Ana Sayfa Arama Galeri Video
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

“ÜLKENİN ÇÖKEN EKONOMİSİNİN BEDELİNİ MAALESEF GENÇLER ÖDÜYOR”

Gelecek Partisi Denizli Milletvekili

Gelecek Partisi Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın 2024 yılı bütçesi
hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) eleştirilerde bulundu. İktidarın gençlere yönelik
politikalarını sert bir dille eleştirerek, gençlerin yaşadığı zorlukları anlatan Milletvekili Ün, “Bu ülke
gençlerinin, çağdaşlarıyla arasına örülen devasa duvarlara uçurumlara itirazımız var. Ülkemizi
yaşanabilir kılmadığımız için gelecek umutlarını, sınırların ötesinde arayan gençlere özür borcumuz
var” şeklinde vurguladı.

Türkiye Büyük Meclisi’nde (TBMM) Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın 2024 bütçesi hakkında kürsü
konuşmasına başlayan Gelecek Partisi Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, “Gencin yaşadığı dönem bir
mayın tarlası gibidir. Bu tarladan geçerken aslında yara almamak mümkün değildir. Ama koşullar
olumluysa hafif yaralarla, olumsuzsa kolu bacağı koparan ağır yaralarla geçer o dönem.” sözleriyle
devam etti. Gençlerden özür dilediğini söyleyen Milletvekili Ün, “Ben de ağır yaralı bıraktığımız o
gençlerimizden özür dileyerek başlamak istiyorum sözlerime. Hedeflerin bir önceki yıl ile aynı ya da
daha altında olduğu bir gençlik bütçesini konuşacağız. Bu kürsüden gençler adına iktidara kızacağız,
bakana eleştiriler yönelteceğiz. Gençliğin hali pür melalini anlatacağız. İktidar da çıkıp ‘Dünya,
Türkiye, ülkemiz bir toz bulutuydu, biz geldik ve düzeldi’ her şey diyecek. Hepimizin gençlere samimi
bir özür borcu var. Ben kendi adıma özür diliyorum gençlerden. Bu ülkenin bir siyasetçisi, bir kadın
politikacısı olarak gençlerimizden onlara inşa ettiğimiz bu ülkeden, bu yaralı iklimden dolayı özür
diliyorum.”dedi.

“Herkesin katilini gördüğü bir cinayet işleniyor”
Gençlerin karşılaştığı ayrımcılığa, fırsat eşitsizliğine ve zorluklara değinen Denizli Milletvekili Sema
Silkin Ün, “İçinde yaşadığımız ülke bir genç için gerçekten çok zor bir ülke. Öyle mega kentlerde
konfor alanlarından çıkmadan gençliğin sorunları bunlardır diyerek kendi mikro iktidarını kovalayan
sözler de söylemeyeceğim. Herkesin katilini gördüğü bir cinayet işleniyor ama kimse cenaze namazını
kılmıyor. Her kim ki benim suçum yok diyorsa o en büyük suçu o işliyor. Gençlerle aramızda seslerini
duymak istesek de duyamayacağız uçurumlar oluşturuldu. Her zaman mahallelerden şikayet edenler
gençleri mahallelere hapsederek oluşturdu bu duvarları. Gençlere önce ‘Hangi mahalledensin?’ diye
soruldu. Sonra fırsatlar ve imkanlar da o mahallelere göre verildi. Bizim itirazımız var bu düzene. Bu
ülke gençlerinin, çağdaşlarıyla arasına örülen devasa duvarlara uçurumlara itirazımız var. Sınırın öte
yakasında yaptığı işin, 10 katını yaparak ama 10 kat az kazanmalarına itirazımız var. Yerli ve milli
anlayışla gençlerin ülkeye gelen turiste hizmet görevlisi olarak konumlanmasına itirazımız var.
Çocuklarını korumak için özel okullara, özel üniversitelere, yurtdışına yollayanların ülkedeki gençleri
nankörlükle suçlayanlara itirazımız var. Kendi çocuklarını yüksek duvarlar inşa ederek korurken,
milletin evlatlarına var olma mücadelesini reva görenlere itirazımız var.” şeklinde konuştu.

“Her üç genç arkadaşımızdan en az biri işsiz”
Gençlerin istihdam, eğitim ve ülke ekonomisindeki ağır etkileri olduğunu söyleyen Milletvekili Sema
Silkin Ün, “Bu ülkenin çöken ekonomisinin, ideolojik kamplaşmasının bedelini maalesef gençler
ödüyor. Bu devasa bakanlığın genel bütçeden aldığı pay sadece ama sadece %1.43’dür. 15-24 yaş
arasında 13 milyon gencimiz var. 7 milyonu üniversitelerimizde, 4 milyonu örgün eğitimde. Yurtlarda
kalanlar iktidarın abartılı rakamlarıyla 950 bin’dir. Bu rakama da, yurt sayısını azaltarak ama yatak
sayısını artırarak ulaşıldığı notunu düşmekte fayda var. 450 bini ancak karşılıksız burs alabiliyor. 1
milyonu, mezun olduktan 2 yıl sonra faiziyle geri ödemek üzere, bir gelire sahip olmadığındaysa icraya
verileceği o 2 bin liralık krediyi alabiliyor. Dolar bazında 10 yıl öncenin yarısı kadar olan o krediyi. İş
bulma ümidini yitiren ne eğitimde ne istihdam olan genç işsizlerimizin oranı yüzde 28.8 neredeyse her
üç genç arkadaşımızdan en az biri işsiz. Yüksek öğretim mezunlarının yüzde 75´i mezun olduktan 4-5
yıl sonra ancak istihdama katılabiliyor. Bizim gençlere çok özür borcumuz var.” diye ifade etti.

“Vicdandan yoksun yöneticileri atadığınız için gençlere özür borcumuz var”
Ülkedeki politikanın gençler üzerindeki olumsuz etkileri ile barınma, eğitim ve güvenlik önlemleri
hakkında konuşmalarına devam eden Denizli Milletvekili Ün, “15-24 yaş arasındaki üç gençten birinin
ne eğitimde ne istihdamda olup evde tuttuğumuz hicap duyulası bir kavram hediye ettiğimiz ev
gençlerine özür borcumuz var. Anne babasının vereceği harçlığa muhtaç olup mahcubiyetinden
odasından çıkamayan o gençlere özür borcumuz var. Ülkemizi yaşanabilir kılmadığımız için gelecek
umutlarını, sınırların ötesinde arayan gençlere özür borcumuz var. Başka ülkelerin hastalarını tedavi
eden, başka ülkelerin teknolojisine katkı sağlamak zorunda kalan gençlere özür borcumuz var. Yüzde
70’ini işgücüne dahil edemediğimiz genç kadın arkadaşlarımıza özür borcumuz var. Yurt imkanına
sahip olmadığı için okul kaydını dondurmak zorunda kalan gençlere özür borcumuz var. KYK yurduna
yerleşemediği için, şanslıysa alacağı kredinin 5 katı kadar barınma maliyetini sırtına yüklediğimiz
gençlere özür borcumuz var. Kredi alan öğrenci sayısını artırmamız gerekirken düşürdüğümüz için
biçare bıraktığımız o gençlere özür borcumuz var. Holdinglere bir kalemde vergi afları getirirken kredi
borçları nedeniyle icra dosyaları açtığınız o gençlere özür borcunuz var. Devletinin evinde kendilerini
güvende hissettiremediği asansör faciasıyla yitirdiğimiz gencimize özür borcumuz var. ‘Korkuyorsan
binme o zaman asansöre’ diyecek kadar vicdandan yoksun yöneticileri o kurumlara atadığınız için
gençlere özür borcumuz var. Kaybettikleri arkadaşları için eylem yapan öğrencileri gözaltına alan
idareciler atadığınız için gençlere özür borcumuz var. Siyasi hırslarla üniversitesini ellerinden aldığınız
gençlere özür borcumuz var.” dedi.

“Dinden soğuttuğunuz gençlere özür borcumuz var”
Dini manipülasyonlara, ifade özgürlüğüne vurgu yaparak hatalara dikkat çeken Milletvekili Sema
Silkin Ün, “İntihar vakalarının yüzde 35’ine karşılık gelen yitip giden gençlere özür borcumuz var.
Kendi yarattığınız iklime dönük yaptığınız operasyonlarla övünürken, uyuşturucu yaşını 13’lere indiği,
okullarda uyuşturucunun tabana yayılmasına göz yumulduğu için o gençlere, çocuklara özür
borcumuz var. Bir tweet attığı için kolundan tutup karakola götürdüğünüz, bir hiç uğruna tutuklu

yargıladığımız gençlere, çocuklara özür borcumuz var. ‘Cumhurbaşkanına hakaret’i on binlerce
davaya vardırıp, eleştiriyi hakaret olarak bellettiğiniz, eleştiri hakkını ‘Siyasi suç’ olarak çevirdiğiniz
gençlere özür borcunuz var. Hiçbir suçu olmadığı halde cezaevlerini kendilerine mesken kıldığınız
çocuklara özür borcunuz var. Dinini daha iyi öğrensin diye, Asım’ın Nesli vaadinde bulunduğunuz ama
işlediğiniz bütün cürümleri o din diliyle maskelediğiniz, dinden soğuttuğunuz, deizmin pençesine
ittiğiniz gençlere özür borcunuz var.” şeklinde ifade etti.

“Mülakatzede gençlere özür borcumuz var”
Devletin sorumluluğunu, kaynaklardan mahrum bırakılan gençlere özür borcunun olduğunu ifade
eden Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, “Doğu illerinde yüzde 60’lara varan istihdam sorunu
yarattığınız, Meksika’lar üzerinden Kanada’lara göçe zorladığınız gençlere özür borcumuz var. OHAL
zihniyetinin uzantısı KHK’larla imkanlarını elinden aldığımız, akranlarıyla aralarına liyakati değil
kayırmacılığı soktuğunuz, binlercesini mülakatzede kıldığınız gençlere özür borcumuz var. Sadece 400
psikolog ile milyonlarca gencimizin sorunlarına çözüm olma izansızlığına düştüğünüz için o gençlere
özür borcumuz var. Yaşadıkları kaygı bozuklukları nedeniyle antidepresan hap satışlarının rekora
koştuğu bu dönemin gençlerine özür borcumuz var. Fırsat eşitliğini sağlayamadığımız için illegal
örgütlerin ağlarına düşen gençlere özür borcumuz var. Sırtını dayadığı bir iktidar siyasetçisi olmadığı
için bitirdiği üniversitelerin, bildiği yabancı dillerin, edindiği diplomaların önemini yitirdiği, o gençlere
özür borcumuz var. Anne babasına yük olmamak için okul yerine atölyelerde ihtiyarlattığımız gençlere
özür borcumuz var. Sosyal ve siyasal yozlaşmanın faturasını ödettiğimiz gençlere özür borcumuz var.”
dedi.

“Yeniden inşa için gençlerin en ön safta olmalarına ihtiyacımız var”
Türkiye’nin genç nüfusunu koruyarak geleceği inşa etme zorunluluğunu vurgulayarak çağrıda bulunan
Gelecek Partisi Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, “Gençler bu özürleri belki kabul etmeyecekler ama
kendimizi affettirmek için işe vakit kaybetmeden başlamalıyız. ‘Kendi başının çaresine bakmak’
dışında bir gelecek hedefi veremiyorsak yöneticiler olarak sorumlu olduğumuz için önce kendimizden
başlamalıyız. İşe gençlerin ülkeleriyle duygusal bağını yeniden inşa etmekten başlamalıyız. Hz.
Peygamber insanın kaybetmeden önce kıymetini bilmesi gereken beş şeyi sayarken ‘Gençlik’ diyor.
İnsanın altın çağı gençlik. Bu ülke gençlerin omuzlarında yükseldi. Milli mücadele onların umutlarıyla
zafere dönüştü. Oysa gençler bugün o en zorlu yıllardan daha karamsar. Yurtdışına kapağı atmanın
değil vatana dönmenin şükür sebebi olduğu bir iklimi oluşturmaya ihtiyacımız var. Gençleri ülkesinde
kalmaya ikna etmek bu ülkenin görevidir. Türkiye´nin sermayesi doğal kaynaklar değil beşeri
sermayedir. Yıllar içinde azalıyor olsa da övündüğümüz genç nüfusumuz doğru adımlar atılmazsa en
büyük dezavantajımıza dönüşecek. Bu ürkütücü olasılık pek de uzakta değil üstelik. Şimdi yeniden
inşa için gençlerin en ön safta olmalarına ihtiyacımız var. Gençlere umut dolu başlangıçlar armağan
etmek için taşın altına elimizi koyalım ama bizden önce bakanlık da o taşın altına gövdesini koysun.
‘Geleceği öldürmek’ sözü kötücül, haksız, içinde insanlık suçlarının işlendiği savaşlar için kullanılmaz
sadece. ‘Gelecek’ liyakatı geri plana iten, rantı önceleyen, kötü yönetim politikalarıyla, suistimallerle,
kayırmacılıklarla, özgürlükleri törpüleyen baskıcı siyasetle, velhasıl demokrasi ve hukuk devletinden
uzaklaşmakla öldürülür. Bunun en büyük mağduru da gençler olur. ‘Geleceği Öldürmeyin Geleceği

Diriltin’. Bunu bu ülkenin evlatları yarın hakkın divanında hesap sormasın diye yapın.” şeklinde
vurguladı.