Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Göker Gülay, dünya liderlerinden sanatçılara, bilim insanlarından sokaktaki vatandaşa kadar sosyal medya hesabı olan neredeyse herkesin “evde kalın” çağrısına sanal alemde milyonlarca mesaj atarak destek olduğunu söyledi.
Göker Gülay, salgın nedeniyle evde kalmanın, dünyanın artık birbirine dijital olarak bağlı durumda olması nedeniyle günümüzde önceki kuşaklara göre daha farklı şekilde yaşandığını belirtti. Sürecin başından itibaren insanların sosyal izolasyonun oluşturduğu fiziksel ve psikolojik baskıyı hafifletmek için doğal olarak sosyal medyaya akın ettiğini ifade eden Dr. Göker Gülay, “Yaşanılan yalnızlık ve çaresizlik hissi, birlik ve beraberlik duygusuna olan ihtiyacı arttırdı; ayrıca, her ne kadar ciddi bir bilgi kirliliğine neden olsa da sosyal medyanın salgın hakkında hızlı ve güncel bilgi almak için etkili bir yol olarak benimsenmesi de bunda oldukça etkili oldu” dedi.
Sosyal medya moral oldu
Evlerinde kalmak zorunda olan sosyal medya kullanıcılarının mizahi içeriklerle moral bulduğunu ifade eden Dr. Gülay, “Salgının ortaya çıktığı ilk günlerde, özellikle ABD ve Avrupa’daki ülkelerde tuvalet kağıdı, el dezenfektanı gibi ürünlerle ilgili oluşan panik havası, gündemi çokça meşgul etti. Türkiye’de ise kolonya satışlarının patlaması, toplu taşıma yerine özel araçlarla seyahat edenler nedeniyle trafiğin yoğunlaşması, sonraki günlerde ise evde kalanlar nedeniyle yolların, meydanların boş kalması en çok konuşulan konular arasına girdi. Sağlık, ticaret, turizm, eğitim, spor gibi sektörlerin durumu da yoğun tartışmalara konu oldu. Salgının ilk günlerinde evde vakit geçirme, okula gidemeyen çocuklarla ebeveynlerin yaşadığı sorunlar gibi konuların gündem olduğu sosyal medyada, krizin tüm dünyada derinleşmesiyle birlikte vaka ve can kaybı sayıları, salgının gidişatına ilişkin tahmin ve simülasyonlar, evden çalışma, yetkililere yönelik övgü ve eleştiriler had safhaya çıktı” diye konuştu.
Sosyal medyada bu etiketler yoğun etkileşim aldı
Bu süreçte özellikle bazı terimlerin sosyal medyada çok hızlı yayıldığını ve salgınla ilgili konuların konuşulduğu birer etiket haline geldiğini kaydeden Göker Gülay, “#EvdeKal (#StayHome), #SosyalMesafe (#SocialDistance), #HayatEveSığar, #EvdeHayatVar, #EvdeKalTürkiye gibileri en yoğun etkileşimin gözlendiği etiketlerdi. Neredeyse tüm günlerde sosyal medyada en çok paylaşılan bu etiketler tüm platformlarda milyonlarca kez paylaşıldı. Yoğun ve hızlı değişen gündem, kendi dilini de çabucak kabul ettirdi. Hem ülkemizde hem dünyada, eğriyi düzleştirme (flatten the curve) terimi gündelik konuşmalara girerken, salgından kaçınmak için gerekli kurallara uymayanlar için kullanılan Corona virüs ve idiot (ahmak) kelimelerinin birleşimi olan ‘Covidiots’ tabiri bile üretildi” dedi.
Sosyal medya kullanımı arttı
Sosyal mesafe kuralının gelmesinden sonra Facebook, Twitter, Instagram gibi sosyal ağ sitelerinden kullanım oranlarının keskin biçimde arttığına yönelik raporlar yayınlandığına dikkat çeken Dr. Göker Gülay, “Örneğin; geçen mart ayında, Facebook mesajlarında yüzde 50’nin üzerinde, WhatsApp kullanımlarında yüzde 40’ın üstünde yükselişler kaydedildi. Özellikle salgının yoğun olarak görüldüğü ülkelerde, dijital aktivitede büyük sıçramalar yaşandı. Görüntülü arama hizmeti veren uygulamaların kullanımında, özellikle market alışverişi için e-ticaretin benimsenmesinde, video oyunları oynamak ve e-sporları izlemek için harcanan zamanda, online dizi ve film platformlarının üye ve izlenme sayısında, büyük artışlar meydana geldi. Hootsuite sitesinin nisan ayı raporuna göre, 16-64 yaş aralığındaki kullanıcıların yüzde 70’inden fazlası akıllı telefonlarında, yüzde 45’i bilgisayarlarında, yüzde 30’u da akıllı TV’lerinde daha fazla zaman geçirdiklerini beyan etmiş” dedi.
Dr. Gülay, korona virüsü salgınının sosyal medyanın hakkında en çok yalan haber ve yanlış bilgi üretilen konularından biri olduğuna da dikkat çekerek bu konuda uyardı.