Ana Sayfa Arama Galeri Video
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Zehra Çavdar yazdı: Uyum

Hayatımızdaki her şey bir

Hayatımızdaki her şey bir uyum içinde işler.  Bütünün uyumunu bozan herhangi bir oluşum ya sistemin doğal işleyişi içinde yok edilir  veya sisteme zarar verir. Canlı veya cansız her varlıkta bu durumu gözlemlemek mümkündür.

Elinizdeki telefonlar en küçük bir parçası arızalansa, çalışamaz hale gelir. Çalışsa bile istediğiniz verimlilikte çalışamaz. 

Arabalarınız için de bu durum böyledir veya evinizdeki buzdolabı için de. Bütününü oluşturan parçalarında veya akıllı çalışmasını sağlayan programında en küçük bir aksama olsa makinanız kullanılamaz hale gelir. Tekrar çalışabilmesi veya eski verimliliğine tekrar kavuşabilmesi için bir onarım geçirmesi gerekir. Bütünün uyumunu bozan bir aksama makinanın çalışmasını olumsuz olarak etkiler.

Kullandığımız bütün makinalar için bu durumu geçerlidir.

Doğa için bu durum geçerlidir. Hepimiz farkındayız, sevgili dünyamızın toprak, su ve hava dengesini bozduğumuzda neler olduğunu/olacağını biliyoruz. Kirlenen sular, kesilen ağaçlar, katledilen hayvanlar canlı cansız bütün varoluşa zarar veriyor.

Her ne kadar bütün evrenin hakimi gibi yaşasa da insan için de durum farklı değil, ne yazık ki!

Yaşadığımız çevrede kontrolsüzce meydana getirdiğimiz değişimler bütünün uyumunu bozuyor ve doğal dengeye zarar veriyor. Mevsimlerin değişmesi bunun en çarpıcı örneği.

Biraz daha detaya inelim:

Her makina gibi bedenimizi oluşturan parçalarında uyum içinde çalışması bütünün düzeni için çok önemli. Sistemde uyumu bozup dengesiz hale getirecek bir aksaklık olmamalı.

Neyse ki bedenimiz bu konuda bizden daha zeki ve titiz. En ufak bir risk hissettiğinde veya bir aksaklık oluştuğunda hemen kendi koruma mekanizmasını çalıştırıyor ve kendi kendini onarmaya başlıyor. Bademciklerin şişmesi, ateşlenmemiz, ödem oluşması ve benzeri daha pek çok belirti var, sistemde bir aksaklık oluştuğunu ve tedavi edilmesi gerektiğini bize haber veren.

Uyumun bir de ruhsal boyutu var, enerjisel boyutu.

Bu hayatta var olmamızın bir nedeni var. Buraya boşu boşuna gelmedik değil mi? İnsanlığı kurtarmak gibi bir görevimiz olmayabilir, ama belki bahçemizdeki erik ağacının bize ihtiyacı vardır ki, eriklerinden yiyen çocuklar mutlu olsun…

Kendi ruhsal varlığımızla uyum içinde olmamız da işte bu bakımdan önemli. Madem ki bu yaşama geldik, madem ki bu güzel gezegenin, bu güzel bölgesinde soluk alıp veriyoruz, madem ki oldukça güzel işleyen bu varoluş sisteminin bir parçasıyız; öyleyse uyumu korumak ve desteklemek konusunda bizim de sorumluklarımız var demektir.

Aksi durumda ne mi olur?

Hasta oluruz. Hem bedenen, hem ruhen hasta oluruz. Bozulan cep telefonları gibi.

Kim kanser olmak ister?  

Öyleyse neden kendimize karşı bu kadar yabancı ve düşmanca davranıyoruz…