İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulunan Yılmaz Çetinkaya, daha önce domates yetiştirilen serada yaptıkları değişiklikler ve araştırmalar sonucu muz yetiştirmeye karar verdiklerini belirterek, “Üç kuzen olarak satın aldığımız serada daha önceden topraksız tarım ve domates üretimi yapılıyordu. Biz sistemi değiştirdik çünkü domates çok uygun bir proje değildi. Daha farklı bir ürün denemek istedik, araştırmalarımız sonucunda da muz bitkisi üzerinde uzlaştık. Aldığımız teknik danışmanlıklar sonucunda seradaki ısıtma ve arıtma sisteminde yaptığımız değişiklik sonucu muz ağaçlarını diktik. Serada artık topraklı ve organik tarım yapılıyor. Muz ağaçlarımız artık 3 metreye vardılar, çiçeklenme dönemine girdiler. Hasadımız yakındır diyebilirim şuan için” dedi.
“4-5 yıl içerisinde kendisini amorti ediyor”
Seraya 3 milyon TL yatırım yaptıklarını ifade eden Çetinkaya, sağlıklı bir muz serasının yaklaşık 5 yıl içerisinde kendini amorti edebileceğini dile getirerek, “Projenin bize maliyeti 3 milyon TL civarında oldu. Bunun en büyük payı arazi bedeliydi. Çünkü arazi, bölgede değerli bir yerde. Burada değil de başka bir yerde kurulacak olsa 10 bin metrekare kapalı alan için 1,5 milyon TL gibi bir rakama kurulabilir ve sağlıklı bin muz serası bunu da 4-5 yıl içerisinde amorti eder. Kaliteli ve düzgün bir üretim yapan bir muz serasının hem masrafı çok düşük hem geliri çok yüksek” şeklinde konuştu.
“Bölgede yeni bir model olacağına inanıyoruz”
Gerçekleştirdikleri projenin bölgede yeni bir model olacağına inandıklarını kaydeden Çetinkaya, serayı gelecek yıl jeotermal kaynaklarla ısıtmayı hedeflediklerini söyleyerek, “Bir o yüzden bunun bölgemizde yeni bir model olacağına inanıyoruz. Bütün çiftçi arkadaşlara da tavsiye ediyoruz, gelsinler serayı gezsinler, fikir alışverişinde bulunalım. Hep birlikte üretelim hep birlikte kazanalım. Seramız normalde jeotermal kaynakla ısınması gerekiyor, tüm sistemimiz de bunun uygun ve hazır. Ancak ilçedeki kaynak sıkıntısından bu sene ondan yararlanamadık, önümüzdeki yıl için görüşmelerimiz devam ediyor. Jeotermal kaynak kullanılırsa, seraların en yüksek maliyeti olan ısınma bedelini yüzde 10’lara düşürme durumu oluşuyor. Öyle olduğu zaman zaten inanılmaz karlı bir proje haline geliyor. Bu yıl kömür kullandık ancak Allah’tan çok sert bir kış geçmediğimiz için çok da maliyetlerimizi şişirmeden ağaçlarımızı sağlıklı bir şekilde önümüzdeki yıla taşıdık” ifadelerini kullandı.
“8 ayda bir ürün veriyor, içerisi her zaman yaz mevsimi”
Muzun 8 ayda bir ürün verdiğini aktaran Çetirkaya, seranın içinin dört mevsim yaz olduğunu belirterek, “Muz dikiminden 14 ay sonra meyve vermeye başlıyor ve muz ağacını bir defa dikiyoruz. Bir ağaçtan muz aldıktan sonra o kesiliyor, yandan gelen yeni ağaçlar bir sonraki yılın ağacını oluşturuyor. Bir kere fidan dikimi yapılıyor, sürekli ağaç değişimiyle devam ediyor. İlk hasadımız 14 ay, sonrasında 24 ayda 3 hasat, yani ortalama 8 ayda bir hasat şeklinde. Kendi iklimimizi kendimiz oluşturduğumuz için burası zaten sürekli ekvatorda gibi nemli ve sıcak. Burası için her zaman hava yaz” dedi.