Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, körfezi güney-kuzey yönünde geçmesi planlanan İzmir Körfez Geçiş Projesi’nin çevresel etki değerlendirme raporunu 4 Nisan 2017’de onaylamış, bu karar karşısında TMMOB, EGEÇEP, Doğa Derneği ve 85 vatandaş, yürütmenin durdurulması ve projenin iptali için dava açmıştı. Açılan davalar sonucunda Ağustos 2018’de verilen yürütmeyi durdurma kararının ardından, geçtiğimiz hafta İdare Mahkemesi, ÇED olumlu kararını iptal ederek tarihi bir karara imza attı.
İzmir’in Gediz Deltası, flamingolar başta olmak üzere çok sayıda kuş türünün dünyadaki en önemli yaşama alanlarından biri. Türkiye’deki 14 uluslararası öneme sahip Ramsar Alanı’ndan biri olan Gediz Deltası, aynı zamanda Doğal Sit Alanı olarak da korunmakta. Türkiye’nin en büyük yüzölçümüne sahip kıyı sulak alanlarından biri ve 40 binden çok flamingonun yaşam alanı olan İzmir’in Gediz Deltası, UNESCO’nun Dünya Doğa Mirası ile ilgili dört kriterinin tamamını sağlamaktadır. Bu nedenle alınan karar, dünya doğa koruma içtihadı açısından da tarihi önem taşımaktadır.
TMMOB İzmir İKK EGEÇEP Doğa Derneği 85 İzmirli Yurttaş’tan gelen açıklamala şu ifadelere yer verildi.
İzmir 3. İdare Mahkemesi’nin 30.10.2018’de verdiği tarihi karar şunları içeriyor: “Otoyol ve Raylı Sistem Dâhil İzmir Körfez Geçişi projesi ile ilgili projenin bulunduğu alana ilişkin 1/5000 ve 1/1.000 ölçekli imar planlarında gerekli değişikliklerin yapılmadığı; il ya da bölge düzeyinde İzmir’in çevre düzeni planından ulaşım master planına kadar hiçbir planın stratejisi olarak üretilmemiş olması nedeniyle planlama ilke ve esaslarına uygun olmadığı, projenin kuzey aksının çok önemli bir doğa koruma alanı içerisinden geçtiği, bölgede uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınmış alanların ve farklı koruma statülerinin bulunduğu, güzergahın güney bölümünde de tescil altına alınmış koruma statülerinin ve korunacak tarım alanı olarak belirlenmiş bir kent bölgesinin yer aldığı, Ekosistemde su sıcaklığının ve alanın denizle olan su alışverişinin değişeceği, bunun da flamingoların besin zincirinin en önemli halkasını oluşturan artemiaların bölgeden yok olmasına yol açabileceği ve bunun da sonuç olarak birbirine hassas dengelerle bağlı bir ekosistemin proje ile zarar görebileceği, ÇED projesinde verilmiş olan jeolojik bilgilerin çok genel ve küçük ölçekli olduğu, projeye özel yeterli detay haritalama ve zemin etüt çalışmaları içermediği, projenin temelini oluşturan zemin bilgisiyle ilgili net bir bilgi olmadığı, batırma tünel ile geçiş yapılan İnciraltı bölümünün aktif fay hattı zonundan geçmekte olduğu ve bu kısımdaki bağlantı contalarının olası bir depremde beklenen yatay ve düşey deplasmanları tolere edebilecek kapasiteye sahip olup olmadığıyla ilgili raporda detay verilmediği dikkate alındığında, dava konusu ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu’ kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır” gerekçesiyle dava konusu ÇED olumlu kararının iptaline karar verdi.
Körfez Geçiş Projesini ilk olarak, 2014 yılında yerel seçimlerin hemen öncesinde o dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olan Binali Yıldırım, İzmir için tasarladığı 1414 projeden biri olarak açıklamıştı. Ancak bugün mahkemenin kararı ile de görüyoruz ki, bilimsel ve hukuki açıdan projenin İzmir için uygun olmadığı kanıtlanmıştır.
Daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi, “Körfez Geçişi Projesi, İzmir için gelecekte çizilen senaryonun bir parçasıdır. O senaryoda doğal yapısından gitgide uzaklaşan, ekolojik değerlerini kaybeden, betonlaşmaya teslim edilmiş, ayrıcalıklı imar hakkı sağlayan, parça parça plan değişiklikleri ile yüksek rant artışlarının önü açılan, kıyılarını betona teslim eden rant talanı altında sağlıksız bir kent var.” O yüzden kararı bu kötü senaryoyu bozmak için bir fırsat olarak değerlendiriyoruz.
Şimdi bu önemli kararın uygulanmasını sağlama, kararın arkasından dolanma hamlelerine izin vermeme zamanı. Mahkeme kararının uygulanması anayasa ve yasa gereğidir; Anayasanın 138. maddesine göre, “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28.maddesine göre de “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.” .Mahkeme kararlarının uygulanmaması Anayasanın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesinin yok sayılmasıdır, bu nedenle kararın gereklerini yerine getirmeyen kamu görevlilerinin cezai sorumlulukları vardır. Ayrıca Çevre Kanunu’nun 15/3.maddesine göre; “Çevresel Etki Değerlendirmesi incelemesi yapılmaksızın başlanan faaliyetler Bakanlıkça, proje tanıtım dosyası hazırlanmaksızın başlanan faaliyetler ise mahallin en büyük mülkî amiri tarafından süre verilmeksizin durdurulur.” Sunduğumuz mahkeme kararı ile Körfez Geçişi projesinin ÇED olumlu kararı İPTAL edildiğinden, projeye ilişkin her türlü hazırlık çalışmasının derhal durdurulması, verilen her türlü iznin geri alınması gerekir.
Öncelikle tüm İzmir halkına bu önemli hukuki kazanımımızı armağan ediyoruz. Sonrasında buradan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İzmir Valiliği’ne sesleniyoruz: Körfez Geçiş projesine ilişkin mahkeme kararını gecikmeksizin, harfiyen uygulayın. Hükümete ve lüzumsuz proje yanlısı herkese; İzmir’i mahvedecek bu projeyi bir daha gündeme getirmemek üzere çöpe atma, tüm İzmirlilere de karara sahip çıkma çağrısında bulunuyoruz.