Ana Sayfa Arama Galeri Video
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

İTÜ Maden Fakültesi 3. Sektör-Akademisyen-Öğrenci Buluşması gerçekleştirildi

İTÜ MADEN FAKÜLTESİ DEKANI PROF. DR. MUSTAFA KUMRAL (SOLDA) VE İLETİŞİM GENEL MÜDÜR YARDIMCISI BURAK IŞIK (SAĞDA)

İTÜ MADEN FAKÜLTESİ DEKANI

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi ev sahipliğinde düzenlenen 3. Sektör-Akademisyen-Öğrenci Buluşması bu yıl “Sorumlu ve Sürdürülebilir Madencilik” temasıyla gerçekleştirildi.

Sektörden 25 firmanın desteklediği etkinliğin ana sponsorluğunu Yeniköy Kemerköy Enerji üstlendi. Maden ile ziraat alanındaki uzman isimlerin yer altı ve yer üstüne odaklanan çalışmalarıyla bir araya geldiği etkinlikte bütüncül bir bakış açısıyla iki sektörün birlikteliğinden doğacak sinerji ele alındı. Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte iki gün boyunca “yerin altındakiler ve üstündekiler” yaklaşımıyla, yenilikçi çözümler ile sürdürülebilir madencilik temaları üzerinde durularak fikir alışverişinde bulunuldu.

Türkiye’deki madencilik sektörünün tüm bileşenlerini buluşturan “III. Sektör Akademisyen Öğrenci Buluşmaları” İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından 22-23 Ekim tarihlerinde, İTÜ Ayazağa Kampüsü’nde düzenlendi. Yeniköy Kemerköy Enerji ana sponsorluğunda gerçekleştirilen etkinliğe; Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Mehmet Yılmaz, Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mücahit Taha Özkaya ile Yeniköy Kemerköy Enerji Sürdürülebilirlik ve Kurumsal İletişim Genel Müdür Yardımcısı Burak Işık’ın yanı sıra sektörün önde gelen şirketlerinin temsilcileri ve öğrenciler katıldı.

Etkinlikte madencilik faaliyetlerinin yürütüldüğü bölgelerdeki yerel halk ve çevresel etkiler boyutu ele alınarak toprağın altı ile üstünün birlikte var olabileceği “Sorumlu Madencilik” detaylı olarak tartışıldı. Yeşil enerji dönüşümü, döngüsel ekonomi uygulamaları, ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) kriterlerine uygun madencilik uygulamaları ve Türkiye’nin bu alanlardaki liderlik rollerinin tartışıldığı zirvede, madenlerin yer aldığı toprağın alt kısmıyla, tarımın yapıldığı üst kısmının bütüncül olarak ele alınmasının önemi vurgulandı. Etkinliğe katılan İTÜ’lü öğrenciler de Türkiye ve Avrupa’nın önde gelen madencilik şirketlerinin temsilcileriyle bir araya gelerek projelerini paylaşma ve kariyer fırsatları hakkında bilgi alma şansına sahip oldu.

“Madenler olmazsa hayat olmaz”

Etkinliğin açılışında söz alan İTÜ Maden Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Kumral, “Madenler olmazsa hayat olmaz. Bizlerin bunları herkese anlatmamız gerekiyor. Bizler toplumun refahı için çalışıyoruz. Toplumun ileri medeniyete ulaşması için çabalıyoruz. Yaptığımız çalışmaların sonuçlarını da insanlığa farklı şekilde geri sunmamız ve madenlerden ürettiğimiz her şeyin, insanlara nasıl faydalı olduğunu göstermemiz gerekiyor. Bunu yaparken de sorumlu madencilik ilkeleri gereği toprağın üstünü de düşünerek yapmamız gerekiyor. Biz ne zaman ki madenciler ve ziraatçılar olarak bir araya geliriz işte o zaman ülkemizin kaynaklarını en verimli şekilde kullanabiliriz” dedi.

Mühendislerle birlikte çözüm odaklı bir sisteme doğru

Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü Müdürü ve Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mücahit Taha Özkaya madencilik sektörünün temsilcilerine seslenerek şunları söyledi:

“Yerin altını çalışan sizlerle yerin üstünü çalışan ziraatçıların bugün burada bir arada olması büyük bir fırsat. Yerin üstüne ve altına aynı zamanda bütüncül olarak bakabildiğimiz zaman gerçek anlamda ülkemizin kaynaklarını verimli kullanmaktan bahsedebiliriz. Maden yer değiştiremez, ama toprağın üstündeki yaşam zarar görmeden yer değiştirebilir.”

Sürdürülebilir madencilik için maden mühendisleriyle, ziraat mühendislerinin bir araya gelip, çözüm odaklı bir sistem üzerinde çalışmaları gerektiğini vurgulayan Özkaya, “Taşıma prosedürüne uygun uygulama yaparsanız, bütün bitkiler taşınabilir. Bir zeytin ağacı 2 bin yaşında da olsa 3 bin yaşında da olsa, prosedüre uyulduğu takdirde taşınabilir. Bütün topraklar taşınır. Bunun için bir sistem, bir yöntem oluşturmamız gerekiyor. Tarım toprağını işleyen üreticinin tarlasının, evinin ya da bahçesinin altındaki madeni nasıl çıkaracağız? Ona nasıl destek vereceğiz? Hep birlikte oturup tartışmamız gerekiyor. Maden mühendisleriyle oturup karşılıklı bir çözüm bulmamız gerekiyor” diye konuştu.

İTÜ Maden Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Kumral moderatörlüğünde gerçekleşen “Maden ve Çevre” panelinde konuşan Yeniköy Kemerköy Enerji Sürdürülebilirlik ve Kurumsal İletişim Genel Müdür Yardımcısı Burak Işık, Yeniköy Kemerköy Enerji olarak geçtiğimiz yıl Hüsamlar Maden Sahası’nda 65 hektarda rehabilitasyon çalışmalarına başladıklarını ifade ederek sözlerine şöyle devam etti:

“Bu yıl ‘Hüsamlar Yeniden’ temasıyla 511 hektarda maden rehabilitasyonu gerçekleştireceğiz. Cumhuriyet tarihinin tek seferde gerçekleşen en büyük projesinde Hüsamlar Maden Sahası’na 2025 yılının sonuna kadar 300 bin fidan dikeceğiz. Ayrıca alanda fidan ve bitkilendirmenin yanı sıra göletler, yürüyüş yolları, piknik alanları yer alacak. Rehabilitasyonun merkezine ise Milas’ın simgesi olan anıt bir zeytin ağacı dikeceğiz. Amacımız 40 yıl önce Milaslılardan madencilik faaliyeti yapmak için ödünç alınan bu sahanın tekrar Milaslılara kazandırılmasıdır. Rehabilitasyon tamamlandıktan sonra alan, Milaslıların kullanımına da açılacak. Rehabilitasyon sürecindeki orta vadeli, hedefimiz ise 2032 yılına kadar 1363 hektarlık bir alanda üretimin tamamlanmasına istinaden rehabilitasyon çalışmalarına başlamaktır. Bizler ne kadar toprağın altında çalışıyor olsak da toprağın üstüne de önem veriyoruz. Sürdürülebilirlik çalışmalarımızın merkezinde de doğadan aldığımızı doğaya geri kazandırmak anlayışı var.”

Moderatörlüğünü Dr. Şeref Oğuz’un yaptığı “Sorumlu Madencilik” başlığıyla düzenlenen panelde konuşan Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Mehmet Yılmaz ise sorumlu madencilik uygulamaları ve çevresel sürdürülebilirlik konularına değinerek, Türkiye’de çok iyi madencilik örneklerinin olduğunu ve birçok güzel rehabilitasyon projelerinin bulunduğunu belirtti. Yılmaz, Türkiye’de madenciliği doğru anlamda kuralına uygun olarak yapan firmaların desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi.