Ana Sayfa Arama Galeri Video
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Ümit Özdağ Denizli ’de konuştu: “2023’te Erdoğan’ın anayasaya göre Cumhurbaşkanı adayı olması mümkün değil”

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Denizli basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Seçim tarihini Haziran 2023 olduğunu hatırlatan Özdağ, bu tarihte Recep Tayyip Erdoğan’ın aday olamayacağını vurguladı. Anayasa değişikliği teklifine destek vereceklerini belirttiği CHP ve İYİ Parti’yi seçimleri öne çekerek Erdoğan’ın adaylığının önünü açmakla suçladı. Özdağ; “Erdoğan’ın anayasal olarak bir daha aday olması mümkün değilken, emekliliğe dönmesi gerekirken, Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener, Erdoğan’a tekrar can suyu veriyorlar. AK Parti’nin anayasa hamlesi CHP ve İYİ Parti tarafından desteklenmezse cumhurbaşkanı olma ihtimali yok. Kendi adayını belirleyememiş ve bu noktada parçalanma ihtimali büyümüş Millet İttifakı’nın kendi adayını belirlemeden Erdoğan’ın adaylığına evet demesini Türk milletine anlatmasının mümkün olmadığını düşünüyorum” dedi.

Zafer Partisi Genel Başkanı

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ Denizli ‘ye bir dizi ziyaret için geldi. Ümit Özdağ Denizli ’de basın mensupları ile buluşarak açıklamalarda bulundu.

Ümit Özdağ Denizli ‘de şu açıklamaları yaptı:

“ERDOĞAN’IN ADAY OLMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR”

Türkiye Haziran 2023’te yapılması gereken bir seçime hızla ilerliyor. Haziran 2023 dememin sebebi seçimlerin yapılması gereken tarih olmasındandır. Haziran 2023’te yapılacak seçimlerde Recep Tayyip Erdoğan’ın anayasaya göre cumhurbaşkanı adayı olması mümkün değildir. Anayasanın hükmü çok açıktır. Cumhurbaşkanlığı iki kez yapılır. Recep Tayyip Erdoğan da 12 ve 13’ncü cumhurbaşkanı olduğu için iki kez cumhurbaşkanlığı görevini gerçekleştirdi. Erdoğan’ın anayasayı manipüle ederek tekrar cumhurbaşkanı adayı olabilmesi için seçimlerin tekrarlanmasından bahsediliyor.

“SEÇİM YENİLEME KARARI ALINIRSA, ERDOĞAN CUMHUR VE MİLLET İTTİFAKI TARAFINDAN ORTAK ADAY GÖSTERİLMİŞ OLACAK”

Bu bir erken genel seçim değil çünkü anayasada erken genel seçim kavramı yok. Erdoğan’ın istediği şeyin olabilmesi için 360 milletvekili oyu gerekiyor. Cumhur İttifakı’nın 360 oyu yok. Erdoğan’ın aday olabilmesi için Cumhur ve Millet İttifakı’nın mecliste ittifak yaparak 360’ın üzerinde bir oyla seçim tarihini belirlemeleri gerekiyor. 360 oyla seçimlerin yenilenmesi kararı alınırsa, Erdoğan Cumhur ve Millet İttifakı tarafından ortak aday gösterilmiş olacak. Anayasaya göre başka türlüsü mümkün değil.

“ERDOĞAN’IN 3’NCÜ KEZ CUMHURBAŞKANI OLMASININ ÖNÜNÜ AÇMAK MUHALEFET DEĞİL, ÇAKMA MUHALEFETTİR”

Meral Akşener ve Kemal Kılıçdaroğlu, neden Erdoğan’ın 3’ncü kez aday olmasını kılacak 360 ve üzeri değişiklik konusunda yardımcı olacaklarını açıkladılar? Gerekçe olarak ‘Erdoğan mağduru oynar’ dediler. Anayasaya karşı mağdur oynanmaz. Anayasa ne diyorsa uygulanır. Muhalefetin görevi Erdoğan’ın anayasayı manipüle etmesine yardımcı olmak değil, anayasayı savunmaktır. Bunu söyleyince; ‘Biz sizin dediğinizi yapsak da YSK, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olabileceği kararını alır ve o zaman yapacak bir şey kalmaz’ diyorlar. Bunun Türkçesi YSK anayasayı ihlal edecektir. Olabilir çünkü YSK kirli referandumda da ihlal etti. Onu yapanlar bir gün yargılanacak. YSK Haziran 2023’te Erdoğan’ın aday olabileceği kararını alır ve anayasayı ihlal ederse zamanı geldiğinde onlar da yargılanır. CHP ve İYİ Parti’nin YSK’nın anayasayı ihlal edeceği ihtimali arkasına sığınarak, Recep Tayyip Erdoğan’ın 3’ncü kez cumhurbaşkanı olmasının önünü açması muhalefet değil, çakma muhalefet olduklarının göstergesidir.

“KILIÇDAROĞLU VE AKŞENER, ERDOĞAN’A CAN SUYU VERİYORLAR”

Buradan CHP’ye, İYİ Parti’ye oy vermek isteyenlere sesleniyorum; ‘Değerli seçmenler, Türkiye’nin artık Erdoğan’dan, AK Parti’den kurtulması gerekiyor. Erdoğan’ın anayasal olarak bir daha aday olması mümkün değilken, emekliliğe dönmesi gerekirken, Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener, Erdoğan’a tekrar can suyu veriyorlar. Onun anayasaya karşı hile yaparak tekrar aday olmasına imkan sağlıyorlar.

“CHP VE İYİ PARTİ DESTEKLEMEZSE, ERDOĞAN’IN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMA İHTİMALİ YOK”

Seçimin Nisan veya Mayıs’ta yapılmasından bahsediliyor. Seçim yenilenecekse neden Nisan’da veya Mayıs’ta olsun? Seçimi Mart’ta yenileyelim. Mart ile Nisan ve Mayıs arasındaki fark ne? Eğer seçimler 6 Nisan’dan önce yapılırsa eski seçim yasası geçerli olacak. Eski seçim yasası geçerli olursa baraj yüzde 10 olacak ama ittifak için olacak. Yüzde 10 barajını aşan ittifaktaki partiler kendileri barajı geçemese bile milletvekili çıkarabilecekler. Yeni yasada ise ittifakın her üyesi ayrı ayrı yüzde 7 almalı deniyor. Barajı düşürür gibi gösterip, bir başka anlamda yükseltiyorlar. Neden böyle bir yasa ile seçime girmeyi kabul ediyorsunuz. Madem Erdoğan’ın adaylığını belirleme yetkisine sahipsiniz, o zaman eski yasayla gireceğiz ve Mart’ta seçimi yapalım deyin. Eski seçim yasasında en kıdemli hakim seçim hakimi iken, yeni yasada AK Parti’nin istedikleri seçim hakimi olacak. Erdoğan’ın normal şartlarda anayasa ihlal edilmezse ve AK Parti’nin anayasa hamlesi CHP ve İYİ Parti tarafından desteklenmezse cumhurbaşkanı olma ihtimali yok. Kendi adayını belirleyememiş ve bu noktada parçalanma ihtimali büyümüş Millet İttifakı’nın kendi adayını belirlemeden Erdoğan’ın adaylığına evet demesini Türk milletine anlatmasının mümkün olmadığını düşünüyorum.

“TERÖRLE MÜCADELE İSTİKLAL CADDESİ’NDEN SAKSI KALDIRARAK YAPILMAZ”

Zafer Partisi’nin aylardan beri ısrarla vurgulaması, konuyu gündeme getirmesine rağmen sınır güvenliğimiz sağlanmış değil. Sınır güvenliği sağlanmadığı için delik deşik olan sınırlarımızdan her türlü terörist, uyuşturucu, suçlu, tecavüzcü geçiyor ve Türkiye’ye giriyor. Bunlardan sadece bir tanesinin Taksim’de yaptığını gördünüz. Terörle mücadele İstiklal Caddesi’nden saksıları kaldırarak yapılamaz. Terörle mücadele sınırlarda yüzde yüz güvenlikle yapılır. Milyonlarca suçlunun bulunduğu yerde kamu ve milli güvenliği sağlamak, teröre karşı etkili mücadele vermek neredeyse imkansızdır. Uyuyan hücrelerin hepsinin uyandırılması sonucunda Türkiye’de kamu güvenliği tamamen ortadan kalkacaktır.

“OTTOWA ANLAŞMASI’NDAN ÇIKACAĞIZ

Zafer Partisi olarak Ottawa Anlaşması’ndan çekilip, sınırlarımızın tekrar mayınla döşenmesi, balon sistemi ile sınırın karşı tarafının kilometrelerce ileriden başlayarak gözetlenmesi, İHA ve SİHA’ların kritik noktalarda uçuş yapması, sınıra yaklaşanları uzaklaştıracak tedbirler alınması, Türkiye’ye yönelik silah ve insan kaçakçılığı yapan yabancı şebekelerin MİT tarafından yapılacak operasyonlarla yok edilmesi, sensör sistemleri ile sınırda güvenliğin artırılması gibi kapsamlı müşterek istihbarat koordinasyon merkezi planını Anadolu Kalesi altında paylaştık ve paylaşmaya devam edeceğiz. Bugünkü zihniyet devam ettikçe, Türk insanının güvenliğini sağlamamız mümkün değildir. Önümüzdeki seçim Türk halkı için bir referandumdur. Bu referandumda iki görüş ve iki parti vardır. Partilerden birisi Zafer Partisi, 13 milyon sığınmacı ve kaçağı 1 sene içinde vatanlarına yollayacağını, gerekirse zorla göndereceğini söylemektedir. Gitmelerini istiyorsanız Zafer Partisi’ne oy verin. Diğer partiler ise sığınmacıları vatanlarına yollamaya niyeti olmayan partilerdir. Sığınmacılardan memnunsanız ve daha fazlasının gelmesini istiyorsanız diğer partilere oy verin. Her seçmen, her halk tercihlerini sonucunu olumlu ve olumsuz şekilde yaşar.