Ergenlik dönemi aileden, bazen, o boğucu olabilen “Çırak Eğitim Merkezi’nden” akran yörüngesine çıkış dönemidir. Ergenlik, bireyselleşmenin başladığı, kimlik oluşumunun şekillendiği, bireyin kendisini toplumda tanımlamaya başladığı çalkantılı bir süreçtir. Çocukluk yaşantısından erişkinliğe geçişte köprü niteliğinde olan bu dönem ebeveynler ve ergen bireyler için oldukça zor bir dönemdir.
Ergenlik döneminde, gençler arasında tehlikeli sayılabilecek durumlara karşı risk içeren davranışlar, bir gruba ait olma ile birey olmanın ikilemi ergenlik dönemine özgü deneyimlerin özelliklerindendir. Ergenlik dönemindeki en büyük risklerden biri kuşkusuz ki madde kullanımıdır. Bu dönemdeki alkol ve madde kullanımı yetişkinlik dönemi içinde tehlike oluşturabilir.Ergenlik sürecindeki “biz kimiz, ben kimim“ yani kimlik oluşturma süreci ve erişkinler tarafından “bağımsız birey“ olarak kabul edilme sürecinde, ergen bireyler farklı davranışlar sergilerler. Madde kullanımı ergenler için çoğu kez bağımsızlık ve özerkliğin bir simgesi olarak gerçekleşmektedir. Bu davranışları sergileme esnasında ise ergen bireyin erişkinlik sürecini nasıl tanımladığı ve algıladığı da oldukça önemlidir. Örneğin; Ergenin sigara içme veya alkol alımını yetişkin davranışı olarak nitelendirmesi sigara ya da alkol bağımlılığı gelişimini destekleyebilir.
Ergenlerde Madde Kullanımının Nedenleri
Ergenlerde madde kullanımına başlanmasında arkadaş gruplarının etkisi büyüktür. Özellikle 14-16 yaş aralığındaki ergenlerde maddeye başlamada etkili en önemli risk faktörünün ‘madde kullanan bir arkadaşının olması’ olarak söylenebilir. Arkadaşının veya arkadaş çevresinin madde kullanması, arkadaş grubu içinde statü kazanma, beğenilme, arkadaşları tarafınca kabul görme ve arkadaş grubunun madde kullanımı ile ilgili tutum ve algıları bu konuda belirleyicidir. Arkadaş grubunun etkisini azaltıcı en büyük faktör ailesel etkenlerdir. Ailenin ergenle kuracağı sevgi ve saygıya dayalı güçlü bağ, arkadaş baskısıyla baş etmede çok önemlidir.
Ebeveynlerin ergen üzerindeki rol modeli de madde kullanımında önemli diğer bir faktördür. Tutarlı sınırların olmadığı, aile üyelerinin sağlıklı bir iletişimde bulunmadığı, aile içi şiddet ve istismarın bulunduğu, ebeveynlerin de alkol ve madde kullandığı bir ailede yetişen ergenin madde kullanımına eğilimi oldukça yüksek olabilir. Ebeveynlerin çocuğun yaşamında sevgi ve sınır ayrımını yaparak, ebeveyn-çocuk arasında yakınlık ve bağlılık, ergen davranışlarını olumlu yönde etkileyecektir.
Çocukluk döneminde şiddet içerikli davranışlara eğilimi olan, öfkeli, sinirli, aşırı utangaç, isyankâr kişilik özellikleri gösteren, okulda başarısız olan, derslerinde zorlanan, öğretmenleri ve okulla diyalogu zayıf olan çocukların da madde kullanımına açık oldukları yapılan araştırmalarda gösterilmiştir.
Bunların yanı sıra; Sosyoekonomik düzeyin düşüklüğü, kötü fiziksel şartlar, yaygın madde kullanımı ve maddeye ulaşımın kolay olması gibi faktörler de çevresel risk etkenleri olarak sayılabilir.
Çocuk Ve Gençlerde Madde Bağımlılığını Önlemenin Yolları
Aileler, ergenlik ve gençlik yıllarının, özellikle arkadaş davranışlarından etkilenmeye çok açık hassas bir dönem olduğunun bilincinde olarak, gençlerin kişisel gelişimlerini ve bireysel yeteneklerini güçlendirmelerini teşvik ederek, akranlarından gelecek olumsuz baskılara karşı dirençlerini artırmada yol gösterici olmalıdırlar. Ergenlerin maddeye başlamalarını önlemek için gerekli olan ‘hayır diyebilme’ becerisini geliştirmek ve kendilerini madde kullanma teklifini redde- debilmede yeterli hissetmelerini sağlamak önemlidir. Madde kullanımından korunmaya ilişkin ergenlerin, kendi sağlıkları hakkında bilgilenmeleri ve sağlıklarını korumaya yönelik doğru davranış ve tutumlar kazanmalarına yönelik çalışmaların hedeflenmesi, kısacası sağlıklı bir toplumun oluşturulması açısından önemlidir.
YORUMLAR