İzmir Barosu tarafından adliye etrafında arzuhalcilik yapanlara ilişkin suç duyurusunda bulunuldu. Konuyla ilgili görüşlerini açıklayan İzmir Barosu Başkan Vekili Av. Mustafa Çetin, “kişilere karşı herhangi bir maddi-manevi sorumlukları olmayan arzuhalciler yanlış oluşturdukları dilekçelerle vatandaşlarımızı mağdur etmektedirler” dedi.
İzmir Barosu, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun ” Yalnız Avukatların Yapabileceği İşler” başlıklı 35. maddesine aykırı eylemleri nedeni ile arzuhalciler hakkında yine Avukatlık Kanunu’nun “Avukatlık Yetkilerinin Başkaları Tarafından Kullanılması” başlıklı 63. maddesi uyarınca merkez ve ilçelerde Cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulundu. İzmir Cumhuriyet Savcılığı tarafından verilen takipsizlik kararına kanuna ve usule aykırı olması nedeni ile itiraz eden İzmir Barosu’nun itiraz talebi kabul edildi.
İşlem Yapılması Sağlandı
Bu süreç zarfında bölgede yetkili Bayraklı, Karşıyaka ve Konak belediyelerinin zabıta müdürlüklerine de yazı yazarak gereken işlemin yapılmasını talep eden İzmir Barosu, ilgili belediyelerin zabıta müdürlüklerinin adı geçen kişiler hakkında işlem yapmasını sağladı.
Konuyla ilgili görüşlerini açıklayan İzmir Barosu Başkan Vekili Av. Mustafa Çetin, arzuhalcilerin, okuma yazma bilmeyen veya olayları ifade etmekte zorlandığı için dilekçe yazamayan kişiler için başta adli birimler olmak üzere, çeşitli kurumlara yönelik yazdıkları dilekçelerle hem suç işlediklerini hem de kişilere karşı herhangi bir maddi-manevi sorumlukları olmadan yanlış oluşturdukları dilekçelerle vatandaşlarımızı mağdur ettiklerini belirtti.
Baroların adli yardım servisleri olduğunu da hatırlattı
Avukatların yaptıkları her iş ve işlem için sorumlulukları olduğunu ifade eden Av. Mustafa Çetin “Görevini ihmal eden, kötüye kullanan, yazdığı eksik veya yanlış dilekçe ile vatandaşın zarara uğramasına sebebiyet veren avukat yargılanır ve tazminat ödemek zorunda kalır. Bu Avukatlık Kanunu’nun vatandaşlarımıza verdiği bir güvencedir” dedi. Arzuhalcilerin yanlış yaptıkları başvurularla, zaman aşımı sürelerinin dolması, hak düşürücü sürelerin geçmesi gibi geri dönüşü mümkün olmayacak şekilde adli makamlara yönelik dilekçe yazmalarının makul karşılanmasının kabul edilemez olduğunu ifade eden Av. Mustafa Çetin vatandaşın haklı çıkarlarını korumanın en başta devletin görevi olduğunu dile getirdi. Ekonomik olarak bir avukatın hukuki yardımından faydalanma imkanı olmayanlar için Baroların adli yardım servisleri olduğunu da hatırlatan Av. Mustafa Çetin vatandaşların mağdur olmamaları için bu tip kişilerle mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi.