Denizli’de Montessori Eğitim, Kültür ve Gelişim Derneği Başkanı Gülbeyaz Kanber Covid-19 sürecinde dünyada yapılan eğitim çalışmalarını gerek yapılan zoom toplantıları ile gerek Türkiye’de gerekse yurt dışında yapılan eğitimde atılan adımları takip etti ve araştırdı. Kanber öncülüğünde ilk kez Denizli’de uygulanacak olan Homeschooling çalışmaları ile ailelere ve çocuklara, öğretmenlere Montessori pedogojisi Homeschooling sisteminin planlamış olduğu çalışmalarla gerek yüz yüze eğitimler gerek online eğitimler farklı yaş grupları için uygulamalarına başlayacak.
Kanber’in uygulamalarında Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Müzik eğitimi anabilim dalı öğretim görevlisi Ulaş Özkasnaklı Erken çocukluk döneminde müzik eğitimi ev ortamında ailelerin çocukları ile müziği paylaşmalarına yönelik konularında katkı sunacak. Kanber, çocuğu özgür kılan dünyada uygulanmakta olan farklı eğitim yaklaşımlarının Covid sürecinde Türkiye’de eğitimin kesintiye uğramaması için faydalı olabileceği ve alternatif eğitim modeline yeni bir anlayışın Homeschooling modelinin sistemimize girmesi gerekliliği yaşadığımız süreçte daha belirgin bir şekilde ortaya çıktığını vurguladı.
Kanber uygulama hakkında;”Homeschooling” Türkiye’de bir ilk olarak çok çılgın bir fikir olmasına rağmen dünyada 1970 yılında homeschooling akımı yayılmaya ve büyümeye başlayarak eğitimde bir reform olarak günümüze kadar gelmiştir. Evde eğitim anlayışı bir alternatif olarak sunulmuştur. Şu anda 2 milyondan fazla öğrenci Amerika’da 50 eyalet ve başka ülkelerde anaokul, ilk okul, orta ve lise seviyesinde yasal olarak uygulamalarını yapmaktadır.”dedi.
Homeschooling nedir?
Aileler çocuklarını özel okul ve devlet okullarına göndermek yerine çocuklarının eğitim sorumluluğunu ev ortamında sağlamaktır ve ev ortamını minyatür bir okula dönüştürür. Anne ve babalar bu yaklaşımdaki alternatif eğitimi bazı sebeblerden dolayı alırlar bu nedenler arasında çocuğunun gitmiş olduğu Okulu’ndan memnuniyetsizliği,uygulanan eğitim felsefesinin çocuğunun gelişiminde uygun bir yöntem olmayışı, farklı inançlara sahip olması, almış olduğu eğitimin katkı sağlamadığını düşündüğü süreçte bazı aileler tarafından tercih edilmektedir. Ancak Covid sürecinde milyonlarca aile homeschooling yöntemini keşfetmiş ve çocuğunun eğitimi için en iyi yöntem olduğunu düşünmektedir ve eğitimlerini almaktadır. Yapılan bilimsel araştırmalara göre akademik ve sosyal gelişimlerinin devlet okullarına giden yaşıtlarına göre çok daha iyi olduğu ortaya konulmaktadır.Yüzde 52 aileler pandemi sebebi ile homeschooling modeline yönelmiştir ve yüzde 40 aile Covid sonrasında çocuklarının eğitimine homeschooling yöntemi ile devam etmek istediklerini paylaşmaktadır.Aileler yaşanan pandemi sürecinde doğruyu yapmayı her şeyden evvel güvende olmayı istemektedirler. Okulların kapanması öğrenmenin durduğu yada ara verildiği anlamına gelmemesi gerekmektedir.
Covid-19 sürecinde anne ve baba olmak en zor yüzleştiğimiz ve çaresiz hissettiğimiz durumlardan bir tanesi. Duygularımız, sevinçlerimiz ve üzüntülerimiz, şu ana kadar hiç karşılaşmadığımız ve böyle bir süreçte neler yapabileceğimizi bilmediğimiz bir süreç. Çocuğumuzun ilk doğduğundaki gibi sevgi ve kaygımız, nasıl korumamız gerektiğimiz gibi duyguları tekrar yaşamaktayız ve bu süreçte çocuklarımıza başarılı, bağımsız öğrenmeyi gerçekleştirebilecekleri ve mutlu sağlıklı gelişebilmeleri için neler yapabileceğimizi,nasıl yaklaşmamız gerektiğini konusunda ailelerin desteğe ihtiyacı oldukları ve global Montessori pedagoji ile eğitimde aile ve çocuk ve bağımsız öğrenme ayağının temellerinin atılması gerekliliği covid sürecinde çok açık olarak eksiğimiz belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştır.
Hayatın bir adapte olabilme olduğunu ve her canlıda görüldüğü bir gerçektir. Doğar doğmaz dünyaya geldiğimiz ilk saatten, ilk günden başlayarak adaptasyonun başladığını ve zihnimizin çalışması da bunun bir göstergesidir. Konuşamadan ve hiç bir neden göstermeden , yürüyemeden dünyaya gelen bir çocuk bağımsız olarak yürüyüp konuşmayı , anlamayı ve hareket etmeyi kendi kendine öğrenir. Çocukların doğal olarak gelişebilmeleri için özgürlükleri verilmelidir. Bir yaprağı düşündüğümüzde bir ağacın dalında gözlerimiz önünde gelişmekte. Aynı durumu görmek bir çiçek içinde mümkündür. Çocuklarımız ve aileler için farklı eğitim modelleri ile biliyoruz ki insanın gelişiminin mümkün olduğu ailelerinde daha özgürleştirilerek çocuklarının eğitiminde dünyaya farklı açılardan bakmayı ve öğrenmeyi gerçekleştirmesinin mümkün olduğu bir gerçektir.