Medifiz Fizyo&Sports Fizyoterapisti Aslı Vural, “Çalışma sisteminde ergonominin asla düşünülmemesi, uzun süre masa başı çalışmaları, teknolojik nedenler, doğallığını koruyamadığımız gıda ürünlerinin tüketilmesi, gebelik, aşırı kilo, yanlış ve aşırı yapılan spor, yanlış ayakkabı kullanımı ve hatta psikolojik sebeplere kadar uzanan bir risk faktörü haritasıyla karşı karşıya kalmaktayız” bel fıtığını tetikleyen faktörleri sıraladı.
HER YAŞ GRUBU ETKİLENİYOR
Vural, bel fıtığı rahatsızlığından her yaş grubunun etkilenebildiği kadar bel fıtığı tedavisi görenlerin dahi etkilendiğine dikkat çekti. Vural, “ Karşılaştığımız vakaların geneline bakınca ise her yaş grubunda fiziksel olarak başlayan bu rahatsızlık, psikolojik olarak da hastaları etkilemektedir. Başvuranların arasında defalarca bel fıtığı cerrahisi geçirmiş hastalar da var. Sonrasında dikkat edilmesi gerekenlere uymadığı için ya da zaten sağlıksız bir bedene sahip olduğu için bu durumdan kurtulamamış aksine giderek artan ağrılarla hayat kaliteleri yerle bir olmuş kişilerden bahsediyorum” dedi.
VÜCUDUNUZU BÜTÜN OLARAK DÜŞÜNÜN!
Vücudu bir bütün olarak ele alıp, kişiye özel program uygulayarak daha verimli sonuçlar elde edildiğini dile getiren Vural, “’Bel fıtığı dediler ama belim ağrımıyor bacağım ağrıyor’ şikayetiyle başvuran sayısı da göz ardı edilemeyecek kadar çok. Vücudumuzun herhangi bir bölgesinde oluşan dejenerasyonlar elbette ki başka bölgelerimizi de etkileyecek. Bunu bazen fark etmeyiz bile ancak bazen de ayağa bile kalkamayacak kadar sert bir durumla karşılaşılaşabiliriz” dedi.
Fizyoterapist Vural sözlerine, “MR, BT, röntgen gibi görüntüleme sistemlerinin yanı sıra, hasta muayenesi burada önceliklidir. Sadece yaralanmış bölgeye müdahale etmek bu gibi durumlarda yetersiz kalır ve ne kadar detay elde edilirse ancak bu durumda rahatsızlık tedavi edilebilir. Örneğin; omurgasını dik tutamayıp, kambur duran bir kişinin, belindeki bu problemi tam olarak tedavi edemezseniz. Yürüyüş bozukluğu yaşayan ya da tek bacak yük aktarımını yapamayan kişiyi de tedavi edemezsiniz. Burada bizim hastalarımıza anlattığımız ve şaşırdıkları nokta; ”vücut bir bütün ayrı düşünmemiz imkansız.” Bundan dolayı gelen kişileri baştan ayağa dikkatlice muayene edip, tüm sorunları not edip, analiz ediyoruz ve tedavimizi buna göre planlıyoruz. “Genetik rahatsızlıklar var mı?” “Kronik bir hastalık var mı?” “Herhangi bir şeye karşı alerjik reaksiyonu var mı?” bu soruların cevapları, hiç dikkat edilmeyen ama en çok dikkat edilmesi gerekenlerdir. Kilolu bir kişiyle zayıf bir kişiye, tansiyon problemi olan bir kişiyle bir çocuğa, herhangi başka bir sağlık sorunu olmayan kişiyle profesyonel sporcuya aynı programı yaptıramazsınız” şeklinde devam etti.
SPORCULARINDA BAŞINA GELEBİLİR
Spor yapmak beden sağlığı için her ne kadar önemli olsa da bilinçsizce yapıldığında bel fıtığı gibi rahatsızlıklara yol açabileceğine değinen Vural, “’Spor yapan biri sakatlanır mı? Hem de bel fıtığından?’ Bu da acıyı tatmış olan sporcuların yönelttiği soru. Aslında biraz isyan oluyor. Evet, ne yazık ki sakatlanıyor. Bu vakalarda, biraz bilinçsizlik ön plana çıkıyor” ifadelerine yer verdi.
ÖNCELİK TEDAVİ
Fizyoterapist Vural , bel fıtığı şikayetiyle kendilerine başvuran hastalara yaklaşımlarının geçici yöntemlerden ziyade kalıcı tedaviler olduğunu dile getirdi. Vural, “Öncelikli olarak bize başvuran hastaların ağrıları geçsin de rahat etsinler diye düşünmüyoruz. Aynı yaş, aynı tanı, aynı rahatsızlıklarla başvuran kişilere bile aynı programı uygulamıyoruz. Ağrılı duruma müdahale etmek tedaviye başlandığında ilk hedeftir ancak genele baktığımız zaman, burada yaptığımız çalışmalar; rahatlatmak değil tedavi etmek amacıyla yapılan çalışmalardır” şeklinde konuştu.
RAHATSIZLIĞINIZI KÜÇÜMSEMEYİN!
Fıtık tedavisinin ertelenmemesini vurgulayan Vural, “Ne yazık ki bu yaralanmaları, ‘Aman ya, altı üstü bir fıtık işte, çevremdeki bir çok kişide var’ diyerek ya süreci uzatmış ya da tedavi edilemez, cerrahi zorunluluk gerektiren bir duruma getiriyoruz. Altı üstü bir fıtık işte hayatınızı karartmasına izin vermeyin” dedi.