Egeli ihracatçılar Asya Pasifik bölgesiyle güçlü bir tedarik zinciri ve karşılıklı ticaretin kolaylaşması için 10 Güneydoğu Asya ülkesini kapsayan Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) ile serbest ticaret anlaşması (STA) müzakerelerinin hız kazanması ve imza aşamasına geçilmesi taraftarı.
Egeli ihracatçılar Asya Pasifik bölgesiyle güçlü bir tedarik zinciri ve karşılıklı ticaretin kolaylaşması için 10 Güneydoğu Asya ülkesini kapsayan Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) ile serbest ticaret anlaşması (STA) müzakerelerinin hız kazanması ve imza aşamasına geçilmesi taraftarı.
Ege İhracatçı Birlikleri’nin düzenlediği “Koronavirüs’ün hedef pazarlarımızdaki seyri” webinar serisinin onuncu ayağında Kuala Lumpur Ticaret Müşaviri Elif Haliloğlu Güngüneş, Manila Ticaret Müşaviri Serhan Ortaç, Cakarta Ticaret Müşaviri Mustafa Murat Taşkın pandemi sonrası Endonezya, Filipinler ve Malezya’ın dış ticaretindeki gelişmelerle ilgili sunum yaptı, ihracatçıların sorularını yanıtladı.
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, dünya ekonomisindeki büyümenin yüzde 60’ını, küresel ticaret hacminin ise yüzde 30’unu Asya-Pasifik ülkelerinin kapsadığını söyledi.
“3 milyarın üzerindeki tüketicisiyle Avustralya’dan Pakistan’a, Endonezya’dan Filipinler’e uzanan bu coğrafya dünyanın en büyük küresel pazarı ve ticaret merkezi olma yolunda hızla ilerliyor. Endonezya, Filipinler ve Malezya ekonomilerinin 2050’ye kadar ekonomik büyümede büyük sıçramalar kaydedeceği öngörülüyor. Bu potansiyelden faydalanabilmemiz için dünyanın tüm coğrafyalarını kapsayacak şekilde yeni bir ticaret ekseni yaratarak ihracat menzilimizi genişletmeli, bu pazarlarda güçlü pozisyon almalıyız. Malezya, Endonezya ve Filipinler’in 650 milyonluk nüfusu kapsayan ASEAN içerisinde yer alması bizim için önem arz ediyor. 2017’de ASEAN’ın sektörel diyalog ortakları listesine giren Türkiye, iyi ilişkileri sayesinde bölgedeki etkinliğini gün geçtikçe arttırıyor. ASEAN’a üye ülkelerle ticaret hacmimiz 2019’da 9 milyar dolara ulaştı.”
Pandemiden önce yükselişte olan korumacılık ve ticaret savaşları eğilimlerinin şimdi daha da hızlandığını söyleyen Eskinazi, ticaretin kesintiye uğramadan devam etmesi ve artması için STA’ların yeni dönemdeki ticari ilişkilerde kilometre taşı olacağı görüşünde.
“Malezya ile STA’mız 2015’te yürürlüğe girdi. Endonezya ile de 3 senedir devam eden müzakerelerin 2021’de sonuçlanacağını öngörüyoruz. Potansiyel olan sektörlerimizi kapsayan bir STA imzalamaya çok yakınız. Filipinler’le de müzakereler bir an önce gündeme gelmeli. Gümrük vergisi dezavantajımız var. İhracat planımızda ASEAN’ı odak noktamıza koyuyoruz. Ticaretimize STA’nın kesinlikle etkisi olacak. Potansiyelimizi tamamen açığa çıkartabilmek için önümüzdeki dönemde bu ülkelere sektörel ticaret heyetlerimizi yoğunlaştıracağız. İkili ticari ilişkilerimizdeki tüm zorlayıcı unsurları ortadan kaldırmalı ve çok daha yüksek bir hacme ulaşmak için gerekli önlemleri almalıyız. İlk 6 ayda Malezya’ya 161 milyon dolar, Endonezya’ya 120 milyon dolar, Filipinler’e ise 42 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Endonezya’da savunma ve havacılık sanayii, kimyevi maddeler ve mamulleri, makine ve aksamları, Malezya’da ise çelik, kimyevi maddeler ve mamulleri, hububat bakliyat ve yağlı tohumlar, Filipinler’de ise kimyevi madde ve mamulleri, makine ve aksamları, elektrik ve elektronik sektörlerimiz öne çıkıyor.”
Malezya pazarı için tavsiyeler şu şekilde;
-Hammadde zengini. Dünyanın en büyük palm yağı üreticisi. Zengin petrol kaynaklarına sahip. Dünyanın palm yağı ve kauçuk ihtiyacını da büyük oranda karşılıyor. Yüksek oranda eldiven ihracatı var. Nüfusu 32 milyon olsa da 650 milyonluk ASEAN’a açılan bir kapı olarak görülüyor.
-Ocak-Mayıs 2020 döneminde elektrik ve elektronik ürünler, palm yağı ve türevleri ve LNG ihracatında yüzde 15-20 arası düşüş kaydedilirken kauçuk ve nitrli eldiven sektörü, yaşanan talep artışı neticesinde kazançlı çıktı. (İhracat artışı yüzde 20,5)
-Malezya bir numaralı elektrik elektronik ihracatçısı. İhracatında ikinci sırada palm yağı ve türevleri yer alıyor. 5 ayda hepsinde ortalama yüzde 20’lik ihracat yaptı. Lastik eldiven tedariğinin yüzde 70’ini Malezya karşılıyor. Kutu başı 3 dolarlık olan eldiven fiyatları 7 dolarlara çıktı.
– Güneydoğu Asya bölgesindeki ilk STA Malezya ile yapıldı. 2015’te yürürlüğe girdi. Ülkemizin Asya-Pasifik Bölgesi’nde Güney Kore’nin ardından ikinci, Güney Asya Bölgesi’nde ise ilk STA olma özelliğini taşıyan anlaşma ile ülkemiz Malezya pazarına AB’den önce tercihli giriş imkanı elde etti. 8 yıllık geçiş döneminin sonunda yani 2023 yılında tarife satır sayısı bakımından ihracatımızın yüzde 99’u, ithalatımızın ise yüzde 86’sı gümrük vergisinden muaf şekilde gerçekleşecek.
-Toplam ihracatımızın geçtiğimiz sene yüzde 28’ini demir çelik ürünleri oluşturdu. İkinci sırada mineral yakıtlar ve yağlar var. Motorlu kara taşıtları, traktörler ve bisikletler, kazanlar, makinalar, mekanik cihazlar ve aletler, inorganik kimyasallar, kıymetli metal ve radyoaktif elementler de diğer öne çıkan ürünler arasında.
– İthalatımızda ise palm yağı bir numarada. Elektrikli makine ve cihazlar, elektronik devreler, sentetik ve suni flamentler, şeritler, kauçuk ve kauçuktan eşya, plastikler ve mamulleri, alüminyum ve alüminyumdan eşyalar, eldiven de ithalatımızda öne çıkanlar arasında.
-2023 yılında ihracatımızdaki ürünlerin yüzde 99’u vergiden muaf olacak. KDV de yok. Malezya bundan dolayı avantajlı. Türk ürünleri için kalite algısı yüksek görüşü hakim. Türkiye’yi Avrupa’da konumlandırıyorlar. Örneğin makine ticaretinde Alman ürünleriyle kıyaslıyorlar. Birçok üründe vergi sıfırlanmış durumda. İstanbul’da Malezya Dış Ticareti Geliştirme Ajansı ofisleri var. Ortaklık kurmak isteyen firmalar yetkililerle görüşebilir ya da mail atabilir.
– Malezya’nın gerek bölgedeki stratejik konumu gerekse iki ülke halkının birbirine duyduğu sempati ve ülkemizle çok daha fazla ticaret yapma isteği nedeniyle Türk firmaları için çok sayıda sektörde iş birliği olanağı ve ihracat potansiyeli barındıran bir ülke.
– Toplam gıda tüketiminin yüzde 70’ini ithal eden Malezya’ya yönelik yaş sebze meyve ve gıda ürünleri ihracatımızın artırılması önem arz ediyor. (Turunçgiller, nar, kayısı, kiraz, şeftali, çikolata, bisküvi, un, makarna, kuruyemişler) Türk süpermarketi ihtiyacı var. Türk zeytinyağının pazarda potansiyeli var. İspanya’dan ve İtalya’dan paketlenmiş ürünler satılıyor. Ege’den zeytinyağları da getiriliyor. Malezya’da paketlenip bölge ülkelere de satılmaya başlandı. Gümrük vergisi sıfır. Kuala Lumpur’da çok expat nüfus var. Marketlerde zeytin bulmak mümkün. Zeytin satışı Kuala Lumpur özelinde değerlendirilebilir.
-Süt ve süt ürünleri et ve et ürünlerinde ihracat izni alınması gerekiyor. Tarım Bakanlığı’na bağlı veterinerlik hizmetleri departmanına başvuruyla yapılıyor. Helal olduğunu iddia ediyorsanız sertifika almak zorundasınız. Et ve süt ürünlerinde Malezya’daki heyetler Türkiye’ye gelip firmaların tesislerini inceliyor. 2 yıl ihracat izni veriyorlar süre uzatılabilir.
-Dijital alışveriş tüm dünyada olduğu gibi daha etkin kullanılmaya başlandı. İnternet üzerinden yaş meyve sebze satmaya başladılar. Süpermarketlerde online satışa başladı.
-Savunma sanayii alanında iyi ilişkilere sahibiz. Diplomatik ilişkiler iyi. Uzun yıllara dayalı dostluğumuz var. Mermi mühimmat konusunda talep geliyor. Avantajlı olabileceğimiz sektörler; tekstil, ev tekstili ve hazır giyim. En çok katılım talebi olan fuarlar uluslararası helal fuarı MIHAS. 1-4 Eylül’de yapılacaktı, ertelendi. Food and Hotel Malaysia Horeka fuarı, Beauty Expo & Cosmobeautue Malaysia güzellik fuarı, MIFB Malezya yiyecek ve içecek fuarları var.
Endonezya pazarı için tavsiyeler şu şekilde;
– Dünyanın en büyük 16. ekonomisi ve dünyanın dördüncü büyük nüfusu. Aynı zamanda ASEAN coğrafyasının yüzde 42’sine sahip. ASEAN nüfusunun yarısı Endonezya’da yaşıyor. 2017’de GYSİH 1 trilyon doların üstüne çıktı. 2045’e kadar çok yüksek oranlarda büyüyeceği öngörülüyor. Ekonomisinde büyük bir potansiyel var. 2019 ihracatı 160 milyar dolar, ithalatı ise 170 milyar dolar. Nüfusu 300 milyon. 330 milyar dolarlık toplam dış ticaret hacmi var.
-Çok zengin bir ülke yeraltı kaynakları ve yer üstünde yetiştirdiği ürünlerle. Dünyanın en büyük kömür ihracatçısı ve üreticisi. Kalay nikel boksitte de öyle. Elektrikli araçların pillerinin üretimi konusunda nikel üretimi çok stratejik. Altın ve bakırda çok büyük bir potansiyeli var. Dünyanın en büyük altın madeni bakır madeni burada. Jeotermal alanda dünyanın bir numarası. Aynı zamanda dünyanın bir numaralı palm yağı üreticisi. Kahve ve kakaoda dünyada dördüncü, kauçukta dünyanın üçüncü üreticisi. Hem ciddi bir üretici hem de ihracatçı.
-Muhafazakar bir dış ticaret yapısı olduğu için ithalata sıcak bakmayan bir yapısı var. Kendini ticarete az ticarete açmış, kendi kendine yetmeye çalışan bir ülke. Sadece Ticaret Bakanlığı değil, diğer Bakanlıkların da iznini aramak suretiyle ithalatı zorlaştırıyor. İkili ticaretlerde Ticaret Bakanlığı’ndan ithal izniniz olması lazım. Yatırım yapmak için geldiğinizde ilk başta yabancı yatırımcıların giremeyeceği ya da ne oranlarda girebileceğini gösteren liste veriliyor. Örneğin bazı yerleri açmada yüzde 33 yerel ortak istiyorlar. Bu da daha fazla yatırım gelmesini engelliyor. Bu konularda ilerleme kaydedebilir.
– ASEAN ile yaptığı serbest ticaret alanı en büyük ticari hamle. STA’lara artık olumlu bakıyorlar. Çünkü aynı coğrafyada tedarikçi olarak rekabet halinde olduğu Malezya, Singapur, Tayland ve Vietnam ile benzer olduğu için ürünlerin tedariğinde rekabet gücü azalıyor. Bu yüzden yarıda bıraktığı STA’lara yeniden başladı. ASEAN’ın haricinde Çin, Japonya, Kore, Hindistan, Yeni Zelanda ve Avustralya ile STA’ları var. Şili ve AB ile müzakereler devam ediyor.
-AB ile müzakerelerin başlamasıyla Türkiye ile de başladı. AB STA’sı palm yağındaki önlemler nedeniyle bu aralar sekteye uğruyor ama görüşmeler ilerliyor. Türkiye olan STA görüşmeleri 2018 yılında başladı. Süreç devam ediyor. Toplamda 4 müzakere yapıldı. 2021’e kadar müzakereler devam edebilir.
– Çok büyük bir tekstil üreticisi. İthalatın 3’te ikisini oluşturuyor. Palm yağı, kauçuk ve tekstil ürünleri, yabancı yatırımların ithalatçı olduğu otomobil ekipmanlarında, makinalarda, kağıt sektöründe, yine yabancı sermaye yatırımlarından kaynaklı spor ayakkabısı başta olmak üzere ayakkabı aldığımız ürünler arasında. Biz ise halı, kilim, seccade, mermer, tütün, bor mineralleri, makine ekipmanları, gıda makinaları, tekstil ve tarım makinaları satıyoruz.
– Endonezya’da ithalatta çok büyük bir rekabet var. ASEAN ülkeleriyle çok açık bir pazar. Asya ülkeleriyle de öyle. STA’nın olmaması nedeniyle vergi dezavantaj. Singapur, Hindistan’dan Endonezya’ya gelenler iş için tüccar olarak yaşıyor. Dolayısıyla ticari ilişkiler iyi ilerliyor. Kişilerin bu ülkelerin vatandaşı ya da yaşıyor olması önemli. Çevredeki bütün ülkelerin ABD’yi bile katarsak mücadeleyi göze alan firmalar giriyor. Türkiye’den gelen üreticinin hem fiyat hem kalite açısından Endonezya’ya uygun koşullarda girmesi lazım. Rekabetten dolayı yer bulabilmesi mümkün değil.
– İnşaat ekipmanları altyapı yatırımları önemli. Başkent Cakarta’dan Malezya ile ortak alana sahip olduğu bir adaya taşınıyor. 34 milyar dolarlık bir yatırım projesi var. Hem inşaat ekipmanları hem de altyapı firmaları açısından çok önemli. Green City ve Smart City konsepti üzerine kuruluyor olması teknoloji firmaları açısından avantajlı.
-Coğrafi yapısından kaynaklı altyapı yatırım ülkesi. 2019-2024 arasında 400 milyar dolarlık yatırım söz konusu. Potansiyel var. Tarım ürünlerinde fırsat var. Türkiye’den tedarikte bir sorun yaşamadığımızda bir sürü tarım ürünü satabiliriz. Ürünlerimiz çok daha ucuz. Tarım mevzuatında bazı problemler var. Palm yağı revaçta. Ancak zeytinyağının potansiyeli var. Şu anda 21 tane ürün ihraç edebiliyoruz. Endonezya ile iş birliği iş yapılabilse satma olasılığımız yüksek. İthalat izinlerinin alınması gerek. Önemli bir ürün grubuna yayılan sevk öncesi inceleme belgeleri.
-Tekstil, konfeksiyon ve halıyı da içine alan tarife dışı engel uyguladılar. Yaş meyvede bazı problemler var. Helal belgelendirmesi önemli. Önümüzdeki dönemde zorunlu olacak. Endonezya sadece kendi belgelerini kabul ediyor. Hayvansal ürünlerde şaptan dolayı problemler var. Cakarta’da 173 tane AVM olan dünyanın en büyüklerine sahip bir ülke. Türk firmalarının varlığı çok az. Mutfak eşyası, tekstil, konfeksiyon ürünleri ve ev tekstili ürünlerinde potansiyel var.
-Önümüzdeki 20 yılda tüketicinin gelir düzeyi artacak bu da ithalata yansıyacak. Türkiye, Endonezya ile ilgilenmiyor zor mevzuatı görünce vazgeçiyorlar ya da gelip gitmiyorlar. Endonezya’nın kendi kuralları var. Firmalar Endonezya’nın istediği belgeleri tamamlamalı. E-ticaret yaygın.
Filipinler pazarı için tavsiyeler şu şekilde;
-IMF tarafından 2020 yılında pandemiye rağmen hala 0,6 büyüme bekleniyor. 2021 yılında ise yüzde 7,6 oranında büyüme bekleniyor. 2019’da ihracatı 70 milyar dolar, ithalat 113 milyar dolar.
-İhracatta önemli kalemlerde ilk sırada; entegre devreler ithalatında da entegre devreler var. Ülkede çok fazla Güney Kore ve Çin menşeili elektrik-elektronik üreticileri var. Entegre devreler de elektrik elektronik üretiminin hammaddesi. Diğer maddelerden yarı iletkenler, otomatik veri işleme ve depolama cihazları, taşıtlarda kullanılan bağlantı takımları, elektrik elektronik cihazlar, yaş yada kurutulmuş muz (1,9 milyar dolarlık ihracat hacmi var), depolama cihazlarının aksam ve parçaları, rafine bakır katotlar,statik konvertörler diğer öne çıkan ihracat kalemler. Bu ürünlerin büyük çoğunluğunda Çin, Güney Kore ve Japonya’nın yatırımlarının etkisi var. Bu rakam 15-20 firmanın yaptığı ihracat.
-Filipinler’in ithalatında ise öne çıkan ürünler; Yarı iletkenlerin diğer bağlantı parçaları, aksamı, aksesuar ve sarf malzemeleri, diğer yağlar ve müstahzarlar, elektronik entegre devreler, işlemci ve kontrolör, petrol yağları, diğer yağlar, aksam ve parçalar, entegre devreler, un ve unlu mamuller. 2016’da 25 milyon dolar un ihraç ediyorduk. Filipinler ekonomisi aşırı korumacı, hükümetin politikaları kapsamında bir ülkenin ihracatı fazlalaştığında korunma önlemleri devreye alınıyor ve ek vergiler uygulanıyor. Şu anda 5 yıllık süreçte Türkiye’den ithal edilen un için antidamping vergisi uygulanıyor. 25 milyon dolardan 5 milyon dolara indi. Kaldırılması için görüşmeler devam ediyor.
-İhracatında ilk 5 ülke; ABD, Japonya, Çin, Hong Kong, Singapur. İthalatta ise Çin, Japonya, Güney Kore, ABD, Tayland. 2018 yılında ithalatımız 122 milyon dolar seviyesindeydi 2019’da 134 milyon dolara çıktı. İhracatımız ise 2018’de 177 milyon dolardı, 2019’da 117 milyon dolara ulaştı. Savunma sanayii ihracatımız önemli.
-İhracatımızda ilk 10 ürün ilaçlar ve ilaç hammaddeleri, tabancalar revolverler, buğday unu, makarnalar ve kuskus, karbonat ve amonyum karbonat kimyasal temizlik malzemesi kullanılan kimyasal maddeler, motorlu taşıtlar, mücevherci eşyası ve aksamı, elektrik transformatörleri, statik konvertörler, buldozerler, greyderler gibi inşaat araçları, toprak, taş, metal, cevheri vb ayıklama için makina aksamları.
-İthalatımızda ise elektronik entegre devreler, baskı makinaları, hindistan cevizi (ithalatı önemli yüzde 54’ü 11,5 milyon dolarla Filipinler’den gerçekleşiyor), otomatik bilgi işlem makinaları, sentetik devamsız liften iplik, diyodlar, elektrik motorları ve jenaratörler, bitkisel özsu ve hülasalar, pektik maddeler, optik lifler, demetleri ve kabloları, aksam ve parçalar. İtalya, İspanya, Belçika, Almanya, Yunanistan zeytinyağı ihraç ediyor. Türk zeytinyağı bunlara nazaran daha kaliteli ama ihracatımız yok. Pazar açık durumda, fırsatlar değerlendirilmeli.
– 2022’nin sonuna kadar yaklaşık 170 milyar dolar büyüklüğünde 75 adet büyük altyapı projesi planlanmakta. Hükümet programa aşırı önem veriyor ve finansmanını sürekli sağlıyor. İnşaat ve inşaat sektörü ihracatımız açısından çok önemli. Çin başta olmak üzere Japonya, Singapur ve Güney Kore’nin dahil olduğu önemli bir rekabet bulunuyor.
-İlerleyen dönemde kamu kuruluşlarını da içine alacak müteahhitlik ve inşaat malzemeleri sektörel ticaret heyetinin organizasyonu faydalı olabilir. 2021’deki WORLDBEX fuarına firmalarımızın özellikle yapı malzemelerinde faaliyet gösteren firmaların fuarına katılımı önemli.
-110 milyonluk nüfusta 73 milyonluk iş gücü var. E-ticaret kullanımı açısından Asya Pasifik bölgesinde birinci sırada. 110 milyonluk ülkede 230 milyon e-ticaret hesabı açılmış durumda. Filipinler’de hemen hemen her gün her kişiye bir tane düşülecek şekilde günlük satış yapılıyor. Bu siteler Çin sermayesi tarafından alınmış. Otomotiv ve yan sanayii, kişisel bakım ürünleri ve kozmetik sektörlerinde rekabet avantajımız olabilir. Ulaşım kolaylığı ve gümrüklerde profesyonellik var.
-Zayıf yönler; Ağır bir bürokrasi var. Şirket kurmak isteyenler yüzde 60 oranında Filipinli şirket ortağı bulmak zorundalar ya da 2,5 milyon dolardan fazla yatırım yapmaları gerekiyor yüzde 100 sermayeye sahip olmaları için. Ülkeden para çıkışında kısıtlamalar var. İş yapma kültürü pratik değil. Hükümetin korumacı ekonomi politikası söz konusu. Yerli sermayeyi koruyor gibi gözüküyorlar ama Japonya, Singapur ve Çin için bunu göremiyoruz. Avrupa Birliği ülkeleri ve Türkiye’nin ürünlerine korumacı politikayı uyguluyorlar. Ticaret hukuku kuralları da zayıf yönlerinden birisi, noterlik müessesesi güvenilir değil.
– İthalata dayalı bir ekonomi. Sabit döviz kuru bir avantaj, bankacılık işlemlerinde kolaylık var. Lojistik maliyetler açısından coğrafi konumu, Asya Pasifik ülkelerinin pazarda hakimiyeti, gümrük vergisi dezavantajı var. Serbest Ticaret Anlaşması bulunmuyor. Filipinler ASEAN ülkeleri başta olmak üzere Çin, Japonya, Singapur, Brezilya, Avustralya ile STA yaptı. AB ve Türkiye ile yapmadı. Böyle bir süreçte yok.
– Referans işlere çok önem veriyorlar. İki ülke arasında savunma ve havacılıkta entegrasyon. Geliştirilmesi önemli. Çin Japonya ve Singapur tarafından domine edilen inşaat sektöründe tedarikçi olabilmek için projeleri alan müteahhitlerle iletişim önemli. AVM ve süpermarket kültürü yaygın.