https://www.youtube.com/watch?v=7ovhw02VolA&feature=youtu.be
İzmir/Manisa sınırlarındaki Bozdağlar ile İzmir/Aydın sınırlarındaki Aydın Dağları’nda efelerin yaşadığı köy ve yaylaları, saklandıkları efe yatakları, kale ve terk edilmiş eski köyleri birbirine bağlayan 500 kilometrelik bir yürüyüş rotası, Ege Üniversitesi bünyesinde oluşturulan Kültür Rotaları Araştırma Grubu(EÜ-KÜRAG) akademisyenlerinin yürüttükleri saha çalışmalarıyla belirlendi. İzmir Valiliğine sunulan, İzmir Kalkınma Ajansı’nın desteklediği ve Ege Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen fizibilite çalışmalarının ardından yapılması planlanan yatırım sürecinde; İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Valiliği, İzmir Orman Bölge Müdürlüğü ile İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün de paydaşları arasında yer alacağı Efeler Yolu projesinin hayata geçirilmesine sayılı günler kaldı. Rotanın Bozdağlar kısmında incelemelerde bulunan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Efeler Yolu projesinin hayata geçmesiyle birlikte bölgenin uluslararası turizm açısından tanıtılmasının amaçlandığını söyledi.
EÜ-KÜRAG sorumlu araştırmacısı Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgür Özkaya, yürütücülüğünde gerçekleştirilen Efeler Yolu projesinde önemli ilerlemeler kaydedildi. Bozdağlar ile Aydın Dağları’nda incelemelerde bulunan araştırma grubu, dağlarda turizm potansiyeli en yüksek köyleri ve bu köyleri birbirine bağlayacak yürüyüş hattındaki önemli kültürel, tarihi ve doğal güzellikleri belirledi. İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Valiliği, İzmir Orman Bölge Müdürlüğü ile İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün de paydaşları arasında yer alacağı uygulama projesinin hayata geçirilmesine sayılı günler kala, Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, araştırma grubuyla yürüyüş rotasında incelemelerde bulundu. Projeyle ilgili olarak EÜ-KÜRAG sorumlu araştırmacısı Doç. Dr. Özkaya’dan bilgi alan Rektör Budak, yaklaşık 9 aylık bir yürüyüş sezonuna sahip olacak, 500 kilometrelik uzunluğu ile kesintisiz yüründüğünde 1 ayda tamamlanabilecek Efeler Yolunun hayata geçirilmesiyle bölgenin uluslararası turizme açılacağını kaydetti.
“BÖLGE TURİZMİNE ÖNEMLİ KATKILAR SAĞLAYACAK”
Projenin, Türkiye, Ege Bölgesi ve İzmir açısından büyük önem taşıdığını dile getiren Rektör Budak, Efeler Yolu rotasının turizme kazandırılması için yoğun bir çalışma içinde olduklarını söyledi. Organik ürünlerin satın alınabileceği yürüyüş rotasında köylerin de ziyaret edilebileceğine dikkat çeken Rektör Budak, “Doğal ve kültürel varlıklar açısından çok zengin bir ülkeyiz. Bozdağlardaki gibi bir orman Hollanda’da olsa herhalde bütün ülke bu ormanda yürümek, spor yapmak, organik tarım yapmak, organik beslenmek ve daha kaliteli bir yaşam sürmek adına birçok ekonomik faaliyeti hayata geçirirdi. Orman Genel Müdürlüğümüz ormanlarımıza sahip çıkmış, bize düşen Ege Üniversitesi olarak yalnızca Ar-Ge faaliyetleri yapmak değil, var olan fikirlerimizi topluma direkt olarak aktaracak böyle projeler de gerçekleştirmek istiyoruz. Bu projenin fikir babası da Ege Üniversitesi’nin bir mensubu oldu. Bu doğal zenginliği İzmir’imize, bölgemize, ülkemize katma değer sağlamak adına turizme kazandırırsak bundan bahtiyar olacağız. Hocalarımızı böyle bir projeyi gerçekleştirdikleri için tekrar tebrik ediyorum. Projenin İzmir’e de hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.
EFELER YOLU YAKLAŞIK BİR AYDA YÜRÜNEBİLECEK
Daha önce Aziz Paul Yolunun işaretlenmesinde gönüllü olarak çalıştığını ve benzer bir uygulamanın Bozdağ ve Aydın Dağlarında da hayata geçirilebileceğini düşünerek projeyi oluşturduğunu vurgulayan Doç. Dr. Özkaya, projeyi Rektör Budak ile paylaştıktan sonra uygulamak için harekete geçtiklerini söyledi. İzmir Valiliği’ne sunularak, İzmir Kalkınma Ajansı tarafından mali destek alan projenin fizibilite çalışmalarının son aşamasında olduklarını dile getiren Doç. Dr. Özkaya, “İzmir’in Bornova ilçesindeki Belkahve mevkiinden başlayarak Bozdağlar ve Aydın Dağlarını dönerek Meryem Ana’da sonlanacak efelik temalı bir kültür rotası oluşturduk. Bu sayede Türkiye’nin en güzel köylerinden olan Şirince, Kaplan, Beyköy, Birgi, Bozdağ, Gölcük, terk edilmiş çok önemli bir köy olan Lübbey köyü, Ovacık Milli Parkı içindeki Ovacık köyü, Yukarıkızılca ve Nazarköy hattı Efeler Yoluyla birbirine bağlanıyor. Bu yolun yürüyüş sezonu yaklaşık 9 ay olacak. Yol kesintisiz bir yürüyüşle yaklaşık 1 ayda tamamlanabilecek. Efeler Yolunun toplam uzunluğunun 500 kilometre olacağını öngörüyoruz. Fizibilitesini bitirdikten sonra paydaşlarımızın desteğiyle Ege Üniversitesi’nin yine sahada yürüteceği çalışmalarla yol işaretlemeleri yapılacak. Parkurlara yönlendirme levhaları ve köylere bilgi panoları dikilecek. Orman içindeki parkurlara ilk yardım çantaları gömülecek. Köylerdeki işletmelere her köye özgü olarak tasarlanacak özel mühürler verilecek ve bu mühürler yürüyüşçülerin köy geçişlerinde sertifikalarına basılacak. Günlük etapların sonunda destinasyon noktası olarak belirlenen köylerin girişlerine taklar yapılacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Efes-Mimas yolu örneğinde olduğu gibi, köylülerin doğal ürünlerini satabilecekleri pazar tezgâhları yaptırmayı planlıyoruz. Konaklama imkânı olmayan köylerde Efeler Yolunu yürüyen turistleri ağırlayacak aileler ev pansiyonculuğu yapacak. Her köyün bir mihmandarı olacak. Proje kapsamında köy mihmandarlarına ve köy halkına gerekli eğitimler verilecek. Yerel halka civardaki tarihi ve kültürel zenginlikler anlatılacak, halkın üzerinde yaşadığı zenginliklerin farkına varması ve bu mirası koruması adına çalışmalar yürütülecek. Halka kırsal turizm ve kültür rotalarıyla ilgili atölye çalışmaları yapılacak. En önemli uygulamalardan biri de turistlerden önce yerel halka bu yolu yürüterek içerdiği zenginliği göstermek olacak” diye konuştu. Bu proje kapsamında Efeler Yolu Derneği’nin de kurularak faaliyetlerine başladığını belirten Doç. Dr. Özgür Özkaya, “Efeler Yolu Derneği bu projenin hayata geçmesinde ve ileride sürdürülebilirliğinin sağlanmasında önemli roller üstlenecek. Bu dernek sayesinde ileriki dönemde Efeler Yolu uluslararası kültür rotaları ağına bağlanacak. Böylece İzmir ve Meryem Ana da Avrupa yürüyüş rotaları ağına bağlanmış ve bu ağa yepyeni değerler katmış olacak” dedi.
TARİHİ, KÜLTÜREL VE DOĞAL ZENGİNLİKLER BARINDIRIYOR
Yaklaşık 500’er kilometrelik yürüyüş parkurlarıyla Likya Yolu ve Aziz Paul Yolu gibi iyi örnekler oluşturabilecek yürüyüş rotaları olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Özkaya, her yıl yüzlerce turistin bu yolları kullandığını ve yerel halkın turizm sayesinde büyük bir hızla kalkındığını belirtti. Projenin amacının İzmir’in dağ köylerinde de benzer bir kalkınma yaratmak olduğunu belirten Doç. Dr. Özkaya, “İzmir’den başlayarak Bozdağlar ve Aydın Dağları’nı yaylalardan birbirine bağlayan ve Meryem Ana’da sonlanan bir rotanın, uluslararası turizm açısından çok cazip bir alternatif yaratacağını düşünüyoruz. Diğer yandan rotanın içerdiği kültürel zenginlik yalnızca efelik ile de sınırlı değil. Bu dağlar tarihte paranın ilk kez kullanıldığı coğrafyayı oluşturuyor. Dağlarımızda kökleri Lidya medeniyetine uzanan eski kaleler, gözetleme kuleleri, antik kentler ve bunları birbirine bağlayan antik yollar var. Vatikan belgelerinde geçen önemli manastır ve kiliseler var. Osmanlı döneminden kalma önemli medrese ve hamamlar var. Bozdağlardan ipek yolunun bir hattı geçiyor. Aydın dağlarında Kuva-yı Milliye Yolu olarak bilinen çok önemli bir güzergâh var. Evliya Çelebi’nin bu dağları geçtiği güzergâhlar biliniyor. Efeler tüm bu yol ve geçitleri kullanmış. Efelerin Bozdağlar ve Aydın Dağları’nda saklandığı çok önemli yaylalar var. Amacımız; bu değerleri efelik temalı bir kültür rotası oluşturarak birbirine bağlamak” diye konuştu.