CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan A. Adayı Alaattin Yüksel, Ekonomi Bakanlığını Nihat Zeybekci’nin yürüttüğü dönemde Türkiye’den ihraç edilen ürünlerin ortalama kilogram değerinin 1,59 dolarken bugün bu rakamın 1,28 dolara kadar düştüğünü belirtti. Günümüzde de süren bu değer kayıplarını önlemek için, Türkiye’nin bir an önce katma değerli üretime geçmesi gerektiğini açıklayan Yüksel, “İzmir’de tarım kooperatiflerinin çiftçiden aldığı ürünleri işleyip, markalaştırıp pazarlaması modelinde olduğu gibi sanayide de benzer modelleri çoğaltmalıyız. Hammadde yerine işlenmiş ürünleri çok daha yüksek değere satmamız şart. İşte o zaman ihracat kilogram değerlerimiz en az 3-4 dolar seviyelerine çıkar” dedi.
İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (İZSİAD) düzenlediği ‘Geleneksel Üye Buluşması’na katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkan A. Adayı Alaattin Yüksel, işadamlarının yoğun ilgisiyle karşılaştı. İZSİAD Başkanı Hasan Küçükkurt’un ev sahipliğindeki etkinlikte üyelerle fikir alışverişinde bulunan Yüksel, Türkiye’nin ihracatta da atılım yapması için İzmir’i örnek alması gerektiğini aktardı.
“HIZLA DÜŞÜŞE GEÇTİ”
AKP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Nihat Zeybekci’nin ekonomi bakanlığına atandığı 2014 yılında Türkiye’nin ihracat rakamının ortalama kilogram fiyatının 1.59 dolar olduğunu belirten Yüksel, “Zeybekci’nin ekonomi yönetiminde ihracatımızın kilogram fiyatı önce 1.44, sonra da 1.37 dolara kadar düştü. Çünkü üretimi bitirip, sadece hammadde satmayı tercih ettiler. Bugün ne yazık ki bu rakam1.28 dolar seviyelerine kadar düştü. Öte yandan ürünlerimizi hammadde olarak bizden ucuza alan yabancılar bunu işleyip, ürüne dönüştürüp kilogram fiyatını çok yüksek değerlerle bize geri satıyorlar. Böylece ülkemizin hem hammadde rezervleri azalıyor hem de hızla fakirleşiyoruz” diye konuştu.
“İZMİR MODELİ ÖRNEK ALINMALI”
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tarımsal ürünlerin hammadde olarak çiftçinin elinden ucuza alınmasının önüne geçmek için Tarım Daire Başkanlığı’nın kurduğunu kaydeden Alaattin Yüksel, “Köylerde kooperatiflerin kurulmasına önderlik edilerek çiftçinin ürünleri işlenmeye ve katma değer kazandırılmaya başlandı. Markalaşan bu ürünler kooperatifler aracılığıyla çok daha yüksek fiyata satılıyor. İzmir’deki kırsalda kalkınma modeli, Türkiye’nin de sanayide kalkınmasına örnek olabilir” ifadelerini kullandı.
“KONUŞMAK YERİNE HAREKETE GEÇİLMELİ”
Türkiye’nin hızla üretim odaklı politikalardan uzaklaştığını da sözlerine ekleyen Yüksel şunları söyledi: “Kilogram fiyatındaki hızlı düşüşler zaten bu durumu da doğruluyor. Silkinip atağa kalkmamız, markalaşmamız lazım. Dünyada isminden söz ettiren markalara ihtiyacımız var. Sanayi 4.0’ı konuşmak yerine artık uygulamaya geçmeliyiz. Arge ve inovasyon odaklı yeni yatırımların önünü açmalıyız. Biz de kentimiz adına üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazırız. İzmir Modeli’ni geliştirmek, çoğulcu ve katılımcı bir yönetim anlayışını benimseyerek İzmir’i her alanda bir dünya markası yapmak için projeler üreteceğiz. Tarım, sanayi, ticaret ve turizmde üreterek büyümekten başka çaremiz yok.”