DSP Büyükşehir Adayı Kayrakçı'dan, Zolan ve Bahtiyar'a Tarihi Çağrı

İŞTE DSP’nin Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Yaşar Kayrakçı ile gerçekleştirdiğimiz röportaj;

YAŞAR KAYRAKÇI KİMDİR? KENDİNİ ANLATTI

Ben okur-yazar bir babanın ve kara cahil annenin sonradan dünyaya getirdikleri biriyim. Ben doğduğumda babam 61, annem 46 yaşındaydı. Annemin ilk defa hastane ile tanışıp, annemin sevinmediği, babamın sevindiği bir çocuk olarak doğdum. Annem niye sevinmedi? Diğer doğan çocuklarım öldü, bu da ölecek dediği, doktorunda bu bari yaşasın deyip Yaşar adını koyduğu birisiyim. Nereden olduğunu bilmem benim içime hep düşünme, hep felsefi bakış, hep bir Atatürkçü bakış her zaman oldu. Dünyayı algılamaya, öğrenmeye çalışan bir insandım. Tarlada da çalıştım, ekin ektim biçtim, harman savurmayı da bilirim bunun için derdi sorunu da bilirim. Bu bakış açısı eğitim hayatımda beni her zaman okul birincisi yaptı. Allah bir zeka vermiş onu kullandım. Hacettepe Üniversitesi Sağlık ve Hacettepe Eğitim Fakültesi mezunuyum. Çok fazla değişik işte çalıştım. Bu halk için hep iyi şeyler üretmeye, iyi şeyler yapmaya çalıştım.

SİYASETE NASIL ATILDI?

1989 yılında siyasete atıldım. O zamanlar belediye başkanı gelecek seçimlerde benim aday ve başkan olacağımı söyledi. Benimde içime yerleşti. Ancak bir kalleşlik yapıldı. Ben bu siyasette çok fazla çok namertlik gördüm. Onun için benden kimse namertlik beklemesin olamam. CHP’nin Çal kurucusuyum. İlk belediye başkanı adayıydım. Bugün DSP’nin Büyükşehir adayıyım diyorsam bunu neredenn alıyorum? Atatürk’ten alıyorum, çocuk yaşlarda ne kadar suç bilinmez dağ taşa boyalarla ‘Karaoğlan’ yazmamdan alıyorum. 1999’da DSP’yi kendi bölgemde birinci yaptım. Ama eski siyasetlerin tadı kalmadı. Ben siyaset yapmam gerektiğine şu aylarda inandım. Çünkü Cumhuriyet’in temellerinin sarsıldığını gördüm.

YÖNETİCİLERE DENİZLİ SİTEMİ

Denizli kendi kendine yetebilen hatta fazlasıyla yeten bir ildi. Denizli Türkiye’de vergi sıralamasında ilk sıralarda yer alan bir ildi. Bugün firmalar iflas ediyor. Bunları dile getirmem gerekiyor. Benim memleketime 17 bin Suriyeli, 6 bin İranlı, 3-4 bin civarında Afgan geliyor ve iş buluyorsa, benim gencim işsiz kalıyorsa, benim ahlakım bozulmaya başlıyorsa, Denizlim kendini kaybetmeye başladıysa, gece 22’den sonra Çınar’da benim insanlarım sokağa çıkamaz hale geldiyse, her gün bir intihar yaşanıyorsa benim insanımın zor durumda kalması gencimin iş bulamamasındandır. Ahlakımızın bozulmasındandır. Bunun ana sebelerinden biriside eğitim bitti. İnsanı ayakta tutan din, ahlak ve etik değerler de zayıflayınca boşluğa düşüyoruz. İşte benim sorunum bu. Benim eski Denizlimi geri istiyorum dediğim olay budur. Denizli plansız programsız pilot bölge ilan edildi.

OSMAN ZOLAN’A SORDU:DENİZLİ’NİN NE KADAR BORCU VAR?

Denizli ürettiğinin karşılığını alamayan bir şehir oldu. Ben bugün Osman Zolan’a soruyorum. Denizli’nin ne kadar borcu var. Denizli’nin geliri ne kadardır? Toplam borcu ne kadardır? Bunu bilmiyoruz. Çünkü şeffaf bir yönetim yok. Her şey kapalı kapılar ardında.

DENİZLİ’DE SOL SEÇMENİN OYUNU ALABİLECEK Mİ?

Herşeyden önce benimkisi halk mücadelesi. Niçin benim Denizli’mde Pamukkale’ye gidememiş insanlar var? Niçin benim insanım 300 liralık maaşa seviniyor? Neden bizim insanımız 30-40 ülkeye ziyaret edemiyor? Ben 80 gün önce yola çıktım. Ne bir ittifak vardı, ne aday belliydi, ben o gün yola çıktı. Resmi işlemler uzadığı için yeni yeni sesimizi duyurabiliyoruz. Geldiğim noktada kurucusu olduğum CHP adına çok üzüldüm. Koskoca Denizli’de Atatürk’ün partisi nasıl Büyükşehir’de aday çıkarmış. 15, 35’ten büyükmüş. Nasıl Çal’da aday çıkarmazsınız? Ben bunları düşünerek aday olmadım ama bunlar benim lehime gelişti. Bana göre iki aday da aynı Ümit Bahtiyar da Osman Zolan da aynıdır. Ümit Bahtiyar seçiminde ittifak olduğuna inanmıyorum. CHP’lilerin çoğu da bu karşı. Bunun yüzünden de geçtiğimiz günlerde bir başkan adayı bana ”Yaşar oyların çok artıyor”dedi. Bende biliyorum dedim. Çünkü sol seçmende bana oy vermek durumunda bırakıldılar.

ZOLAN VE BAHRTİYAR’I AÇIK OTURUMA DAVET ETTİ

Bugün insanların yüzde 80’ninin seçim umurunda değil. Geçim derdindeler. Halkın cebi yanıyor. 25 yıl önce Türkiye’de iki şehir hava kirliliğinden boğuluyordu. Birisi Erzurum birisi Denizli. Denizli’ye hava kirliliği geri geldi. Lastik yakılıyor, dağıtılan adi kömür yakılıyor. Doğalgaz banyoda falan açılıyor. Çünkü insanlar doğalgazı yakarsa, ay sonu kendisi yanacak. İnsanlar çaresiz, yüzde 80 nereye oy vereceğini bilmiyor. Restse rest, düello ise düello iki adayı açık oturuma davet ediyor. Afişlerler, arabalarla seçim masrafı yapılmasın. Bu seçimlerde trilyonlar harcanmasın. Çünkü trilyon harcayan adam trilyon çalar. Benim 5 bin lira bütçem yok. Ben bu halkı biliyorum ve güveniyorum.