Ana Sayfa Arama Galeri Video
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Süleyman Hecebil, “Cumhur İttifakı’nın ‘Adayını açıkla’ baskısının sebebi, kime saldıracağını öğrenmek istemesi”

Denizlili Psikolog Süleyman Hecebil, yakından takip ettiği Türkiye siyaseti hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Hecebil, Cumhur İttifakı’nın, 6’lı masaya ‘adayını açıkla’ baskısının sebebini; ‘Kime saldıracağını öğrenmek istemesi’ olarak açıkladı. Hecebil, 2023 seçimlerini kaybeden tarafın ise siyasi arenadan silineceği vurgusunu yaptı.

Denizlili Psikolog Süleyman Hecebil,

Denizli’nin yetiştirdiği önemli değerlerden olan Psikolog Süleyman Hecebil, yakından takip ettiği Türkiye siyaseti hakkında Egeyön TV’ye açıklamalarda bulundu. Hecebil, liderler üzerinden yürüyen siyaset gündemini, 6’lı masanın adayının açıklanmamasını, 3’ncü ittifak ihtimalini ve 2023 seçimlerinin taraflara getireceği sonuçları değerlendirdi.

İşte Süleyman Hecebil röportajı;

Türkiye’de seçimler Lider üzerinden yürüyor bunun sebebi nedir? Oysa anketlerde partilere olan bağlılık ön planda.

“SEÇMENLER İRADESİNİ EN GÜÇLÜ ORTAYA KOYAN LİDERİN PEŞİNDEN GİDERLER”

Siyaset lidersiz olmaz, savaşlar komutansız kazanılmaz. Liderin olmadığı bir örgütün başarıya ulaşma şansı yoktur. Siyaset her zaman dünyada olduğu gibi liderler üzerinden gider. Lider siyasi hareketin bir sembolüdür. Siyasi hareketin ideoloji derinliğini ifade eden kişidir. Tartışmaların liderler etrafından yürümesi doğaldır. Lider ekibine inanç aşılayan, güven veren ve birliği temsil eden vizyon sahibi kişidir. İşareti veren liderdir. Ritim, tempo ve koordinasyonu sağlar. İradeli ve güçlü kişiler bunu yapabilir. Seçmenler iradesini en güçlü ortaya koyan liderin peşinden giderler. Bizim önderimiz en büyük liderimiz Mustafa Kemal Atatürk, İstanbul’a düşman donanmaları geldiğinde ‘Geldikleri gibi giderler’ demiştir. Bu savaşın kazanılacağına dair büyük bir inanç olmuştur. Ayrıca siyaset bir fikir satışıdır. Her lider parti ideolojisini satmaya çalışır. Bu fikir satışında lider örgütüne ve fikrine yüzde 100 inanıyorsa yüzde 100 satar. Yüzde 99 inanıyorsa yüzde 50, yüzde 98 inanıyor yüzde 25, yüzde 97 inanıyorsa yüzde 12,5, yüzde 96 inanıyorsa yüzde 6,25, yüzde 95 inanıyorsa satamaz. Liderin kendine inanması çok önemlidir.

6’lı masanın adayı henüz belli değil. Bu durum gün geçtikte farklı tartışmalar getiriyor. Cumhur ittifakı eleştirilerine devam ediyor. 6’lı masanın adayı açıklamama tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

“CUMHUR İTTİFAKI’NIN, 6’LI MASAYA ADAYINI AÇIKLA DEMESİ KİME SALDIRACAĞINI BİLMEK İSTEMESİNDENDİR”

6’lı masadan bahsetmek gerekiyor. 6’lı masa halkımızın umudu ve geleceğe inanıcını karşılamak üzere ortaya çıkmıştır. Birbirinden farklı partilerin insanların umudunu artırmaya yönelik bir araya geldikleri çok önemli bir oluşumdur. Bugün 6’lı masa olmasaydı 2023 seçimleri için nasıl bir hava olurdu? Umut ve geleceğe tutunan bir toplum mu olurdu, yoksa tükenmiş bir toplum mu olurdu? Bence 6’lı masa toplumun umudunu ayakta tutuyor. Toplumun umudu kalmazsa ciddi bir toplumsal depresyon olur. Türkiye toplumsal depresyonun tam merkezindedir. 6’lı masa toplumsal depresyonun panzehridir. 6’lı masayı oluşturan uzlaşma kültürünün başında Sayın Kılıçdaroğlu vardır. Halkın umudunu ayakta tutmak için elinden gelen çabayı göstermektedir. Cumhur İttifakı’nın adayını açıkla demesi kime saldıracağını öğrenmek istemesindendir ve bu telaş oluşturuyor. Başka bir telaşı ise yeterince zamanları kalmazsa karşı adayla mücadele edememe endişesidir. 6’lı masanın adayını açıklamaması inan ve güvenenlerin heyecanını azaltıyor. Bu durum toplumsal psikolojidir. 6’lı masa bir isim konuşmakta zorlanan, isim konuşursak dağılırız endişesi yaşayan, Kılıçdaroğlu sizsiniz adayımız diyemeyecek güçsüz bir yapıya doğru gidiyor. 6’lı masanın bir aday etrafında birleşmesi gerekiyor. İnsanların umudunun ve aday etrafında kenetlenmesi için ihtiyaç var. ‘Adayımızı konuşmadık, açıklayacağız’ gibi söylemleri halka ulaşmıyor. 6’lı masaya haksız demiyorum ama halka ulaşmıyor. Güçlü bir iradede birleşmeliler.

Seçim davulunun sesi artık yakından duyuluyor. 2 kutuplu bir seçim mi bekliyorsunuz? 3’ncü bir ittifak olabilir mi?

“SİYASETTE HER ZAMAN İYİLER KAZANMAZ, BAZEN KENDİNİ İYİ PAZARLAYAN KÖTÜLER KAZANIR”

Ben çok seçenekli bir seçim beklemiyorum. En azından olmamasını diliyorum. Üniversite sınavlarında çoktan seçmeli sorular olur. Seçenek sayısı arttıkça çeldiriciler de artar. 5-6 adayla birinci tura gitmek demek çok fazla kafa karıştırıcının devreye girmesi demektir. Siyasette her zaman iyiler kazanmaz. Bazen kendini iyi pazarlayan kötüler kazanır. Liderlerin olabildiğince az seçenekle seçime gitmelerini bekliyorum. Bu seçimler ikinci tura kalırsa çok sert bir mücadelenin Türkiye’yi beklediğini tahmin ediyorum. Kaygılar ve endişe yükselecek. Mücadelenin şimdiye kadar alışık olmadığımız platformlarda olabileceği ön görüyorum. Bence birinci turda ne olacaksa olmalıdır. Halkın isteği yerine gelmelidir.

İktidara susamış bir muhalefet ve iktidarı 20 senedir elinde tutan iktidar var. Seçimde kaybeden tarafın seçmeni nasıl bir psikolojiye girer? Türkiye’ye getirisi ve götürüsü ne olur?

“SEÇİMİ KAYBEDEN SİYASİ ARENADA ÇEKİLİR”

Kim kaybederse siyasetin tozlu yapraklarına gider. Siyaseten mücadele etme gücünü kaybeder ve siyasi arenadan çekilir. Bu parti içi hesaplaşmadan da halkın umudunu kaybetsinden de olabilir. Bu seçimler daha önceki seçimlere benzemiyor. Kaybeden seçmen çok büyük şoka girer. 20 yıllık iktidarın seçmeninde bir doymuşluk, karşı tarafta büyük bir susamışlık var. Futboldan örnek verirsek geçen yıl şampiyonluk yaşayan Trabzonspor bu sene şampiyon olmazsa anlayışla karşılanabilir ama Fenerbahçe şampiyon olmazsa işler çok zor. Siyasette de kaybeden tarafa oy veren kısımda büyük bir umutsuzluk ve çaresizlik ortaya çıkar. Kaybeden tarafın siyaseten çok işe yarayacağını sanmıyorum. Siyasi konjektürde değişim olmazsa toplumsal öfke artar.