Ana Sayfa Arama Galeri Video
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Kocaoğlu’ndan Zeybekci’ye: Ben buradayım!

Namazgah Hamamı ve Agora Parkı’nın açılışında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, önemli açıklamalarda bulundu: “Bakıyorum kim neler söylüyor, neler vaat ediyor? Bugün biraz perdeyi aralayıp, konuşma ihtiyacı duydum. Bugüne kadar AKP’nin Sayın Adayı’na hiç cevap vermedim. İzninizle bugün itibariyle başlıyorum. Çok sevdiğim bir söz var; ‘Köpeksiz köy bulmuş, değneksiz gezer’ diye. Nihayetinde İzmir sahipsiz değil! En azından 31 Mart akşamına kadar buradayım.”

Namazgah Hamamı ve Agora

İzmir Büyükşehir Belediyesi, kent tarihinin önemli yapılarını restore ederek onları yeniden eski ihtişamına kavuşturmaya devam ediyor.

İzmir mimarisinin önemli köşe taşlarından Namazgah Hamamı’nı ve Agora Parkı’nı restore eden Büyükşehir Belediyesi, bu iki önemli yapının açılışını gerçekleştirdi. Agora bölgesinde 1718 metrekarelik arazi içinde yer alan tarihi hamamın eski görkemine kavuşturulduğunu ifade eden İzmir Büyükşehir Belediye Ba şkanı Aziz Kocaoğlu, 16. yüzyılda yapıldığı bilinen Namazgah Hamamı uzun bir süredir virane bir durumda olduğunu belirtti. Başkan Aziz Kocaoğlu, tören konuşmasında önemli açıklamalarda bulundu.

Perdeyi aralıyorum

Seçim sürecine girildikten sonra uzunca bir süredir açıklama yapmadığını hatırlatan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu,”Bakıyorum kim neler söylüyor, neler vaat ediyor? Bugün biraz perdeyi aralayıp, konuşma ihtiyacı duydum. Bugüne kadar AKP’nin sayın adayına hiç cevap vermedim. İzninizle bugün itibariyle başlıyorum. Çok sevdiğim bir söz var; ‘Köpeksiz köy bulmuş, değneksiz gezer’ diye. Nihayetinde İzmir sah ipsiz değil! En azından 31 Mart akşamına kadar buradayım” diye konuştu.

Adalet ve Kalkınma Partisi İzmir adayı Nihat Zeybekci’nin “kibarlığının” altını çizen Başkan Kocaoğlu, “Aynı dönemde belediye başkanlığı yaptık. Bizi sever, sayar. Biz de onu sever sayarız. Her şeyden önce, siyasi nezaket diye bir şey var. Ama bu iş başka, seçim başka! Zaten İzmir’e geldiğinden beri kendisi de her fırsatta bize vurmaya başladı. Allah var, isim vermiyor. Bu kenti 15 yıldır kim yönetiyorsa, ona konuşuyor” dedi.

Okuyunca güldüm

Başkan Aziz Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Önce Sayın Aday’ın ‘İzmir’deki beceriksizliklerin ideolojik kılıflarla örtülmesine izin vermeyin’ sözlerinden başlayalım. İzmir’de beceriksizlik yoktur. Aksine, iktidar partisinin tüm çifte standartlarına, tüm engellemelerine, bu kenti görmezden gelmelerine rağmen bir başarı hikayesi vardır. O zaman sayın adayın cümlesini ‘İzmir’deki başarı öyküsünün ideolojik kılıflarla örtülmesine izin vermeyeceğiz’ şeklinde düzeltelim.”

Zeybekci’nin projeleri arasında saydığı yeni metro hatlarına da dikkat çeken Kocaoğlu, “Baktım, aralarında Buca ve Otogar metroları da var. Okuyunca güldüm. 11 yıl öncesini hatırladım. 2008’de ‘herkesin metrosunu yapacağız’ dediklerinde, biz de buna inanıp projesini hazırladığımız Halkapınar-Otogar metrosunu söylemiştik. AKP’nin yönettiği diğer büyükşehirlere metro için kaynak aktardılar. Ama aradan geçti 11 yıl. Bizim metrodan hala haber yok! Bu proje, İzmir’de bakanlığın yapacağı ilk metro olacaktı. Her yıl konuşulmasına rağmen bir türlü başlanamadı. Nihat Bey bu geleneği değiştirmemiş. Bu seçim öncesinde yine ‘Otogar’a metro’ konuşuluyor. Oysa İzmirli samimiyet istiyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, kendi gücüyle İzmir Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı bir il olduğu için, kanunen alması gereken paranın dışında bir kör kuruş almadan İzmir’de raylı sistemi 11km’den 179 km’ye çıkarmıştır. Raylı sistemle taşınan yolcuyu 70 binden 850 bine çıkartmıştır. Hikaye budur. Peki ya ‘Buca’ya metro’ sözüne ne demeli? 13 Nisan 2017’den beri, yani tam 667 gündür projesi hazır olduğu halde Ankara’dan onay alamadığımız Üçyol-Buca metro hattını yapacağız demek ne demektir? Onaylasaydınız, ekonomi bozulmasaydı, faizler artmasaydı, ucuz krediyi alıp şimdiye metronun temelini atacaktı k. Hala onaylamadınız. İzmirli sormaz mı size, neden İzmir’in metro projelerini bekletiyorsunuz diye! Ben buradan Sayın Aday’a bir soru daha soruyorum; Siz bir metre raylı sistem yaptınız mı?” şeklinde konuştu.

Dersini çalışmazsan böyle olur

Başkan Aziz Kocaoğlu, şöyle devam etti:

AKP’nin Sayın Adayı, ‘İzmir’de yağmur suyu ayrıştırması yok. Arıtma da var diyemeyiz’ sözünü sık sık tekrarlayarak hafızalarda böyle bir algı oluşturmak niyetinde. Vereceğim cevaplardan sonra arıtma konusunu kapatacağını düşünüyorum. İzmir Büyükşehir Belediyesi, TÜİK’in verilerine göre Avrupa Birliği standartlarında arıtma sayısı ve kişi başına düşen arıtma miktarıyla Türkiye lideridir. Türkiye’de liderdir, liderdir! Son 4 yıl i&c cedil;inde, sadece yağmursuyu altyapısı için 175 milyon TL’lik yatırım gerçekleştirmiştir. 514 kilometre uzunluğunda yağmursuyu hattı işletme halindedir. Bilmezsen, dersini çalışmazsan böyle olur. Sayın Aday, 8 yıl belediye başkanlığı yaptığı Denizli’de kaç arıtma tesisi kurdu, ne kadar atık suyun arıtılmasını sağladı? Bunu da açıklarsa seviniriz. Dilerse, Avrupa Birliği standartlarındaki ileri biyolojik atık su arıtma tesislerimizi kendisine gezdirebilir, partisinin yönettiği belediyelere model olarak sunması konusunda yardımcı olabiliriz.”

Katı atık bertaraf tesisi konusunda yaşananları Nihat Zeybekci’nin de çok iyi bilmesi gerektiğini kaydeden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, “İzmir Büyükşehir Belediyesi üzerine düşen her şeyi yapmış ancak tesisin kurulmaması yönündeki siyasi ayak oyunları, bu yatırımın hayata geçmesini engellemiştir. Her bulduğumuz katı atık yeri kaldı. Bu kadar işi yapmış belediye, katı atık bertaraf tesisini de en kısa sürede yapılacak kapasitededir. Harmandalı katı atık depolama bölgesi de Türkiye’nin ilk düzenli bölgedir” dedi.

İzmirliler inanır mı?

Nihat Zeybekci’nin, ‘İzmir’in nitelikli nüfusu İstanbul’a gidiyor’ sözüne de karşılık cevap veren Başkan Aziz Kocaoğlu, “Göçün tersine döndüğünü, beyaz yakalıların İstanbul yerine İzmir’i tercih ettiğini bilmiyor. Tavsiyem, TÜİK verilerini incelemesidir. Ben bir rakam vereyim de kolaylık olsun. 2018 verileri henüz açıklanmadı ama 2017 yılında sadece İstanbul’dan 18 bin 506 kişi, İzmir’i tercih etti. Bunların y&uu ml;zde 44’ü ise en az üniversite mezunu” diye konuştu.

Aday Zeybekci’nin “Büyükşehir Belediyesi olarak, Bozdağ Kayak Merkezi’ni İzmir’e yakışır bir hale getireceğiz” sözlerine de değinen Kocaoğlu, şunları söyledi:

“5 milyar liralık Özel İdare mallarından İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne, görevlerin yüzde 95’i verilmesine rağmen bir ‘patlak lastik’ bile verilmemiştir. Çifte standart devam ediyor. Demek AKP’li belediye gelirse, öyle bir ihtimal yok ya, o tesis belediyeye verilecek! CHP’li belediyeye verilmeyen tesisler AKP’li belediyeye veriliyorsa, bunu İzmirliye anlatmanız gerekir. Bir de temcit pilavı gibi yıllardır tekrarlanan ama hep lafta kalan işler var. ‘Buc a Cezaevi’ni kaldırıyoruz’ bunlardan biri. 15 yıldan beri her seçimde aynı vaadi tekrarlayan AKP adayları istikrarını sürdürüyor. 2004 yılında, dönemin AKP’li Buca Belediye Başkanı Cemil Şeboy, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek birlikte söylemişti; “Buca Cezaevi’ni yıkıp ticaret merkezi yapacağız” diye. 2014’te bu kez Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım çıktı ve ‘Adalet Bakanı ile görüştüm, talimat verdi; Buca Cezaevi kaldırılacak’ dedi. Hiçbir şey değişmiyor. 2019 yılına gelindiğinde ise bu kez bayrağı Nihat Zeybekci devraldı. ‘Buca Cezaevi yeşil alan olacak’ açıklamasını yaptı. Siz olsanız inanır mısınız?”

Çandarlı Limanı eleştirisi

Başkan Kocaoğlu, “Ağızlara sakız olan bir de Çandarlı Limanı meselesi var. AKP’nin 2011 yılında İzmir’e vaat ettiği 35 projeden biriydi. En son ‘2017’de tamamlanacak’ dediler. 2018 Ekim ayı itibariyle 680 milyon lira harcanmasına rağmen hala yüzde 30 seviyesinde. Projenin devam edip etmeyeceği bile bilinmiyor. Ama Çandarlı Limanı, hala AKP adayının seçim programında yer alıyor. İzmir’deki liman konusu, bugünün konusu değil. Ama üstünde detaylı tartı şılması gereken bir konudur. Elleçleme limanı özelliğini Pire’ye kaptırdık. Bize acilen bir elleçleme limanı gereklidir. İzmir Limanı’nı kruvaziyer limanı yapacağım demek yanlıştır. İzmir Limanı bir müddet daha yük limanı özelliğini sürdürecektir. Çünkü İzmir’in güneyini ve doğusundaki sanayicilerin mallarının maliyetini arttırmak demektir” dedi.

Doları zıplatan Bakan

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İzmir’e gelince bir anda ‘tarım ve üretici dostu’ olan Sayın Aday’ın aslında Ekonomi Bakanlığı döneminde neler yaptığına bir bakmak lazım. Sayın Aday, Türk siyaset tarihine, ‘Türkiye gibi tarım zengini bir ülkede patates- soğan ithalatına izin veren; buğday, arpa ve mısırdaki ithalat gümrük vergisini çok ciddi oranda düşüren, canlı büyükbaş hayvan ve karkas et ithalatının önünü açan, tarım ürünleri ithalatındaki vergi yi düşürerek Türk tarım ve hayvancılığına büyük darbe vuran bakan’ olarak geçmiştir. Başta da dedim ya, İzmirli samimiyet ister. İzmirli, özü-sözü bir adamı sever. Orada öyle, burada böyle olmaz! İzmirli bunu kabul etmez. Sayın Aday, Ekonomi Bakanlığı döneminde sık sık ‘dolar düşecek’ laflarıyla iddiasını ortaya koyarken, dolar kurunun 2 liradan 4.6 liraya yükselmesini önleyememiş bir bakan olarak da tarihe geçmiştir.”

Beceriksiz olan kim?

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, konuşmasında İzmir-Denizli kıyaslaması da yaptı:

“Sayın Aday, her fırsatta  ‘Denizli’de şunu yaptık’, ‘Denizli’de hiç böyle olmazdı’ diye konuşunca, insan merak ediyor tabii.. İzmir ile Denizli arasında nasıl bir fark var diye..

Tarımsal ve sanayi gelirlerindeki, Gayri Safi Milli Hasıla’daki, Kişi başına düşen gelirdeki artışlar.. 2004-2017 döneminde bunların hepsine birden baktığımızda, İzmir’in Denizli ile arasındaki farkın İzmir lehine giderek büyüdüğünü görüyoruz. Ama iki kenti kıyaslarken, asıl bakılması gereken başka bir şey var: 2004-2017 döneminde İzmir’den Ankara’ya toplam 429 milyar lira gönderilmiş, geriye ise sadece 105 milyar lira dönmüştür.  Yani gönderdiği her 4 liradan ancak 1 lirasını geri almıştır. Dolayısıyla İzmir, kamu gelirlerine net 323 milyar lira katkıda bulunmuştur. Denizli’den ise aynı dönemde, Ankara’ya toplam 16 milyar lira gönderilmiş, geriye ise 20 milyar lira dönmüştür. Yani Denizli, Ankara’ya gönderdiği her 80 lira karşılığında geriye 100 lira almıştır. İzmir kamu gelirlerine 323 milyar lira katkı sağlarken, Denizli 4 milyar lira ilave kaynak kullanmıştır. Özeti şu: İzmir net kaynak üreten,

Denizli ise net kaynak kullanan bir kenttir.İzmir, Ankara’ya ciddi miktarda kaynak göndermesine rağmen, ekonomideki büyümesini başarıyla sürdürmüştür. Şimdi soruyorum Sayın Aday’a: Beceriksiz olan kimdir?”

Elektrik Fabrikası çağrısı

Zeybekci’yi açıkladığı projeler üzerinde eleştiren Başkan Kocaoğlu, “İzmirliler Sayın Aday’a diyor ki, ‘Devlet eliyle yapılması gereken projeleri; Evde sağlık hizmeti, kadınlara istihdam, tarımsal üretimin artırılması, körfezin korunması, yağmur suyu ayrıştırma, tarihi yapıların restorasyonu, sokak hayvanlarının korunması, gençlik merkezleri, spor kulüplerine destek, okullara bakım-onarım, belediye-üniversite işbirliği, termal turizm gibi yapılan ve yapma kta olduğumuz işleri ‘mega proje’ olarak sunmayın bize.. Tarihi yapıları korumaya, önce şu satışa çıkardığınız Tarihi Elektrik Fabrikası’nı satmaktan vazgeçerek ve restore ederek başlayın” diye konuştu.

Tramvayı iyi ki yapmışız

AKP’liler tarafından eleştirilen tramvayın tahminlerinden çok daha fazla yolcu taşıdığını belirten Başkan Aziz Kocaoğlu, “İyi ki yapmışız. Siz kent merkezinden geçen tramvaya karşı çıkmadan önce, AKP’li belediyelerin yönettiği ve tramvay kullanan diğer kentlerdeki uygulamalara bir bakın! Orada vagonlar kent merkezinden değil de sayfiye yerlerden mi geçiyor? Seçim öncesi ‘suda indirim’ söylemiyle karşımıza çıkacağınıza, AKP’li belediyeler olarak geçmiş dönemde ‘otomatiğe bağladığınız’ fiyat artışlarının hesabını verin topluma. Gerçi büyük şehirlerde seçilmiş belediye başkanı da kalmadı ya!” dedi.

Kentsel dönüşümde örnek kentiz

Konuşmasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından dile getirilen “Kentsel Dönüşüm” konusuna da değinen Başkan Aziz Kocaoğlu şunları söyledi:

“Kentsel dönüşüm önce, kentin her türlü sosyal donatı alanlarıyla yaşanabilecek yoğunlukta yeniden yaratılmasıdır. Mesela TOKİ’nin hazine arazilerine yaptığı konutlar kentsel dönüşüm değildir. Belediyeleri finanse etmek amacıyla kurulmuş İller Bankası’nın heyelan bölgesinde belli arazileri toplayarak yaptığı binalar kentsel dönüşüm değil, bir faciadır. Bilerek ve inanarak söylüyorum. Kentsel dönüşüm, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yıllarca mutfakta ç alışarak gerçekleştirdiği, Uzundere’de yerinde teslim ettiği yaşanacak alanları yaratmasıdır. Binalar güçlenecek ama komşular aynı olacak. O arazi parçasından ne belediye, ne de başka bir kişi bir kuruş rant, bir kuruş gelir sağlamayacak. Ne değer üretiliyorsa, inşaat maliyeti hariç, hepsi orada yaşayan tapu sahibi hemşerilerimize verilecek. Bizim başlattığımız kentsel dönüşüm çalışmaları, Türkiye’ye örnek olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanı şimdi ‘yerinde ve uzlaşmalı dönüşüm’ demeye başladı. Ne oldu Sulukule’de? Ne oldu Fikirtepe’de? Ne oldu İstanbul’da? Siz bir de gidin sorun İzmir’de, Uzundere’deki, Örnekköy’deki vatandaşlara.. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin adalet dağıttığını, hak yemediğini insanlar gördü, inandı ve çalışmalar devam ediyor. Eğer TOKİ, eğer İl Bank, eğer bir bakanlık kentsel d&ouml ;nüşüm yapacaksa, bizim belirlediğimiz 4 bin 500 hektarlık alanda, bir santimetrekare yoğunluk artışı yapmadan kentsel dönüşüm yapacak. Buna varsan buyur gel! Bunu becerebileceksen, bu doğa sevgisi, bu özveri varsa buyur gel, biz de yardımcı olalım. Ama yoksa, her tarafa para ve rant olarak bakıyorsan, sen kentsel dönüşüm değil inşaat yaparsın. Bugün Türkiye’nin geldiği durum, son geldiğimiz noktadır. Adına ne derseniz deyin ekonomik krizdir. Bir de yatay yapı ve tıraşlama muhabbeti çıktı. Bu seçim arifesinde algı yönetiminden başka bir şey değildir. Binaların yüksek, alçak olması hiçbir anlam ifade etmez. Şehri şehir yapan, inşaat yoğunluğudur. Siz inşaat yoğunlunu ne kadar vereceksiniz? Siz yaşanacak alan bırakacak mısınız? Otopark, spor alanları, meydan, insanların buluşacağı alanlar, mekanlar yapacak mısınız? Yüksek yapı, alçak yapı… Yerelden kalkınma modelini ya pan belediye başkanı olarak söylüyorum, yoğunluktur esas olan. Kat tartışmaları boş laftır!”

Tarım Bakanlığı Türk tarımı için ne yaptı?

Merkezi Hükümetin 17 senedir ülkeyi yönettiği halde tarımla ilgili hiçbir şey yapmadığını söyleyen Başkan Kocaoğlu, “Dünyanın en verimli coğrafyasında neden tarımda ithalata düştük? Tarım girdileri nedir? Çiftçi nasıl yaşıyor? Problemi nedir? Buna kafa yordun mu Tarım Bakanlığı? Buna çözüm ürettin mi? Dünyada tarımını geliştirmiş ülkelere baktın mı? Ne yapmışlar, ne gibi çözüm üretmişler? Hollanda 120 mi lyar dolarlık tarım ürünü ihraç ediyor. Dünyada sanayi devi bu ülke. Ama tarımı bırakmıyor. Sanayide dışarıya bağımlıyız. Bir müddet daha bağımlı olabiliriz. Ama elimizde hazır tarım, toprak, ova, mera var. Meraları sat, ‘hayvancılık öldü’ de. Tarıma tu kaka de, tarıma bakma, tarımı teşvik etme, ondan sonra bu duruma gel. Dünyanın en kapitalist ülkesi Hollanda’da tarım ürünlerinin yüzde 85’i kooperatifler kanalıyla üretiliyor, işleniyor ve ihraç ediliyor. Fransa’da bu rakam yüzde 80 civarında. Kooperatif eşittir komünizm dersen, tu kaka dersen, böyle bir mantıkla yaklaşırsan, tarımı ve hayvancılığı aracıya, toptancıya teslim edersen; çiftçiliği büyütemezsin” diye konuştu.

Yol haritasını belirleyebiliyor musun?

“Türkiye’de tarımı, hayvancılığı kalkındırmadan, 2-3 senede kendi kendine yeter hale gelmeden, tarım ihracatını katlayarak büyütmeden olmaz” diyen Başkan Aziz Kocaoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“10 senede tarım ihracatımı 120-150 milyar dolara çıkaracağım hedefini koyabiliyor musun? Bunun stratejik planını, yol haritasını belirleyebiliyor musun? O zaman Türkiye kalkınır. Ülkenin inşaat sektörüyle kalkınamadığını; servetin, kaynakların satılamayan atıl konutlarda kaldığını, bir de onların olmayan bütçeden desteklenmeye çalışıldığını hayretle üzülerek izliyoruz. Sen borç alansın bir ülkesin. Dünya para politikasında borç ala rak ülkeyi büyütemezsin. Ülkeyi krize sokarsın. Sen üretmek zorundasın.”

“Büyükşehir belediyesi kenti pazarlanan bir yer olarak görmüyor”

Törende konuşan Konak Belediye Başkanı Pekdaş ise, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tarih projesi bu kente karşı sorumluluğun yerine getirildiği bir projedir. Kendi kimliğimizi koruyan pek çok eser var. Bu eserler çocuklarımıza karşı emanetimiz. Geçmişten gelen değerleri geleceğe aktarmak ve bu kentin kimliğini korumak görevimizdir. Büyükşehir Belediyesi, kenti pazarlanan bir yer olarak görmediğini, yaşanacak bir yer olarak gördüğünü bi r kez daha gösterdi. Bu, bu kente karşı sorumluluktur. Bu nedenle bu projeye katkı koyan tüm bileşenlere teşekkür ediyorum. Bu değerleri korumak borcumuz olsun. İzmir bu değerlerle var” dedi.