Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Akhisar mitinginde CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin Pensilvanya iddiasına yanıt verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Benim Pensilvanya’ya giderek izin almak suretiyle AK Parti’yi kurduğumu söylersen bunu ispat etmen gerekir. Böyle bir şey de söz konusu değil. Sen madem ki böyle bir iddiada bulunuyorsun, ispat etmen gerekir. İspat etmezsen namertsin.” dedi.
İşte Erdoğan’ın konuşmalarından satır başları:
“Bizim siyasetimiz daima hizmet siyaseti olmuştur. Biz milletimize efendilik taslamaya değil. Hizmetkar olmaya geldik. Bugüne kadar hep bu anlayışla çalıştık. 24 Haziran’da milletimizden yeniden hizmet için, yatırım için, proje için destek istiyoruz. Cumhurbaşkanlığı’nda şahsımı, Meclis’te AK Parti’yi desteklemeye hazır mıyız?
“Kimsenin beklemediği şampiyonluğu kazandılar”
Birileri laf yapar, biz icraat yaparız. Şu stadın güzelliğine bak. Akhisarspor’umuz tarihinde ilk defa Türkiye Kupası’nı kazanarak böyle bir stadı hak ettiğin gösterdi. Gerçekten kimsenin beklemediği bir şampiyonluğu Türkiye Ziraat Kupası’nı kazandılar ve Akhisar’a getirdiler. 100 milyon liralık bir maliyetle şehrimize kazandırdığımız 12 bin kişilik Akhisar Stadımızın bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum.
Hükümete geldiğimizde mevcut statların büyük bölümünün günümüz ihtiyaçlarını karşılamayacak durumda olduğunu gördük. Şimdi Akhisar, uluslararası futbol maçlarına katılacak. Buraya uluslararası camiadan kulüpler gelecek. Nereden nereye değil mi? İşte bunun üzerine büyükşehirlerimizden başlayarak statlarımızı yenilemeye karar verdik. 37 stattan 11’i tamamladık 17’sinin inşaatı devam ediyor. İşte AK Parti budur.
“Sadece otomotiv ihracatından 30 Milyar Dolar Kazandık”
Ana muhalefetin ccumhurbaşkanı adayı böyle ‘yatırım matırım anlamam’ diyor zaten. Doğru anlamaz. Ne diyor? Yerli otomobil için ne diyor? “Sayın Erdoğan 20 yıl geriden geliyor” diyor. Şu hale bak ya. Yani bu ülke yerli otomobilini üretecek. Kim yapacak bunu? Bu ülkenin devleri yapacak. Ve 20 yıl geriden geldiğimi söylüyor, vah zavallı vah. Ya sadece otomotiv ihracatından biz 30 milyar dolar kazandık.
Ey İnce sen nerede geziyorsun ya? Bir de daha ileri gitmiş. Kanal İstanbul’a başlamam diyor. Ya zaten senin mensubu olduğun partinin geçmişinde de böyle bir şey yok. Bu CHP’nin bu ülkede bir dikili ağacı var mı? Yok.
“Şu hale bak, kendisi aday olmuyor…”
Bay Kemal’e ne diyordu? “Bir seçime girdin kaybettin, ikiye girdin kaybettin, üçe girdin girdin kaybettin, dörde girdin girdin kaybettin. Kaybettin, kaybettin, kaybettin. Şu hale bak ya, kendisi aday olmuyor. Cumhurbaşkanlığına aday gösterdiği şahsı şu çağırışa bak. “Muharrem gel gel” diyor. Ve işi küçümsüyor. Seçim beyannamesini cumhurbaşkanı adayı okumuyor. Kim ediyor? Genel başkan ediyor. Bu işe ne kadar önem verdiğini gösteriyor.
İnce’ye yanıt verdi: İspat etmezsen namertsin
Şimdi bir şey daha söyledi. “AK Parti’yi kurarken Pensilvanya’ya gittin mi gitmedim mi?” Şimdi İnce ben sana buradan nasihatte bulunayım. Sen siyasette daha çok çok çıraksın. Ama bir şey daha söyleyeyim. Siyaset dürüstlük ister. Senin genel başkanın yalancı. Ama sen de erkenden bir şeyler kaptın, başladın yalana. Benim Pensilvanya’ya giderek izin almak suretiyle AK Parti’yi kurduğumu söylersen bunu ispat etmen gerekir. Böyle bir şey de söz konusu değil. Sen madem ki böyle bir iddiada bulunuyorsun, ispat etmen gerekir. İspat etmezsen namertsin.
“Yanımda olanlar varmış… Hadi açıkla”
Senin başkanın da, sen kendin de siz hangi partiyi kurdunuz ya? Yanımda olanlar varmış. Onları ben cevap vermeden açıklayamıyormuş. Ben cevap verdiğimde açıklayacakmış. Tamam ben cevabı verdim. Hadi açıkla. Ben kiminle gittim Pensilvanya’ya. Açıklamazsan namertsin. Demek ki yalanda genel başkanının yanında iyi yetişmiş.”
“İnsafsız 2.5 katrilyon verdik”
Bay Kemal ne diyor Çiftçiyi aç bıraktınız. Be insafsız ya, 2,5 katrilyon verdik ya. Ben belgeyle konuşuyorum. Böyle palavra değil. Hayvancılık destekleri kapsamında, alet ekipmana kadar pek çok kalemde yüzde 50 hibe veriyoruz. Verimli ovalarımızı korumaya alarak, amaç dışı kullanımının önüne geçiyoruz.
“Şimdi büyük ustalık geliyor”
Biz icraatlarımızla konuşuyoruz. Şimdi büyük ustalık geliyor
Geçen gün şaşırdım. Bay Kemal, tarım endüstrisinden bahsediyor. Demek ki 16 yıllık kalfalık ustalık dönemlerinde tarım endüstrisini bunlara öğretmişiz. Çok anlattık. “Girecek, girmesi lazım” Ya bu iş başladı. Biz şu anda tarım endüstrisini icra ediyoruz. Biz şu anda tarım endüstrisinde geldiğimizde yerli traktör var mıydı? Yoktu. Ama şimdi yerli traktörlerimizi üretiyoruz. Biçerdöverlerimizi üretiyoruz. Sen neredesin ya? Bunlar tarım endüstrisinin atılmış adımları.
“Menderes hizmetlerin bedelini canıyla ödedi”
Dün 27 Mayıs darbesinin yıl dönümüydü. Menderes Manisa’ya gelmiş, kendi döneminde inşa edilen ve hala hizmet veren Demirköprü Barajı’nın açılışını yapmıştı. Yapıldığı dönem için çok büyük bir eser olan bu baraj suyuyla topraklarımıza bereket sağlamaya devam ediyor. Merhum Menderes yaptığı bu hizmetlerin bedelini idam sehpasında canıyla ödedi.
“Arkasında CHP zihniyeti vardı”
Ülkemizde birileri dışarıdan da destek alarak milletimize hizmet eden herkese bedel ödetmenin gayreti içindedir. Rahmetli Menderes’i asanlarla Özal’a dünyayı zehir edenler aynıdır. Rahmetli Menderes’i idam edenlerin kararının arkasında hangi zihniyet vardı? Cumhuriyet Halk Partisi zihniyeti vardı. Şu anda da aynı zihniyet bu değil mi? AK Parti’yi kapatmak isteyenler CHP zihniyetiydi. Ne dediler CHP’liler. “Ankara’da adil yargılar var” Hani demokrasi? Ya 360’ı aşkın milletvekiline sahip olan bir iktidar partisini, katakulliyle kapatmaya kalktınız. Ama başaramadınız, başaramayacaksınız.
“Korkaklar zafer anıtı dikemez”
İstanbul’a Büyükşehir belediye başkanı oldum aynı zihniyeti karşımda buldum. Başbakan oldum,aynı yapıyı daha da bilenmiş olarak karşımda buldum. Cumhurbaşkanı oldum, aynı çete yine karşımdaydı. 15 Temmuz’da darbe girişimine maruz kaldık. Aynı zihniyet. Tankları selamlayarak, güvenli yerlere çekilerek, kontrollü darbe söylemlerle iftira atarak yine karşımıza çıktı. Ben Marmaris’ten İstanbul’a geliyorum. Bay Kemal, saat 23:17 Atatürk Havalimanı’nda. Ve tanklar orada. On binlerce insan Atatürk Havalimanı’nda. Bay Kemal, tankları selamlıyor. Oradan nereye geçiyor? Bakırköy Belediyesi’ne geçiyor. Ve Bakırköy Belediyesinde kahvesini yudumluyor, TV’leri seyrediyor. Lafa geldiği zaman da şunu söylüyor. Tankların karşısına ben çıkarım diyor. Ne oldu? Kaçtın ya. Nereye kaçtın? Bakırköy Belediyesi’ne kaçtın. Ya siz korkaksınız, korkaklar zafer anıtı dikemez. Ellerinde olsa tıpkı Menderes gibi bizi de dar ağacına çıkaracaklar. Ama hamd olsun milletimiz izin vermiyor.
Afrin’de 4 bin 481 teröristi etkisiz hale getirdik. Baktılar sınırlarımızda istediklerini yapamıyorlar, dışarıdan kuşatmaya çalıştılar. Biz de gittik inlerine girdik. Hepsini de ezdik geçtik.
“Milletimle gönül köprüm var, bunu kaldıramazsınız”
Bizim arkadaşlarımıza devlet görevleri için dahi ülkelerindeki toplantılara Almanya’da katılma izni vermiyorlar, PKK’ya veriyorlar değil mi? Bize de yalan söylüyorlar. Teröristlere polis korumasında miting yaptırıyorlar. Bizim arkadaşlarımızın önlerini kesenler, güya dergi kapağı denilerek tüm sokağa asılan afişleri polis gücüyle oralarda tutuyorlar. Ya Tayyip Erdoğan için ne derseniz deyin, benim milletimle gönül köprüm var gönül köprüm. Ya bunu kaldıramazsınız ki. Elinizden geleni ardınıza koymayın. Ey Corç, ey Hans, bizim aramızı açamayacaksınız. Ben halkımı Allah için seviyorum, halkım da beni Allah için seviyor.
Sanıyorlar ki kapıları kapatırsak bu sevdanın önüne geçeriz. Sanıyorlar ki teröristlere kapı açarsak bu muhabbeti boğarız. Sanıyorlar ki, yalanla, inkarla biz bu aşkı söndürürüz.