İzmir’de yaşayan Aysel Şimşek, kalp nakli olana kadar yapay kalp takılan 14 yaşındaki kızıyla manevi olarak ilgilenmediği için eski eşi A.H.’ye dava açtı. Şimşek’in avukatı Mehmet Harun Elçi, “Sanık hakkında açılan bu davanın ilgisiz ebeveynler bakımından emsal teşkil edebileceği ve bu kişilerin de ceza alma riskiyle karşı karşıya olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
İzmir’de yaşayan Aysel Şimşek (45), iki çocuk sahibi olduğu 22 yıllık eşi A.H.’den (39) 2017 yılının Aralık ayında boşandı. Şimşek, eski eşinin başka birine aşık olduğu için kendisinden boşandığını belirtirken, baba A.H., boşanma olayından iki ay sonra kalp hastalığı ortaya çıkan ve yapay kalp takılan 14 yaşındaki kızı Beyzanur H. ile bu süre içinde hiç görüşmedi. Beyzanur H., bir yandan sağlık sorunları ile uğraşırken, bir yandan da baba özlemiyle babasının kendisini ziyaret etmesini bekledi. Kızının hastalığı ile tek başına mücadele eden, maddi ve manevi olarak eski eşinden destek görmeyen Şimşek, A.H.’ye dava açtı.
Dava, maddiyattan ziyade manevi anlamda üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeyen ebeveynler bakımından emsal teşkil ederken, Şimşek’in avukatı Mehmet Harun Elçi, “Uygulamada genelde karşımıza çıkan, maddi anlamda yükümlülüklerin yerine getirmeyen ebeveynler bakımından icra ceza mahkemelerinde nafakanın ödenmemesinden kaynaklı yapılmış şikayetlerdir. Davamızı diğer davalardan ayıran temel özellik, maddi anlamda yükümlülüğün ihlalinden ziyade manevi anlamda aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlalidir. Sanık hakkında açılan bu davanın ilgisiz ebeveynler bakımından emsal teşkil edebileceği ve bu kişilerin de ceza alma riski ile karşı karşıya olduğunu söyleyebiliriz” diye konuştu.
“Emsal teşkil edeceği kanaatindeyiz”
Avukat Elçi, emsal teşkil edebilecek dava ile ilgili şu bilgileri verdi:
“Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülükler sadece maddi anlamda değildir. Ebeveynlerin aynı zamanda manevi anlamda da yükümlülükleri söz konusudur. Bu kapsamda müşterek çocuklara bakım, eğitim, sağlık gibi konularda destek olmak zorundalar. Ebeveynler, bu konudaki yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde ceza kanunu anlamında da yerine göre suç işleyebilmekteler. Müvekkilim Aysel Şimşek, eski eşinin kalp nakli bekleyen çocuklarıyla yeterince ilgilenmemesi, hatta hiç ziyaretine gitmemesi üzerine müracaatta bulundu. Biz de savcılığa hazırladığımız dosya ile birlikte ceza kanunu kapsamında aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğü yerine getirmeyen eski eşi hakkında suç duyurusunda bulunduk. Savcılık makamı da iddianame düzenleyerek ilgili şahıs hakkında asliye ceza mahkemesinde dava açtı. Bu hususun, aile hukukundan kaynaklı yükümlülüğü yerine getirmeyen ebeveynler bakımından emsal teşkil edeceği kanaatindeyiz.”
“Beni bir kere bile görmeye gelmedi”
Annesi ve babasının 2017 yılının aralık ayında boşandığını, ‘Dilate Kardiyomiyopati’ hastalığı teşhisinin ise 2018 yılının Şubat ayında konulduğunu kaydeden Beyzanur H., “Kalp hastalığım ortaya çıkınca hemen yoğun bakıma yatırıldım ve mart ayında ameliyat olarak bana yapay kalp takıldı. Kalbim kan pompalamadığı için yanımda çanta olarak taşıdığım cihaz, kalbimin kan pompalamasını sağlıyor. Yoğun bakımdan servise çıktığımda hep babamı sordum. İlla ki hastalığımı duymuştur, biri söylemiştir diye düşünüyordum. ‘Yoksa beni sevmiyor mu?’ diye sordum kendi kendime. Hastanedeki diğer arkadaşlarımın babaları ziyarete geliyordu ve çok üzülüyordum. Annem önce babamın işleri çıktığı için gelemediğini söylemişti. Sonra tekrar sordum ve ‘kızım biz söyledik ama gelmedi’ dedi. O an benim için çok kötü bir duyguydu. Her baba gördüğümde moralim bozuluyordu. Çoğu kişinin annesi ve babası ayrılabilir. Bu normal bir şey ama kimse çocuğunu satmıyor. Beni bir kere bile görmeye gelmedi. Bu çok üzücü bir durum. Babam, annemle boşandığından bu yana beni hiç görmedi ama hastalandığımda bir umut görmeye gelir sanıyordum. ‘O kadar da vicdansız değildir’ diyordum ama meğer o kadar vicdansızmış” ifadelerini kullandı.
“Bu cihaz kalp yerine geçecek ama babamın yerine kimse geçemeyecek”
Hastalığını öğrendiğinde dünyasının başına yıkıldığını, bir yandan da baba hasreti çektiğini ifade eden Beyza H., “Hastaneye ödem şikayetiyle gittim, kalp hastalığım ortaya çıktı. Zor dönemimde yanımda olmayan babamla artık görüşmek istemiyorum. Bu çok kötü bir duygu. Birden dipsiz bir kuyuya düşmüş gibi oldum. Eskiden babama çok düşkündüm. Ben de bu süreçte yıkıldım. Hastanede en çok babamı bekledim. Bu hastalık nedeniyle çok masrafımız oluyor. Annemin bir geliri yok. Babam zaten maddi anlamda hiç destek olmuyor. Manevi olarak da ilgilenmeyince dava açtık. Bu süreçte yanımda olmasını beklerken, o hiç gelmeyen taraf oldu. Kalp nakli olana kadar bu cihaz kalp yerine geçecek ama babamın yerine kimse geçemeyecek.”
“Ne nafakasını ödüyor, ne de kızıyla ilgileniyor”
Anne Aysel Şimşek ise, kızı ile tek başına ilgilendiğini belirterek, “Babasının vicdanı rahat mı bilmiyorum. Herkes ayrılabilir ama insan kendi evladını atamaz. Kızının yanına gelebilirdi. Ne nafakasını ödüyor, ne de kızıyla ilgileniyor. Maddi olarak kötü durumdayız. Kızımın masraflarını karşılayamıyorum. Eşten dosttan yardımlarla yaşamaya çalışıyoruz. Eski eşim beni bırakabilir ama kendi evladını neden bıraktı? Baba olarak en azından manevi anlamda görevini yapsaydı. Biz de bu yüzden ona dava açtık” dedi.